İsrail'in son 10 yıllık politikasına damga vuran ve ülkesinin Filistinlilere karşı uyguladığı zulmün dozajını her geçen gün artıran Netanyahu, seçimi önde tamamlamak için türlü yöntemlere başvuruyor.
Ülkede seçime bir aydan az süre kalırken anketlerde ikinci sıraya düşen Netanyahu, bugünlerde fanatik Yahudilerin oylarını almak için Türkiye'ye de türlü iftiralar atıyor.
Hakkında yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma gibi üç ayrı soruşturma dosyası bulunan ve İsrail Başsavcısı'nın seçimin ardından bu dosyalara ilişkin kararını açıklaması beklenirken, Netanyahu'nun seçim öncesi kullandığı ayrıştırıcı ve saldırgan dil dikkati çekiyor.
Netanyahu daha önceki seçimlerde de buna benzer söylemler kullanarak, ülkedeki fanatik kesimlerin oylarını almaya çalışmıştı. En son 2015'te yapılan genel seçimde ülkedeki Filistinli seçmenleri hedef alan ırkçı açıklamalar yapan Netanyahu, seçimi kazandıktan bir gün sonra ise özür dilemişti.
-"İsrail sadece Yahudilerin devletidir"
Aşırı sağ politikalarıyla öne çıkan Netanyahu, seçim öncesi kullandığı dili daha da sertleştirdi. Seçimin kaderini sağ seçmenin belirleyeceğini iyi bilen Netanyahu bir anlamda "tribünlere oynamaya" devam ediyor.
Netanyahu, geçen hafta İsrailli oyuncu ve model Rotem Sela'nın sosyal medyada paylaştığı "İsrail tüm vatandaşların ülkesidir" şeklindeki cümlesine verdiği cevapta, "Sevgili Rotem, önemli bir düzeltme: İsrail tüm vatandaşlarının devleti değildir. Meclisten geçirdiğimiz Yahudi Ulus Devlet Yasasına göre, İsrail sadece Yahudilerin ulus devletidir." ifadelerini kullanmıştı.
İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin de bu hafta başında tartışmaya katılarak Netanyahu'nun sözlerine tepki göstermiş, "İsrail devletinin tam anlamıyla Yahudi ve demokratik bir devlet olduğuna inananlar, tüm vatandaşların İsrail'de eşit haklara sahip olduğunu hatırlamalılar. Bu ülkede birinci sınıf, ikinci sınıf seçmen yoktur." açıklamasında bulunmuştu.
- Filistinlilerin partilerine getirilen seçim yasağına destek verdi
Yaptığı açıklamalar ve attığı adımlarla Filistinlilere olan düşmanlığını açıkta ortaya koyan Netanyahu, İsrail Merkez Seçim Komisyonu'nun İsrail vatandaşı Filistinlilerin oluşturduğu 2 partili (Ulusal Demokratik Meclisi-Birleşik Arap Listesi) blokun seçime girmelerini yasaklamasına da destek verdi.
Merkezi Seçim Komisyonu'nun 7 Mart'ta aldığı kararın ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Netanyahu, "Terörü destekleyenlerin İsrail meclisinde yeri yoktur." diyerek Filistinlilerin oluşturduğu bloka getirilen yasağı destekledi.
Ulusal Demokratik Meclisi-Birleşik Arap Listesi'nin oluşturduğu blokun seçime katılıp katılamayacağına ilişkin son kararı ise İsrail Yüksek Mahkemesi verecek.
- Fanatik partiye meclis yolunu açtı
İsrail'deki son kamuoyu yoklamalarında Netanyahu'nun partisi Likud'un seçimde ikinci sıraya düşeceği öngörülüyor. Buna karşılık Netanyahu, meclisteki sağ partilerin çoğunluğu sağlaması için bazı girişmelerde bulundu.
Ülkede üç dönemdir kesintisiz Başbakanlık görevini yürüten ve koltuğunu kaybetmek istemeyen Netanyahu, yüzde 3,25'lik seçim barajını aşamayacağı tahmin edilen sağ partilere birleşme çağrısı yaptı.
Hatta bunu bir adım öteye taşıyan Netanyahu, muhtemel sağ ittifaka, seçimi kazanması halinde kuracağı hükümette iki bakanlık sözü verdi.
Bu çağrının ardından aşırı sağ görüşleriyle öne çıkan ve barajı aşamayacağı öngörülen Filistin karşıtı Yahudi Evi ve Yahudi Gücü Partisi seçime ortak listeyle girme kararı aldı.
Bu partilerden Yahudi Gücü'nün, ABD doğumlu Meir Kahane'nin İsrail'de kurduğu Kach Partisi'nin devamı olduğu belirtiliyor. Irkçılığı yaydığı gerekçesiyle 1988 yılında yasa dışı ilan edilen partinin devamı olarak gösterilen Yahudi Gücü Partisi'ne meclis yolunu açması nedeniyle, İsrail yanlısı Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) ve Amerikan Yahudi Komitesi (AJC) bile Netanyahu'ya tepki göstermişti.
