TÜRK-İŞ'in ev sahipliğinde, üç konfederasyonun genel başkanlarının katıldığı basın toplantısında, konfederasyonların birlikte hazırladığı ve ücretler üzerinden kesilen vergi, enflasyon rakamları ve asgari ücret konularında işçilerin taleplerinin yer aldığı ortak bildiri kamuoyuyla paylaşıldı.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, yaptığı konuşmada, bugün karşı karşıya kalınan tablonun daha önce yaşanan krizlere benzemediğini, emsalleriyle iki misline yakın ücret dengesizliği yaşandığını söyledi.
Bunları konuşmak anlamsız, ayıp ve günah
Emeklinin ve asgari ücretlinin büyük sıkıntı yaşadığını, mevcut miktarlarla bir hafta dahi geçinme şansının bulunmadığını aktaran Atalay, "Halen bizim ülkemizde yok 'Asgari ücret fazladır', yok 'Asgari ücret 10 sene evvel böyledir, 20 sene evvel böyledir...' Bunları konuşmak anlamsız, ayıp ve günah. Yani tablo ortada, alınan para ortada, marketlerdeki, bakkallardaki, raflardaki fiyatlar ortada." ifadelerini kullandı.
İşçi, emekçi ve işsizlerin dayanma gücünün kalmadığını belirten Atalay, TÜİK'in açıkladığı rakamları gerçekçi bulmadıklarını, rakamların piyasalarla örtüşmediğini dile getirdi.
Atalay, "Yüzde 20'lik bir kesim bizim ülkemizde refah içinde yaşıyor. Bedelini yüzde 80'lik bir kesim ödüyor. Zaman zaman söyleniyor, 'Anayasaya ihtiyaç var.' Hiç kimsenin ihtiyacı yoksa işçinin anayasaya ihtiyacı var. Çalışma hayatının anayasaya ihtiyacı var. Yani patronların iki dudağının arasında, istedikleri gibi karar veriyorlar." diye konuştu.
TÜRK-İŞ Başkanı Atalay, açıkladıkları taleplerin bir an evvel yerine getirilmesini istedi.
Adaletli bir vergi sisteminden bahsedemiyoru
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, makro ekonomi göstergelerine bakıldığında büyümeye, gayrisafi milli hasıladaki artışa rağmen emekçilerin, ücretlilerin milli gelirden aldıkları payın azaldığını söyledi.
Türkiye'de refahın adil paylaşımıyla ilgili tersine bir gidişin söz konusu olduğunu aktaran Arslan, Avrupa ülkelerinde istisna olan asgari ücretin Türkiye'de genel ücrete dönüştüğünü anlattı.
Vergi sistemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Arslan, "Daha çok kazanandan daha az, daha az kazanandan daha çok bir vergi politikası söz konusu. Adaletli bir vergi sisteminden bahsedemiyoruz." diye konuştu.
Her yerel seçim sonrasında göreve gelen belediye başkanlarının işçi çıkardığına işaret eden Arslan, 31 Mart seçimleri sonrasında kendi konfederasyonlarına bağlı sektörlerden 5 bin civarında işçinin çıkarıldığını bildirdi.
Diyarbakır annelerinden birinin oğlunun da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığında işten çıkarıldığını belirten Arslan, "İşçilerin aşıyla, ekmeğiyle oynamasınlar. Eğer bir kriz varsa, ekonomik kriz, bunun çözümü işçileri işten çıkarmak değil, yeni kaynaklar oluşturmaktır, israfı önlemektir. Bir kısım yanlış ihaleler varsa bunları ortadan kaldırmaktır." ifadelerini kullandı.
Hepimizin çalışarak ürettiği toplam değer 85 milyonu insanca yaşatmaya yeter
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bugün yaşanan tablonun tesadüfen ortaya çıkmadığını, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın siyasal ve sınıfsal tercihlerinin bir sonucu olduğunu savundu.
Çerkezoğlu, "Hepimizin çalışarak ürettiği toplam değer bu ülkenin 85 milyon insanı insanca yaşatmaya yeter de artar bile. Yeter ki tercihler değişsin, gelirde, vergide adalet olsun, ülkede adalet olsun." diye konuştu.
Konuşmasının ardından Çerkezoğlu, üç konfederasyonun ortak imzasıyla "İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz." başlığıyla hazırlanan bildiriyi okudu.
Bildiri
İşçi konfederasyonlarının ortak imzayla kamuoyuyla paylaştığı, hükümetten taleplerinin ve önerilerinin yer aldığı bildiri 10 başlıkta toplandı.
"Vergide adalet istiyoruz" başlıklı maddede az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması istendi. Bildiride, "Vergi sistemi, gelir adaleti dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli, aile yükümlülükleri esas alınarak farklılaştırılmalıdır." talebine yer verildi.
Bildiride, gelir vergisi tarifesinin ilk basamağının, geçmiş yıllarda olduğu gibi, yıllık asgari ücret brüt tutarı toplamının fazla mesai, yol, yemek, yakacak yardımları gibi ek menfaatler de dikkate alınarak bir miktar üzerinde tespit edilmesi, diğer vergi tarifesi oranlarının da ilk dilim esas alınarak çalışan lehine güncellenmesi gerektiği belirtildi.
"Enflasyonla mücadele, ücretleri düşük tutarak sağlanamaz" başlıklı maddede, "Ücretleri enflasyonun temel nedeni olarak gören yaklaşım terk edilmeli, bilimin ışığında enflasyonla mücadele edilerek fiyat artışlarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır." ifadeleri kullanıldı.
"Asgari ücret acilen artırılmalıdır" başlığı altında, enflasyonu yükselteceği iddiasıyla asgari ücrete zam yapılmamasını işçilerin kabul etmesinin mümkün olmadığına işaret edilerek, enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin, enflasyonu düşürmek için fedakarlık etmesinin beklenmemesi gerektiği kaydedildi.
Bildiride ayrıca, "Kamuda ücret dengesizliği sona erdirilmelidir", "En düşük emekli aylığı asgari ücret tutarında olmalıdır", " Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır", "696 sayılı KHK kapsamı dışında bırakılan kamu taşeron işçileri daimi kadroya geçirilsin", "Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmasın", "İş kazaları ve meslek hastalıkları", "Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır" başlıkları altında talep ve öneriler sıralandı.
Bildirinin ayrıntılarına, üç konfederasyonun da internet sitesinden ulaşılabiliyor.
Kaynak: İHA