Bölgede terörün kökünün kazınmasının ardından Diyarbakır’ın çehresi de değişmeye başladı. Milyonlarca liralık yatırımların ardından yeni yüzüyle vatandaşların karşısına çıkan kentin, "terör" algısından kurtulması için de her kurum kendi bünyesinde çeşitli çalışmalar yapmaya başladı. Bu kapsamda kentin terör algısını yıkmak için çalışmalara başlayan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, farklı camilerde ve kentin tarihi yerlerinde verdiği vaazları video haline getirerek vatandaşların beğenisine sundu.
İşliyen, Diyarbakır denilince burayı bilmeyen için sanki sokaklarında insanların yürüyemediği, Amerikan kovboy filmlerinde olduğu gibi silahını hızlı çekenin karşısındakini öldürdüğü, sürekli insanların ateş yaktığı, çocukların polise taş attığı gibi bir algı olduğunu ve zihinlerde böyle bir görüntünün olduğunu söyledi. Bu algının Diyarbakır ile ilgili özellikle oluşturulmaya çalışıldığını düşündüklerini aktaran İşliyen, “Biz de bu algıyı değiştirmeye katkısı olsun diye hem sohbetlerimizde, özellikle Diyarbakır dışında yapmış olduğumuz vaazlarımızda, Diyarbakır’ın manevi zenginliklerini tarihi zenginliklerini, güzelliklerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Var olanla algı arasında bu kadar uçurumun olduğu başka bir şehir gösterilebilir mi deseniz, başka bir örnek göstermekte ben zorlanırım” diye konuştu.
“Diyarbakır, sahabelerin bulunduğu bir ordu tarafından fethedilmiştir”
Diyarbakır’ın içerisinde sahabelerin bulunduğu ordu tarafından fethedildiğini dile getiren İşliyen, şöyle devam etti:
“Halid Bin Velid’in bu bölgeye geldiği Diyarbakır’ı fetheden sahabe ordusunun içerisinde bulunduğu kayıtlıdır. Hem yüzlerce sahabeyi içerisinde barındırması hem özellikle Eğil’de Zülküf peygamber, Elyasa peygamber gibi peygamberleri misafir etmesi hem Diyarbakır Fethedildikten sonra kiliseden camiye çevrilen Ulucami’nin bulunması Diyarbakır’ı dünyada eşsiz şehirlerden bir tanesi haline getirmektedir. 639 yılından ta bugüne Ulucami imanın İslam’ın Kur’an’ın minarelerinden ezanın duyulması ile tevhidin merkezi olmaya devam etmiştir, inşallah da devam edecektir.”
“Diyarbakır’ın terörle akla gelmesi kabul edilir değil”
Diyarbakır’ın adının terörle akla gelmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığına dikkat çeken İşliyen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sokaklarında abdestsiz gezilmeyen bir şehir, içerisinde peygamberleri ve sahabeleri misafir eden bir şehir, içerisinde İslam’ın en eski mabetlerinden biri olan bir şehir adı geçince terör akla gelecek, şiddet akla gelecek, nefret akla gelecek, bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bizim öyle zenginliklerimiz vardır ki bu zenginlikleri ortaya çıkarabilsek, şimdi Sur’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı marifeti ile çok güzel çalışmalar yapılıyor, inşallah tarihi eserler, zenginlikler daha çok ortaya çıkarılacak, bunlar ortaya çıkarsa inanç turizminin merkezi haline gelebilecek güzel noktalardan, şehirlerden bir tanesi olur diye ümit ediyoruz. Algıyı değiştirmek için de çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”
“Türkiye’deki vatandaşlara çağrım, Diyarbakır’ı ziyaret etsinler”
Tüm Türkiye’deki vatandaşların ziyaret planlarında Diyarbakır’a da yer ayırmasını isteyen İşleyen, şu ifadeleri kullandı:
“Mesela Konya, Mevlana ile dünyaya tanıtılmış durumda. Konya’ya neredeyse turlar düzenleniyor, ziyaretler yapılıyor, bu şehrin maneviyatına da, ekonomisine de, medeniyetine de ciddi katkılar sunuyor. Diyarbakır’da belki Mevlana gibi onlarca kişi var. Sahabelerin bulunması demek, hakikaten o şehri daha farklı, manen daha zengin bir hale getirir. Bu değerleri sergilemek Diyarbakırlıların görevi, tanıtmak Diyarbakırlıların görevi, korumak ve gelecek nesillere taşımak Diyarbakırlıların görevidir. Ama Diyarbakır dışında yaşayan kardeşlerimiz de gösterilmek istenenle yetinmesinler. Görülmesi gerekeni görmek için Diyarbakır’ımıza ziyaretler yapsınlar. Hz. Süleyman Camisi ve etrafındaki 27 sahabe-i kiramı ziyaret etsinler, Ulucami’yi ziyaret etsinler, hanları hamamları ziyaret etsinler. Kubbesinin altına Ayasofya’nın kubbesinin sığabileceği dünyadaki belki tek örnek olan Malabadi köprüsünü ziyaret etsinler, tarihi ta 600’lü yıllara kadar inen On Gözlü köprüyü ziyaret etsinler, gerek Süryanilere gerek diğer mezhep ve cemaatlere ait olan kiliseleri görsünler. 33 farklı medeniyetin farklılıklarını, zenginliklerini izlerini görsünler ve Diyarbakır’ı böyle tanısınlar. Bunun için mutlaka Diyarbakır’ı ziyaret etmelerini, görmelerini ve bunları gelecek nesillere aktarılması gayretine katkı sunsunlar.”
Kaynak: Diyarbakır Söz