Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Güneştepe (Kuçekera) kırsal mahallesinde yaşayan 19 yaşındaki Yeter Gümüş, yüzde 62 görme engelli olmasına rağmen çizdiği resimlerle görenleri büyülüyor. Gümüş'e, henüz 15 yaşındayken lisede keratokonus teshişi konuldu. Gümüş, tedavi için Elazığ, Malatya, Batman, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da neredeyse gitmediği hastane bırakmadı ancak hastalığına bir çare bulamadı. Elazığ'da geçirdiği operasyon sonrası ise, gözleri daha da kötüye gitti. Gümüş, her geçen gün daha da kararan gözlerine rağmen yaptığı resimlerle hayata tutunuyor.
KARANLIK DÜNYASINI AYDINLATIYOR
Çizdiği resimlerle "karanlık dünyasını aydınlattığını" söyleyen Gümüş, Batman Fen Lisesi’nde okurken gözlerinde sorun olduğunu fark ettiğini aktardı. Gümüş, "Doktora gittim ve keratokonus hastalığı olduğunu söyledi. Bu hastalık da ışın tedavisiyle oluyormuş. Elazığ Fırat Üniversitesi’ne gittim ve orada yanlış ışın tedavisi nedeniyle gözlerim daha da kötü oldu. Sonra Malatya’ya gittim. 6 yıl boyunca kontak lens kullandım. Ama gözlerim kabul etmiyordu. Mercek aldım ancak o da alerji yaptı. Yazıları 36 punto yaparak okuyorum. Hocalarım kağıtları büyütüp getiriyordu, okulu öyle bitirebildim. Ayda bir gözlerim kapanıyordu. 15-20 gün kör gibi dolaşıyordum. Arkadaşlarımın yardımıyla dolaşabiliyordum. Sonrasında Ergani’deki okula geldim” sözleriyle yaşadığı süreci anlattı.
RESME OLAN İLGİSİ
Yaşadığı durumu bir yıl boyunca kabullenemediğini söyleyen Gümüş, kararan gözleri nedeniyle en çok sevdiği kitap okumayı dahi bırakmak zorunda kaldığını ifade etti. Gümüş, okumada yaşadığı zorluk nedeniyle üniversiteye gitme hayallerinin de suya düştüğünü kaydetti. Tüm bunlara rağmen resim çizmekten geri durmadığını aktaran Gümüş, resme olan ilgisinin ise küçük yaşlarda başladığını dile getirdi. Bu yıl da resim öğretmenliğine hazırlandığını belirten Gümüş, "Bazen ailem bana ‘sen çok resim defteri harcıyorsun’ diye kızar ve resim defteri almazdı. Ben de sürekli elbiseme, duvarlara çizerdim ve annem sürekli kızardı. Batman’dayken bir hocam resim konusunda bana yardımcı oldu. Sipariş de alıyordum, arkadaşlarıma çizip gönderiyordum. Ergani’de iki hocam da bana çok yardımcı oldu. Sonra farkına vardım ki iyi çizebiliyorum. Kursa da gittim ama pek uzun sürmedi. En çok sevdiğim şey resim. O kadar mutsuzdum ki ağlıyordum ve ağlamamı resimle atlatıyordum.
GÖZLERİNİ KAYBETME KAYGISI
Resim yapmaya olan ilgisine dair, "Resim çizdiğimde farklı bir dünyanın insanı oluyorum. Daha mutlu ve huzurlu oluyorum" diyen Gümüş, "Birçok üzüntümü resimle geçirdim. Bazen geceleri bile kalkıp çiziyordum. Hastalığım aklıma geldikçe üzülüyordum. Yapacağım bir şey yoktu. Tek çarem resim çizmekti" dedi. Gözündeki durumun daha da kötüleşmesi nedeniyle son aylarda çizim yapamadığını söyleyen Gümüş, "Yine de pes etmiyorum. Bu hastalık, zorladıkça körlüğe doğru gidiyormuş. O yüzden ara verdim. Bazen üzülüyorum, ‘niye çizmiyorsun’ diye kızıyorum kendime. Bakınca gözlerim kararıyor, yaşarıyor bırakıyorum. Ama bazen de kağıda bakıyorum kapkara ama yine de pes etmiyorum. Çok seviyorum çizmeyi ama sağlık daha önemli. Gözlerimi kaybedersem kaygısı oluşuyor” şeklinde konuştu.
‘EL UZATILIRSA ESKİSİ GİBİ GÖREBİLİRİM'
Üniversite okuma hayalinin olduğunu dile getiren Gümüş, tedavisi noktasında kendisine destek verilmesini istedi. Gümüş, "Bence en güzel şey umuttur. Umut olmazsa insan yaşayamaz. ‘Ben ölmüşüm’ der. Geceleri kalkıp bembeyaz kağıdı önüme aldığımda o kağıt sırılsıklam oluyordu ama yine pes etmeden 'bir umut' diyordum. Gözlerimin iyileşeceğine inanıyorum. 4 yıl boyunca umut benim arkadaşım oldu. Onunla birlikte yürüdüm. Resmi de bir umutla çizdim. Onunla birlikte mutlu oldum. Hayallerimin gerçekleşmesini çok istiyorum. Tedavi olursam görebileceğim, olmazsam hayallerim yarıda kalacak. Birileri el uzatsa, tedaviye yardımcı olsa eskisi gibi görebileceğim" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz