Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, zina konusunda, "Avrupa Birliği sürecinde yanlış yaptıkları" özeleştirisinde bulunmasının ardından gündeme gelen zinaya ilişkin yasal düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen, bu ahlaksızlığı işleyenlerin en üst sınırdan cezalandırılması gerektiğini belirtti. Evsen, zinanın, sadece kişilerin değil toplumun da ahlaki yapısını ifsat ettiğine dikkat çekti.
Zinanın, haram olduğunu ve İslam'ın yasakladığı bir şeyin Türkiye Cumhuriyeti yasaları tarafından serbest bırakılmış olmasının, 'dindarım' diyen bir toplum için büyük bir tutarsızlık ifade ettiğini söyleyen Evsen, 2004 yılında zinaya ilişkin yapılan düzenlemelere ciddi manada karşı çıktıklarını hatırlattı.
Evsen, "Zina sadece kişilerin ahlaki yapılarını değil toplum yapısını da bozar. Zinanın yasaklanması, zina ile ilgili fiilleri işleyenlerin en üst cezadan cezalandırılması gerektiğinin arkasında duruyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2004 yılında, Avrupa Birliğinin yönlendirmesi sonucu böylesi bir uygulama yapıldığını, böyle bir uygulamanın aslında Müslüman toplum için uygun olmadığını söylemiş olması ciddi manada bizim için referans teşkil ediyor. İnşallah en kısa sürede bununla ilgili bir düzenleme yapılır. Zina tekrardan suç haline dönüştürülmüş olur." dedi.
"Cinsel istismarın her hâlükârda en üst perdeden cezalandırılması gerekiyor"
Son günlerde konuşulan cinsel istismarda hadım cezasının yeterli olmadığını söyleyen Evsen, "Bu konuyla ilgili hadımdan ziyade idam cezasının getirilmesinin daha doğru olur. İnsanların bununla ilgili gerçek manada caydırıcı cezalarla karşı karşıya kalması gerekiyor. Sizin getirdiğiniz ceza eğer caydırıcı değilse toplum içerisinde o suçtan uzaklaşma olmuyor. Ama bu işin sonucunda idamın olduğunu görseler belki bundan uzak durma gibi bir çaba içerisine girerler. Onun için cinsel istismarın her hâlükârda en üst perdeden cezalandırılması gerekiyor. Toplum, bugün cinsel istismar suçlarında idam cezasının gelmesini ve toplumun bu şekilde temizlenmesini bekliyor. Eğer biz toplumu bundan uzaklaştıramazsak toplum belirsiz bir noktaya gider. Nesebi belli olmayan çocuklar, ailesi olmayan çocuklar bu topluma yön veremezler." diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz