Türkiye’de ise, ÇİSİP’de yer alan uzmanların da destek verdiği Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından 2020 yılında yayınlanan ve DSÖ 2005 değerlerini baz alan araştırmaya göre 2017 - 2019 yılları arasında hava kirliliği nedeniyle trafik kazalarının neredeyse 6-7 katı kadar ölüm yaşandı. Aynı araştırmaya göre hava kirliliği DSÖ kılavuz değerine indirilseydi; 2019 yılında tüm ölümlerin yüzde 7,9’u (31.476 ölüm) ve 2018 yılındaki tüm ölümlerin yüzde 12,13’ü (45.398 ölüm) önlenebilirdi. Yeni DSÖ değerlerinin baz alınması durumunda ise bundan da fazla ölüm engellenebilirdi.
Çevre, İklim ve Sağlık için İş Birliği Projesi (ÇİSİP) ve Temiz Hava Hakkı Platformu çatısı altında bir araya gelen STK’lar ve kurumlar, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekerek, Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 2021 yılında revize edilerek aşağı çekilen sınır değerlerini benimsemesi ve önlem alması çağrısını yineledi. DSÖ, hava kalitesini ve kirlilik seviyelerini belirlemede en önemli ölçüt kabul edilen PM2.5 sınır değerini 2021 Eylül ayında güncelleyerek 10 mikrogram metreküpten 5 mikrogram metreküpe düşürmüştü.
Türkiye’de hava kirliliğine bağlı ölümler; trafik kazasına bağlı ölümlerden 7 kat fazla
TÜRKİYE’NİN 2029 HEDEFİ DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (DSÖ) TAVSİYESİNİN 5 KATI
Türkiye, hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı ülkelerden biri. Hava kirliliği, Türkiye ve dünyada en fazla ölüme neden olan çevre kirliliği olarak öne çıkarken; bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında yüksek tansiyon ve sigara kullanımından sonra üçüncü sıradaki ölüm nedeni. Türkiye’de de 2017 - 2019 yılları arasında hava kirliliği nedeniyle trafik kazalarının neredeyse 6-7 katı kadar ölüm yaşandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 2021 yılında güncellediği değerler, hava kirliliğinin daha önce tahmin edilenden daha zararlı olduğunu gözler önüne seriyor. Avrupa Komisyonu 2022’nin ikinci yarısında hava kirliliği sınır değerlerini revize etmeye hazırlanırken, Türkiye’nin 2029 için belirlediği ince partikül madde (PM2.5) kirliliği limiti, DSÖ sınır değerlerinin 5 katı. Sağlık uzmanları, hava kirliliğinden kaynaklanan milyonlarca can kaybının önlenmesi için Türkiye’nin de DSÖ’nün yeni sınır değerlerine uymasını talep ediyor. Türkiye’nin DSÖ kılavuz değerlerine uyması durumunda hava kalitesi artacak, hava kirliliğinin insan sağlığına olumsuz etkileri de önemli ölçüde bertaraf edilecek.
Türkiye’de mevcut durumda ise hava kalitesi DSÖ’nün halk sağlığını korumak için belirlediği güncel sınır değerlerini de, bir öncekini de karşılamıyor. Hava kalitesini ölçen bu değerlere göre Türkiye’de hiçbir yerde hava kalitesi sağlıklı düzeylerde değil yani Türkiye’deki hava kirliliği insan sağlığına zarar verecek boyutta. Hava kirletici maddelerden en büyük sağlık tehdidi oluşturan PM 10 için Türkiye’deki değer DSÖ’nün 2021 yılı öncesi için belirlediği değerin bile 2 katıyken, PM 2.5 için ise tam bir ölçüm bulunmuyor.
TÜRKİYE’DE PM2.5 SINIR DEĞERİNE İLİŞKİN BİR MEVZUAT BULUNMUYOR
DSÖ’nün güncel değerlerine uyum konusunda 2021 yılında tüm ülkeler sınıfta kalırken, Türkiye’de de durum farklı olmadı. Temiz hava için özellikle PM2.5 için ulusal limitlerin DSÖ hava kalitesi kılavuzu ile uyumlu olması ve PM2.5 ölçüm istasyon sayısının artması büyük önem taşıyor. Türkiye’de PM2.5 ölçümlerinin ülke genelinde yaygın olmaması ve PM2.5 sınır değerine ilişkin bir mevzuatın yürürlükte olmaması en büyük eksiklik olarak görülüyor.
Türkiye’de, geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği Müktesebatına uyum çerçevesinde hazırlanan ve henüz taslak aşamasında olan yeni yönetmelik de ihtiyaçları karşılamaktan uzak. Henüz yürürlüğe girmemekle birlikte taslak mevzuatta PM2.5 sınır değerinin 2021’de yıllık 30 mikrogram metreküp olması azalarak 2029 için 25 mikrogram metreküpe ulaşması hedefleniyor. Ancak bu değerler DSÖ’nün ne eski ne de yeni değerlerini karşılamıyor, hatta DSÖ’nün yıllık 5 mikrogram metreküp olarak belirlediği yeni sınır değerinin neredeyse 5-6 kat üzerinde.
ÇİSİP ağında yer alan sağlık uzmanlarına göre 2021 yılında açıklanan yeni DSÖ hava kalitesi sınır değerleri dikkate alarak hava kirliliği ile mücadele edilmesi, dolayısıyla yönetmelikte belirlenen değerlerin bu doğrultuda güncellenerek yürürlüğe girmesi gerekiyor. Temiz Hava Hakkı ve ÇİSİP’teki uzmanların yaptığı bir çalışmaya göre DSÖ’nün eski kılavuz değerlerine uyulsaydı dahi, Türkiye’de yılda yaklaşık 45 bin erken ölüm engellenebilirdi. 2021 yılından bu yana geçerli olan daha düşük alt sınır değerlerine uyulması halinde ise daha fazla erken ölüm engellenebilecek.
HAVA KİRLİLİĞİ YÜKSEK TANSİYON VE SİGARA KULLANIMINDAN SONRA EN BÜYÜK SAĞLIK RİSKİ
Hava kirliliğinin her yıl 8 milyon erken ölüme yol açtığı tahmin ediliyor. Bu ölümlerin 4.2 milyonu sanayi, trafik ve ısınma gibi kaynaklı dış ortam hava kirliliği, 3.8 milyonu ise evlerde ısınma ve yemek amaçlı kullanılan yakıtlardan kaynaklanan iç ortam hava kirliliği nedeniyle gerçekleşiyor. Yüksek tansiyon, tütün kullanımı ve bulaşıcı hastalıklardan sonra üçüncü önde gelen ölüm nedeni hava kirliliği. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan Küresel Hastalık Yükü araştırmasına göre dünya genelinde kadınlarda 2.92 milyon ölümün (tüm kadın ölümlerinin yüzde 11,3’ü), erkeklerde 3.75 milyon ölümün (tüm erkek ölümlerinin yüzde 12,2’si) hava kirliliğine bağlı gerçekleştiği hesaplandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz