Ergani ilçesinden Diyarbakır il merkezine giden Mahmut Erdoğan, kimlik kontrolü yapan bir polisin "kimliğin sahte" deyip kendisini darp ettiğini iddia ederek, darp raporu aldığını ve polisten şikâyetçi olduğunu aktardı.
Mahmut Erdoğan, 15 Nisan tarihinde Ergani ilçesinden Diyarbakır il merkezine doğru yola çıktığını, yolda polis kontrol merkezinde yapılan kimlik sorgulamasında polisin kendisine ilk önce hakaret ettiğini, ardından da polis kulübesinin içerisinde darp ettiğini ileri sürdü.
Olay anını anlatan Erdoğan, "15 Nisan 2019 tarihinde Ergani'den Diyarbakır il merkezinde gelirken kimlik kontrolüne denk geldik. GBT için kimlikleri topladılar. Kimliğimi verdim, polisin biri dolmuştaki diğer arkadaşların kimliğini toplarken, biri dikkatle bana baktı. Kimlikleri topladıktan sonra arkadaşının yanına geldi. İki polis memuru kendi aralarında biraz konuştular. GBT sorgulaması bittikten sonra bana 'aşağıya in' dediler. Zaten olay yerinde devletin kameraları da vardı. Ben de aşağıya indim 'Memur Bey bir sıkıntı mı var?' dedim. 'Kimliğin sahte' dediler. 'Ben cezaevi hükümlüsüyüm, adli kontrol şartıyla tahliye olmuşum. Bağlar polis karakoluna gidip imza veriyorum. Kimliğim sahte değildir.' dedim. Onların yol kenarında yaptığı kulübeler var. Dediler 'oraya gidelim', ben de onlarla birlikte oraya gittim. Orada kimliğimin sorgulamasını yaptılar. Polis memurunun biri dışarı çıktı. Kulübenin içirişinde biri bayan 2 polis vardı." dedi.
Polisin kendisine, kaç çocuğunun olduğu, kaç kardeş oldukları ve annesi ile babası hakkında kimi sorular sorduğunu belirten Erdoğan, kendisinin de onlara, "Resmiyette çocuklarım yok, 6 kardeşiz 3 tane kız 3 tane erkek. Bir tanesi vefat emiş, Annem sağdır, babam vefat etmiş" şeklinde cevaplar verdiğini dile getirdi.
Erdoğan, "Polis, elindeki telefonla uğraşıp bana sorular soruyordu. Bana amcamın, teyzemin ve halamın adını sordu. Bunların cevaplarını verdim. Polis, orada karakolu aradı ve bana cevaplarımın doğru olduğunu söyledi." diye konuştu.
Polise "kimliğim sahte değil" demesi üzerine ağza alınmayacak hakaretlere maruz kaldığını ileri süren Erdoğan, şunları söyledi:
"Sicilime bakmasına rağmen bana dedi ki, 'hem kimliğin sahte hem adli suçların var' dedi. Ben de dedim ki 'Memur Bey kimliğim sahteyse ben Mahmut Erdoğan değilim, sicilde kayıtlarım varsa demek ki kimliğim sahte değildir'. Bana 'Kes lan!' dedi. Ben de 'bana bu kelimeleri söylemeye hakkınız yok' dedim. Ağza alınmayacak hakaretler etti. Ben de 'hakaret etmenize hakkınız yok, bu işin adı yasal işlemdir. Kimliğim sahte de olabilir, bu işin adı hakaret etmek değildir. Şimdiye kadar bana sorduğunuz soruların cevabını verdim. Bundan sonra bana hiç soru sormayın, cevap vermeyeceğim. Savcıya bildir, gözaltına mı alıyorsun ne yapılacaksa yap' dedim. Öyle mi? dedi 'öyle!' dedim."
"Polis yumruklarla bana girişti, dişimi kırdı"
Bunun üzerine polisin yumruklarla dişini kırdığını ileri süren Erdoğan, "Ardından polis yumruklarla bana girişti, dişimi kırdı. Bir haftadır ne bir şey yiyebiliyorum ne de bir şey içebiliyorum. Beni betonun üzerine yatırıp ters kelepçe taktı. Daha önce polislerce gözaltına alınmıştım, kelepçelerin nasıl olduğunu biliyorum. Bu sonuna kadar kelepçeyi sıkıştırdı. Darp raporunun içerisinde bu da var." dedi.
"Polisin görevi darp etmek değil, yasal işlem başlatmak"
Polisin görevinin darp etmek değil, yasal işlem başlatmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, "90'lı yılları gördük. İşkencelerin olduğu zamanları yaşadık ama 90'lı yıllar geride kaldı. Türkiye şu an 21'inci yüzyıldadır. Parmak izlerim sonucunda kimliğimin sahte olmadığı ortaya çıkmıştı. Şayet kimliğim sahte olsa bile, bu işin adı dövme, hakaret, diş kırmak değildir. Bu işin adı yasal işlemdir. Yasal işlemi yapıp yetkili mercilere bildirip yasal işlem başlatmaktır. Polisin bunu bana yapma hakları yoktur." ifadelerini kullandı.
"10 gündür kimliksiz geziyorum"
Konuya ilişkin yasal süreç başlattığını kaydeden Erdoğan, yetkililere hakkının savunulması talebinde bulundu.
Erdoğan, "Karakola gittik, tutanakları tutturduk. Tutanaklarımız buradadır. Adli süreci başlattık, devam ediyor. Bana yapılan haksızlıklardan devlet büyüklerimi haberdar etmek istiyorum. Kimliğimi harap hale getirdiler. Sahte olup olmadığını kontrol etmek amacıyla üstündeki jelatini kaldırdılar. Ben de 'kimliğimi bu hale getirdiniz düzeltin. Bu şekilde kullanamam' dedim. 'Yapmıyoruz' dediler ben de tepki göstererek 'bu hale getirdiniz alın sizde kalsın' dedim ve kimliğimi orada bıraktım. Kimliğim 10 gündür karakoldadır. Ben kimliksiz geziyorum. Herhangi bir işlem yapamıyorum. Bu ayın 16'sında 5'inci Asliye Mahkemesinde duruşmam vardı. Adliye'ye gittim, kimliğim olmadığı için beni içeri almadılar. Ben şu anda mağdur durumdayım. Devlet büyüklerimi bundan haberdar etmek istiyor ve haklarımı aramaları talebinde bulunuyorum." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz