Güneydoğu'da yaşayan, eşini kaybeden, berdelle evlendirilen, şiddet gördüğü için eşinden ayrılan yüzlerce kadın ekmek parası kazanmak için çalışarak çocuklarına hem annelik hem de babalık yapıyor.
Her gün çocuklarının rızkını düşünerek, kolorifer yakan, evlere temizliğe giden, pazarda yumurta satan, market işleten kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nden bihaber yaşam mücadelesi veriyor.
"Amcamla 7 yaşımda benim nikahımı da kıydılar"
Bingöl'de 7 yaşında berdel kararı verilen, 14 yaşında evlendirilen ve 23 yıl şiddet gördüğü eşinden boşanan Sevda Kesik (37), 5 yıldır biri engelli 6 çocuğuna kalorifer kazanı yakarak bakıyor.
Kesik AA muhabirine, ilk çocuğu Ferda'yı 15 yaşında kucağına aldığını, 23 yıl süren evlilikleri boyunca Ömer (18), Sevgi (15), Eda (14), Esra (12) ve Yusuf (5) adında 6 çocuk dünyaya getirdiğini belirterek, eşinden ayrıldıktan sonra bodrum katında kirada oturdukları binanın kalorifer kazanını yakarak çocuklarının rızkını kazandığını söyledi.
Ekonomik yoksunluktan dolayı Esra ve Eda'yı yatılı bir okulda okutmak zorunda kaldığını ifade eden Kesik, 3 yaşında geçirdiği rahatsızlıktan dolayı işitme ve konuşma yetisini kaybeden Sevgi ve diğer çocuklarıyla adeta yaşam mücadelesi verdiğini dile getirdi.
Kesik, şöyle dedi:
"Sokakta oyun oynarken amcamın evliliği karşılığında berdel verildim. Amcam ile 7 yaşımda benim nikahımı da kıydılar. Evliliğim boyunca şiddet gördüğüm eşimden ayrıldım. Çocuklarımın geçimi için kömür yakıyorum. 50 kiloluk kömür çuvallarını taşıyorum. Bir kış sezonunda 60 tona yakın kömür yakıyorum. Her günüm çocuklarımın ekmek parasını düşünerek geçiyor. Kömür taşımaktan Dünya Kadınlar Gününe sadece özenerek bakıyorum. Tek arzum yatılı okuttuğum çocuklarımı da yanıma almak. Devlet büyüklerimizden destek bekliyorum."
"Çocuklar için mücadele etmek gerekiyor"
Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Akburç köyünde yaşayan 75 yaşındaki Fatma Tekin de, 8 çocuğunu yumurta satarak büyüttü.
Tekin, aile bütçesine katkı sunmak için 55 yıldır yumurta sattığını belirterek, 15 yıl önce eşini kaybettikten sonra geçimlerini yumurta satarak sağladıklarını kaydetti.
Her gün 4 kilometre uzaklıktaki ilçeye gelerek Bağlarbaşı Mahallesindeki pazarda yumurta sattığını anlatan Tekin, "8 oğlumun rızkını yumurta satarak kazanıyorum. Hem çalıştım hem onlara baktım. 'Ben anneyim' demek yetmiyor. Anne olmak sorumluluk ister. Çocuklar için mücadele etmek gerekiyor. Onlar benim gözümde hep çocuk kalacak" diye konuştu.
"Çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim"
Batman'da yaşayan ve eşinden 10 yıl önce boşanan 39 yaşındaki 2 çocuk annesi Sabahat Topçu ise, çocuklarına ekmek parası kazanmak için evinin önünde 18 milyon liraya tezgah açarak çeşitli ürünler sattığını anlatarak, daha sonra elde ettiği kazancıyla bir market açtığını söyledi.
10 yaşındaki kızının 5. sınıfta, 14 yaşındaki oğlunun da 8. sınıfta okuduğunu ifade eden Topçu, iki çocuğunu da kazancı ile okutmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Topçu, bir kadının boşandığı zaman çocukları için çaba göstermesi gerektiğini vurgulayarak, "Hayat devam ediyor. Çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim. Kötülere zalimlere karşı yenilmedim. Benim kadın olarak market açmamı bazıları hazmedemeyerek yanıbaşımda market açtı. Ama çocuklarımla dimdik ayakta kaldık. Hiçbir zaman elimizi açmadık. Sosyal yardımlara da ihtiyaç duymadan çalıştım."
"Kadınlar ezilmemeli, hakarete uğramamalıdır. Kadınlar Allah katında çok değerlidir. Kadının görevi ayrı erkeğin görevi ayrıdır. Kadını dövmek, ezmek, sokaklara atmak, terketmek yanlıştır" ifadelerini kullanan Topçu, mücadelesinin tüm kadınlara cesaret vermesini istediğini kaydetti.
"Çocuklarıma hem analık hem de babalık yaptım"
Batman'da 9 Kasım 1998'den bu yana kendisinden haber alınamayan Cevzet Soysal'ın eşi Kaside Soysal da, 6 çocuğunu kendi çabalarıyla büyüttüğünü anlattı.
17 yıl boyunca eşinden gelecek bir haber beklediğine işaret eden Soysal, çocuklarını kimseye muhtaç olmadan büyütmek ve okutmak için 17 yıldır dikiş, nakış ve oya yaparak geçimlerini sağladığını belirtti.
Eşi kaybolduğunda en küçük çocuğum 14 aylık olduğunu aktaran Soysal, "Evde o gün sadece bir ekmek paramız vardı. Çocuklarıma hem analık hem de babalık yaptım. Gece gündüz demeden çocuklarım için çalıştım. Elimden geldiğince onları mağdur etmedim" dedi.
"Tek isteğim eşimin bir mezarının olması. Eşimin kemiklerinin bize verilmesi için yetkililerden yardım istiyoruz" diyen Soysal, büyük acılarla ayakta kalmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Hayatını engelli oğlunun bakımına adadı
Mardin'in Derik ilçesinde yaşayan 42 yaşındaki 8 çocuk annesi Şükriye Ekinci de 4 günlükken geçirdiği rahatsızlık nedeniyle bedensel ve zihinsel engelli olan oğlu Saadettin'e gözü gibi bakıyor.
Ekinci, evde bakım hizmeti yardımıyla geçindiklerini ifade ederek, oğlunun bakımı nedeniyle çalışamadığını belirtti.
Eşinin daha önce mevsimlik işçilik yaptığını ancak oğlu büyüdüğü için bakımının gün geçtikçe zor olması nedeniyle çalışamadığına dikkati çeken Ekinci, "Ben hayatta olduğum ve imkanlarım yettiği sürece ona en güzel şekilde bakacağım. Ancak hayırseverlerin desteğiyle eşimin yaşadığımız ilçede bir iş bulması halinde tüm ailemizin geçimini sağlayabiliriz" şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz