Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan "Daha önce İsrail ve ABD ile birlikte anılan önleyici vuruş stratejisini Türkiye'nin uygulamaya başladığı açıkça anlaşılıyor"
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar "Dünyadaki muadilleri açısından çok fiyakalı bir operasyon oldu"
PKK'nın sözde yürütme konseyi üyesinin sınır ötesindeki başarılı operasyonla öldürülmesi gerek savunma sanayisinde gerekse kurumlar arası koordinasyonda gelinen başarılı noktayı gösteriyor. Güvenlik uzmanları, bilinmezi fazla bir coğrafyada böylesi bir operasyonu her ülkenin başaramayacağını belirterek, müşterek harekatı "literatüre girecek türden bir operasyon" olarak nitelendirdi.
İçişleri Bakanlığının Terörden Arananlar Listesi'nde "kırmızı" kategoride bulunan, bölücü terör örgütü PKK/KCK'nın sözde yürütme konseyi üyesi ve Irak kuzeyi Sincar sorumlusu Özden'in MİT ve TSK'nın müşterek operasyonu sonucu etkisiz hale getirildiği Milli Savunma Bakanlığınca yapılan açıklamayla duyurulmuştu.
"Terörle kaynağında mücadele" kapsamında gerçekleştirilen operasyona ilişkin ortaya çıkan görüntüler ise gerek savunma sanayisinde gerekse kurumlar arası koordinasyonda gelinen başarılı noktayı göstermesi açısından önem taşıyor.
Sınır ötesindeki harekat, takip edilenlerin şüphelenmemesi, her adımlarının anbean izlenmesiyle güvenlik güçlerinin teknolojiyi etkin kullanarak çok gizli operasyon yapabilme kabiliyetinin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.
Güdümlü mühimmatla donatılan savaş uçakları ve silahlı insansız hava araçları (SİHA), Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava harekatlarında hedeflerini büyük hassasiyetle vurmasını sağlıyor.
Irak'ın kuzeyindeki bölücü terör örgütünün elebaşılarından birinin etkisiz hale getirildiği operasyon, sevk-idare, koordinasyon ve teknolojiyi kullanma açısından Türkiye'yi bunu başaran birkaç ülkenin arasına yerleştiriyor.
- "Önleyici vuruş stratejisi"
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan, MİT ve TSK'nın ortak harekatının "yüksek değerde hedef" olarak adlandırılan lider kadro, tesis veya teçhizata yönelik operasyonların düzenlenebileceğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.
Hareketli olmasına rağmen hedefin etki altına alındığına dikkati çeken Aslan, "Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen bu operasyon bir strateji değişikliğine de işaret ediyor. TSK ve istihbarat unsurlarımız artık terör örgütünü istediği yer ve zamanda, istediği araçla etkisiz hale getirebileceğini bir kez daha gösterdi." diye konuştu.
Operasyonu Türkiye'nin bölgedeki gücünü yansıtması bakımından da önemli olarak nitelendiren Aslan, "Operasyonla Türkiye'nin bölücü terör örgütü PKK ve uzantılarına istediği an müdahale edebileceği ifade edilmiş oldu." dedi.
Aslan, operasyonun askeri olarak da birçok anlam taşıdığını belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye'nin SİHA ve mühimmat teknolojisini milli imkanlarla geliştirmesinin faydası operasyonel bir sonuçla gösterilmiş oldu. Ayrıca daha önce İsrail ve ABD ile birlikte anılan önleyici vuruş stratejisini Türkiye'nin uygulamaya başladığı açıkça anlaşılıyor. Diğer ülkelerin, bu kabiliyeti dikkate alması ve Türkiye'nin gerek silah teknolojisi gerek askeri harekat kabiliyeti anlamında geldiği seviyenin bilinmesi gerekiyor.
Ayrıca Türkiye'nin siyasi kararlılığının, askeri ve istihbarat odaklı yeteneklerle uygulamaya konulduğu görüldü. ABD, aynı stratejiyi Afganistan ve Irak'ta uygularken neden olduğu sivil kayıplarla Türkiye'nin yapmış olduğu operasyonda hedefe tam isabet sağlanması ve sivil bir kayıp olmaması da dikkate alınmalı. ABD'nin Irak'ta son dönemde 150 civarında Iraklı sivili bu tip operasyonlar esnasında 'yanlışlıkla' vurduğunun da unutulmaması gerekiyor."
- "Literatüre girecek türden bir operasyon"
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar da çok koordineli ve başarılı bir operasyonun hayata geçirildiğini söyledi.
Operasyon kapsamında TSK ve MİT'in uzak bir mesafe ve bilinmezi çok bir alanda başarılı iş birliği sergilediğine dikkati çeken Ağar, "Bu iş birliğinin anlık verilerle bir operasyona dönüşmesi ve bu operasyondan sonuç alınması terörle mücadele veya askeri literatürde çok fazla değil." ifadesini kullandı.
Ağar, müşterek harekatı, "literatüre girecek türden bir operasyon" olarak nitelendirerek, "Dünyadaki muadilleri açısından çok fiyakalı bir operasyon oldu." dedi.
Operasyonu sadece güvenlik kuvvetlerinin arasındaki iş birliğini değil, sahadaki yerel unsurlarla iş birliğini de göstermesi açısından önemli olarak değerlendiren Ağar, şunları kaydetti:
"Bu harekatın sadece sahadaki bir sözde liderin imha edilmesi değil, buradaki yapılan mücadelenin kamu diplomasisi anlamında da büyük bir etkisi var. Ayrıca operasyonda Türkiye'nin 100 kilometrelik kuş uçumu bir mesafedeki bilinmezi çok, erişimi az olan bir alanda hareketli hedefe yönelik nokta vuruşu var. Sadece bir tek unsurla icra edilmiyor. İlk önce vuruyor, şansa bırakmıyor, takip ediyor, kararlı bir şekilde tekrar onu da imha ediyor.
Burada sadece tek bir hava unsurunun değil, çok farklı hava unsurlarının eş zamanlı olarak kullanıldığı ve bunun teyidinin yapılarak kamuoyuna açıklandığı bir fotoğraf var. Hepsi bir araya geldiğinde çok iyi planlanmış, uygulanmış bir harekat ortaya çıkıyor."
Terörle mücadelede hayata geçirilen yeni konseptin etkisine dikkati çeken Ağar, "Bu mücadelenin neticesinde kuvvet çarpanları ve birleşenlerinin devreye girmesiyle terör örgütü PKK, Türkiye'nin kendi karasalında istediği terör etkisini üretemez hale geldi." diye konuştu.
Bu nedenle terör örgütünün farklı stratejilere yöneldiğini belirten Ağar, bölücü terör örgütünün bunda da başarılı olamadığını, terörle mücadelede çok iyi bir noktaya gelindiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz