Yok olmayla yüz yüze geldi

Siirt’te yaz ve kış aylarına göre iç ısıyı dengeleme özelliği bulunan ve kireç taşından yapılan Cas Evleri, ilgisizlik sonucu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya geldi. Mimarlar, geçmişi yüzlerce yılı aşkın süreye dayanan Cas Evleri’nin gelecek nesillere kazandırılması için restore edilip koruma altına alınması çağrısında bulundu.

Yok olmayla yüz yüze geldi

Siirt’te bulunan ve geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan tarihi Cas Evleri, ilgisizlik ve bakımsızlık nedeni ile yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Mimarlar, Cas denilen kireç taşından yapılan ve az sayıda bulunan evlerin, gelecek nesillere aktarılması için bir an önce restore edilip koruma altına alınmasını istedi. Siirt kent merkezinde halen ayakta kalan ve yıkılma tehlikesi geçiren Cas Evleri’nin restore edilmesi gerektiğini kaydeden yüksek mimar Dicle Özavcı, bölgenin Anadolu ve Mezopotamya’nın kesiştiği noktada bulunduğu için farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını söyledi. Siirt’te milattan önce 7-8 bininci yıllara dayanan yerleşimin olduğunun tespit edildiğini kaydeden Özavcı, “Birçok kültüre ev sahipliği yapan Siirt’te mimari değeri yüksek bir sürü de yapı bulunmaktadır. Taşınır ve taşınmaz kültürel miraslara örnek olarak taşınmazlara örnek olarak Cas Evleri’nden bahsedebilirim. Cas Evleri’nden bahsedecek olursak 18. yüzyıllara ait olan bu Cas Evleri Siirt’in yerel kimliğini yansıtan iklimsel konfor özelliği yüksek olan sürdürülebilir bina diyebileceğimiz niteliktedirler. Cas Evleri’nin ismi aslında üzerinde bulunan sıva malzemesi olan Cas’tan gelmektedir. Cas alçı taşının fırınlanıp toz halini getirilmesiyle elde edilen bir sıva harç malzemesidir. Cas malzemesinin en önemli özelliği doğal bir yalıtım malzemesidir. Evin yalıtımını sağlamaktadır. Cas Evleri’nin duvarlarının taş malzemesinden yani moloz ve taş malzemeden olmasının özelliği de bu evleri sürdürülebilir ve iklimsel konforu iyi olan evler yapılmaktadır” dedi.

“Cas Evleri kaderine terk edilmiş durumda”

Evde kapıda bulunan tokmakların erkekler için yumruk şeklinde, kadınlar için ise açık el şeklinde tasarlandığını kaydeden Özavcı, şöyle devam etti:

“Erkeklerin daha tok, kadınların ise daha tiz bir ses çıkarıyor. Geçmişten bugüne kadar gelmeyi başaran Cas Evleri bugün maalesef kaderine terk edilmiş durumdadır. Bir harabeye çevrilmiş durumdadır. 18. yüzyıldan günümüze kadar gelmeyi başaran bu Cas Evleri bugün yıkılmaya yüz tutmuş bir haldedir. Bu yapıların korunmaya değer yapılar olduğunu belirtmek istiyorum. Şehrin yerel kimliğini geleneğini, göreneğini, kültürünü yansıtan çok değerli yapılar olan bu Cas Evler’inin korunması ve restore edilmesi gerekmektedir. Bu yapıların gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir. Bugünün çocukları geleceğin birer bireyidir ve bu yapıları tanımaya hakları vardır. Bu yapılarında korunmaya hakkı vardır. Diğer Cas Evleri’nin de restore edilmesi bugüne ve gelecek nesiller için bir aktarım olması sağlanmalıdır.”

Kaynak: Diyarbakır Söz