MANEVİYATTAN YOKSUN EĞİTİMLE Mİ?

Önceki gün, bir grup eğitimciyle sohbet ediyoruz!. Mevzu, çocuklarımızın at yarışına dönen, sınav maratonları!.. Son üç yılın istatistikleri konuşuluyor.. LGS ve YKS’de çocukların başarı yüzdesi..

***

Malum!.. LGS sonuçları açıklandı.. YKS’nin de eli kulağında.. LGS’de olduğu gibi, YKS’de de yüzbinlerce öğrencinin ailesinde, evinde sınavdaki puan düşüklüğünün neden olduğu, matem havası esecek!..

***

Peki bu matem yaratıcı başarısızlık, kimden kaynaklı?.. Çocuklarımız mı, başarısız, yeterince öğrenme bilgisine, ya da akıl havsalasına sahip değiller mi?.. Veliler de mi bir sıkıntı var?!.. Genetik kaynaklı mı? Anne, baba çevre mi, ilgisiz ya da bilgisiz mi?..

***

Yoksa, okul, öğretmen, idare mi?.. Akıldan gecen onlarca soruya karşılık, gelen yanıt kesinlikle hayır?.. Eee, neden?.. Söylenen şu.. Öylesine saçma, öylesine belirsizlik, ikilem üretici bir sınav sistemimiz var ki, kuşkuya, kaygıya, endişeye kapılmamak imkansız!..

***

Ki, sınavda tüm soruları bilen, tam puan alan!.. Sokak diliyle akıl küpü, Türkiye şampiyonu sıralamasında yer alan, öğrenciler bile!.. Eğitimdeki bir sonraki aşamaya geçme noktasındaki tercihte bile, çekinceli!..

***

Ya ilk tercihe giremezsem.. ! Burda kritik soru şu; elde edilen başarıdan, anladığımız nedir?..Tabi sorudaki ikmal, eğer ki, ile başlıyor.. Yani mutlu, keyifli, başarılı bir yaşam tercihi vaki ise, ki bu sınavlar bize onu sorgulatıyor?!..

***

Bunu derken, duayen eğitimcimiz lafa girdi.. Elbette ki sorgulamak gerekir.. Çünkü, eğitim bir yaşam sanatıdır, amacı da bireyi, ilgi, yetenek, beceri ve performans kriterleriyle, hayallerini gerçekleştirmeyi, önceler!..

***

Mevcut hal-i durum buna cevaz veriyor mu?! Ya da sağlayıcı mı?.. Maalesef.. Bilakis köreltici, hayattan koparıcı!.. Eğitime atılan ilk adımda, travmatik kaygı başlıyor!.. Bugün, aldığı eğitimle, sağladığı başarıdan memnun olanların oranı; yüzde 20 bile değil..

 

***

Duayen hocamız, detaylandırıyor!.. Hayat maratonuna hazırlanan çocuklarımıza, at yarışçısı değil de, kendi özgüvenine kamil olan, mesleği sevdirmeli.. Çünkü her meslek kendisine göre, önemli, nitelikli ve ilgili!..

***

Ne var ki, elitist bir eğitim anlayışı? Sadece ve sadece maddiyatı önceler!.. Parası olan öğrencilere yönelik oluşan bir eğitim düzeni, salt bireysel değil, toplumsal bir sınıfsal ayrışmayı körükler!..  Vahim bir vakıa!.

***

Ne yazık ki, eğitim ve öğretim sistemimiz!.. Ki gelen giden tüm iktidarlar ve onların, bakanları.. Siyasi, ideolojik saiklerle ikmale getirdikleri, sınav sisteminde ısrarcı ve de ezberci olmuşlardır.. Yarım asırdır bu böyle!..

***

Lafa, genç idealist bir eğitimci girdi!.. Ve dedi ki, zihinlere üniversite diploması hayalini, ateşledik!.. Herkesi yönlendirdik, kuyruklar oluşturduk. Buna bir de vakıf, şirket, özel, devlet üniversitelerini sıraladık, mezunlar ordusu oluştu!

***

En trajik sınav maratonunu da, alınan üniversite diploması sonrası, getirilen hendekler!.. Mastır, doktora tezi!.. Lisans, ön lisans.. Peki tüm bu koşunun sonucunda elde edilen ne oldu?.. Yanıtını ben verdim; doktoralı işsizler kervanı!..

***

Aynen de öyle!.. Peki, bir mükafat vaki mi değil!.. Bakınız geçen yılki YKS’nin sınav ve tercih, verilerine!.. Nerdeyse, 1 milyona yakın bir eksilme var.. Yani tercih hakkı olmasına rağmen, 1 milyon kişi tercih yapmamış, kontenjanlar boş!

