Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde PKK'lı teröristlerce düzenlenen hain saldırıda şehit düşen güvenlik korucusu Malik Yıldız, ardında felçli bir eş ve 2 çocuk bıraktı.
Kulp ilçesinde 3 Nisan'da PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda şehit düşen 38 yaşındaki güvenlik korucusu Yıldız'dan geriye felçli bir eş ve 2 çocuk kaldı. Geçen yıl geçirdiği beyin kanaması sonucu vücudunun bir kısmı felçli olan şehidin eşi Müddet Yıldız, hastalığında da kendisine büyük destek veren Malik Yıldız'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
Müddet Yıldız, eşinin güvenlik korucusu olmadan önce inşaatlarda çalıştığını, daha sonra güvenlik korucusu olduğunu ve 2 yıldır bu görevi yürüttüğünü anlattı.
Geçen yıl geçirdiği beyin kanaması sonucu hastalandığını belirten Yıldız, 20 günü yoğun bakım olmak üzere 2 ay hastanede tedavi gördüğünü, eşinin evde olduğu zamanlarda kendisine her konuda yardımcı olduğunu ifade etti.
Yıldız, "Eşim seve seve bu işe girdi, kimseden de korkmuyordu. Göreve gittiklerinde ben hastalığımdan dolayı korkuyordum ama bana 'korkma ben seve seve görevime gidiyorum seve seve de şehit olmayı istiyorum. Ben o zalimlere boyun eğmiyorum, çok şükür başımız dik. O çakallardan mı korkacağım.' diyordu. Bana da çocuklarıma da yardımcı oluyordu ama görevi olduğu zaman hepimiz ateşte de olsak görevine gidiyordu." diye konuştu.
- "Onlar var olana kadar biz onların peşinde olacağız"
Eşinin kanının yerde kalmadığını, onunla gurur duyduğunu, teröristlerin varlığının asla gözünü korkutmadığını anlatan Yıldız, şunları söyledi:
"Zalimler aldı onu benden. Allah onları kahretsin, kökünü kazısın. Onlar var olana kadar biz onların peşinde olacağız. Onlardan korkmuyorum, şimdi bana kurşun sıksalar da dik dururum. O çakallardan asla korkmam. Bıraktığı bu bayrak en büyük armağan, en büyük hediyedir bizim için. Çok şükür ki şehit ailesiyiz. Başımız dik. Eğer ben bu şekilde yatalak olmasaydım, eşimin silahını alırdım seve seve korucu olurdum, vatanım ve Türkiyem için mücadele ederdim. Yeter ki bayrağımız yerde kalmasın, canımız da kurban olsun."
Şehidin kızı Beyza Yıldız (16) ise babasının hiç kimseyi üzmediğini ve kırmadığını, onunla arkadaş gibi olduklarını, sürekli şehitlikten bahsettiğini ve teröristlerden hiç korkmadığını aktardı.
- "Bazen anne bazen baba oluyordu"
"Ben şehit olursam üzülmeyin, diyordu. Çok şükür bize şerefli bir şekilde şehit ailesi ismini verdi, o yüzden ona minnettarız. İçimiz yanıyor, Allah onların da içini yaksın ama yine de üzülmüyoruz çünkü babamız şehit oldu çok şükür." diyen Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
" Babam annemi sırtına alıp binadan 5. kata kadar çıkarırdı ve of dahi demezdi. Her zaman annemi bana emanet ederdi 'ona iyi bak' derdi, incitmemi istemezdi. Bana anne gibi davranıyordu. Bazen anne bazen baba oluyordu. Yemek, ev işleri ve her konuda yardım ederdi. Babam araba almayı çok istiyordu. Araba alıp hepimizi gezmeye götürecekti. Annemiz hasta olduğu için onu mutlu etmeyi istiyordu. O hasret içinde kaldı. Ben en çok da onu unutamıyorum. Babamın bu hayalini ben gerçekleştirmek istiyorum. İçimiz ne kadar yansa da başımız dik çok şükür."
- "Allah bu devleti ve cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin"
Şehidin annesi Raziye Yıldız (54) da 4 oğlundan 3'ünün güvenlik korucusu olduğunu belirterek, "Oğlum sakin biriydi, kimseye zararı yoktu. İki kardeşim ve amcamın çocukları korucudur, ben de korucu olacağım diyordu. Hepimiz razı olduk ailemizin hepsi korucudur. Hepimizin başı sağ olsun, vatan sağ olsun. Hamdolsun ki doğru yolda gidiyor çocuklarımız. Şehitlerin yolunda gidiyorlar, bizim de başımız dik çok şükür. Allah bu devleti ve cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. Oğlumun intikamını aldılar, bu bize yeter." diye konuştu.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 3 Nisan'da PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda 1 güvenlik korucusu şehit olmuş, 4 güvenlik korucusu, 1 emekli korucu ile 1 sivil vatandaş yaralanmıştı.
Kaynak: Diyarbakır Söz