- İsrail askerlerine ait mezarlığı seçim kampanyasında kullandı
Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud, seçmenlerden solcu partilere oy vermemelerinin istendiği seçim kampanyası videosunda İsrail askerlerine ait bir mezarlığı kullandı.
Gelen tepkilerin ardından özür dileyen Netanyahu, askerlere ait mezarlığın videoda yer almasının "montaj hatası" olduğunu ileri sürdü.
- Seçimi Arap-Yahudi çekişmesine çevirdi
Netanyahu ayrıca seçimdeki en yakın rakibi olarak gösterilen eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz ile eski gazeteci Yair Lapid'in kurduğu "Mavi Beyaz" ittifakının seçimden sonra İsrail vatandaşı Filistinlilerin partileriyle koalisyon kurmayı planladığını iddia etti.
Bu iddiasını gündemde tutmak için de seçim kampanyasında "Bibi veya Tibi" sloganını kullanmaya başladı.
Netanyahu'nun lakabı olan Bibi ile İsrail meclisindeki Filistinli milletvekili Ahmed Tibi'nin soyadını yan yana getirerek, seçmenlere Mavi-Beyaz ittifakına oy vermeleri halinde Filistinlilerin destekleyeceği bir koalisyon hükümetinin kurulacağı mesajını vermeye çalıştığı dile getiriliyor.
- Seçim günü kışkırttı bir gün sonra özür diledi
İsrail'de 27 Mart 2015'te yapılan genel seçimler sırasında Netanyahu ülkedeki yaklaşık 2 milyon Filistinli seçmeni hedef alan ırkçı açıklamalar yapmış, seçimi kazandıktan bir gün sonra ise özür dilemişti.
Seçim günü öğleden önce sosyal medya paylaşımında bulunan Netanyahu, "Sağcı hükümet tehlikede. Arap seçmen sandığa akın ediyor. Solcu sivil toplum kuruluşları onları otobüslerle oy vermeye götürüyor" demişti.
Netanyahu'nun bu sözleri ırkçı olmakla eleştirilmiş, seçimlerde ikinci parti olan merkez-sol eğilimli Siyonist Birlik lideri İzak Herzog, İsrail Başbakanı'na, "Arap seçmenlerden özür dilemesi" çağrısında bulunmuştu.
Bu sözleriyle radikal İsrail seçmenini kendisine oy vermesi için sandığa yönlendirmeyi hedefleyen Netanyahu, seçim bittikten sonra ise yaptığı bu kışkırtıcı açıklamalarından dolayı özür dilemişti
Netanyahu, "Birkaç gün önce söylediğim şeylerin bazı İsrail vatandaşı Arapları incittiğini biliyorum. Benim niyetim bu değildi, özür dilerim." ifadesini kullanmıştı.
- "Rezillikler Tarihi"
Netanyahu'nun siyasi emellerine ulaşmak için sarf ettiği skandal sözler için sonradan özür dilemesi sadece bununla da sınırlı değil. Neredeyse siyasete başladığı dönemden beri bu yöntemi kullanan Netanyahu, bu nedenle epeydir İsrail basının da hedefinde.
İsrail'in en büyük gazetelerinden Haaretz'de Mazal Mualem imzasıyla 2009 yılında yayımlanan bir makalede, "Netanyahu için özür kelimesi en kolay söylenen kelime gibi gözüküyor." başlığı kullanılmıştı.
Makalenin "Rezillikler Tarihi" ara başlığıyla devam eden kısmında, Netanyahu'nun ırkçı veya rencide edici sözleri nedeniyle sonradan dilediği özürlerin bir listesi verilmişti.
Netanyahu bu yöntemi kullanarak radikal İsrail seçmeninin oylarını almayı ve bu sayede iktidarını devam ettirmeyi hedeflemekle itham edilmişti.
- Netanyahu döneminde 3 bin 300'den fazla Filistinli katledildi
Binyamin Netanyahu, başbakanlığı boyunca kullandığı ırkçı ve ayrıştırıcı dilin yanı sıra Filistinlilere yönelik birçok katliama da imza attı.
İsrail'de dört kez başbakan olan ve halen bu görevi yürüten Netanyahu döneminde Gazze Şeridi'ne 2 kez büyük çapta saldırı düzenlendi. Netanyahu'nun emriyle Gazze'ye düzenlenen bu 2 saldırıda 2 bin 250'den fazla Filistinli şehit oldu.
İsrail güçlerinin Netanyahu döneminde 2009'dan bu yana Batı Şeria ve Gazze'de şehit ettiği Filistinlilerin toplam sayısı ise 3 bin 300'den fazla.
Bu dönemde katliamların yanı sıra Filistinliler üzerindeki baskı da giderek arttı. İsrail yönetimi bu yıl işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait en az 133 evi yıktı.
Kaynak: Diyarbakır Söz