***

 

Sebep!.. Duayen eğitimcinin ifadesiyle!.. Nedeni basit.. Çünkü artık üniversite diploması tek başına, bir işe yaramadığı gibi, kıymet-i harbiyesi kalmadı!.. Ona bile, sınav şartı var.. Yani nefessiz bir eğitim ve yaşam koşusu!..

***

Söz, LGS ve YKS’nin tercihlerine gelince!.. Yanıt şu geldi.. İnsan gücü planlaması yapılmalı!. Hangi alana, mesleğe ne kadar insan gücü gereklidir istatistiğiyle, eğitim mekanizmasına işlerlik kazandırılmalı!. Yanlış, düzeltilmeli!

***

Bu yanlışın rotası, bilinmelidir ki kesinlikle sınavlardan geçmiyor.. LGS, YKS… Hatta KPSS’den de geçmiyor.. Can alıcı olan, bu sınavlardaki başarı ya da başarısızlığın, kişinin hayatına sağladığı garanti, nedir?! Açık kapı mı, kapalı mı?!

***

Nitekim görüyoruz, eğitim ve öğretim kurumlarımızı!.. Sınav maratonu sonunda kime odaklanıyorlar?! Sadece başarılı öğrencilere!.. Reklamlar operasyonuyla.. Tam puan çeken 719 LGS birincileriyle ilgilenen, okullara bakın!..

***

Çarşaf, çarşaf resimler!.. Ödüller, hediyeler ve tabi kendilerine çekim alanı oluşturan, methiyeler!.. Koca bin kişi içerisinde, bir kişi başarılı çıkmış, onunla yetiniyorlar.. Oysa ki, matem içerisinde olan, 999 öğrenciyi düşünmeleri gerekir!.. Niye başarısızlar!.. Ama yok!..

***

Çünkü, eğitim sistemimiz de maneviyattan yoksun, maddiyatın kölesi!.. Dile kolay, 81 il’den 15’inde, bir tek öğrenci dahi, tam puan alabilmiş değil…Geçen yıl 352 öğrenci tam puan aldı. Bu yıl,  963 bin 142 öğrenciden 719’u tam puan aldığı için, övünüyoruz!..

***

Ama nasıl olur diye de, dövünerek sorguluyoruz, olamaz bu kadar LGS birincisi, bir hile var diyoruz?.. Ee, geçen yıla oranla 1.5 kat artış var.. İşte bunların, izahı gerekmez mi, eğitim sistemini elinde tutan zat-ı muhteremler!?

***

 

MİLLİ EĞİTİM’DE OLANLAR?

Eğitimcilerle olan, sohbet uzun!.. Neyse diyerek, sordum, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünde, hal-i durum, nicedir diye?.. Hepsi aynı fiziki refleksle, gülümseyerek siz bizden daha iyi biliyorsunuz yanıtı aldım!.. Vay ki vay!..

***

Sahi!.. Şu İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki görev değişikliğinin hikmet-i mucibesi nedir?!.. Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, görevden alındı.. Yerine Siirt İl Müdürü Salih Sadoğlu geldi.. Hemşehri ikili.. Trabzonlu!

***

İki gündür değişikliği sorguluyorum.. Gelen yanıtlar pek tatmin edici olmadı!.. Ancak, iki şık üzerinde yüksek derecede duruluyor, Küçükali’nin el çektirilerek, Ankara’ya çekilmesine!.. Denilen şu..

***

Küçükali geldiği günden buyana, müdür yardımcıları, ilçe müdürleri ve okul müdürleri.. Beri yanda, Eğitim sendikalarıyla; sürekli didişip durdu.. İdeolojik bir takıntıyla; öyle ki bir şube müdürü 4 kez görevden alındı, 3 kez geri döndü!..

***

Bir de, kapital bazlı okul inşaatları, onarımları!.? Ve öğrenci taşıma, iaşe!. Yanında bir kısım rehabilitasyon merkezleriyle alakalı ayyuka çıkan, usulsüz işlemler!.. Ve Eğitim-Bir Sen’le olan, idari çekişme!.. Yani özetle, huzursuz geçilen bir 4 yıl!..

***

İşin YİKOB ayağı da, ayrı bir vaziyet!.. Şu 24 derslikli Bağlar’daki okulun, yargıya intikal eden dosyasındaki, itiraflar başlı başına, çarkın nasıl da rant eksenli döndüğünü anlatıyor!.. Hele ki, İBAN’lara aktarılanların birebir ifşası..

***

Neyse!.. Yeni İl Müdürü Sadoğlu.. Bakalım, halef, selefinin bıraktığı, ekseriyetinin fikri beyanıyla “enkazla” alakalı, nasıl bir yoğurt yiyiş sergiler, birlikte göreceğiz!.. Umarız, gelen gideni aratmaz!..

 ***

GÜNÜN SÖZÜ…

Selefin geride bıraktığı halefe sıhhatli yol sağlıyorsa ikmalde erdemlilik vardır!