Diyarbakır'da Karacadağ eteklerinde doğal kaynak sularıyla yetiştirilen ve rengi, aroması, lezzeti ile özellikle bölgede yaşayan insanların damağına hitap eden Karacadağ pirinci, sofralardaki yerini aldı.
Karacadağ eteklerinde kar sularının mart ve nisan aylarında erimesiyle beslenen pınar, dere ve çaylar ile sulanan pirincin hasadı yapılarak, sofralara yolculuğu başladı. Nisan ayında ekimi yapılan pirinç, tarlalardan biçer ve insan gücü ile toplanıp kurutulmasının ardından çeltik fabrikalarında yapılan işlemler sonrasında satışa hazır hale geldi.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydın Alp, Karacadağ pirinci tanesinin yüzde 8 ile 12'sinin proteinli bileşiklerden oluştuğunu, bu oranın diğer pirinçlerden daha yüksek olduğunu söyledi.
- Yüksek protein ve nişasta pilava lezzet katıyor
Karacadağ pirincinin orta irilikte olduğunu belirten Alp, en önemli özelliğinin rengi, aroması ve lezzeti ile bölgede yaşayan insanların damağına hitap ettiğini, bundan dolayı özellikle bölgede rağbet gördüğünü bildirdi.
"Karacadağ pirinci pişme esnasında tanelerin su çekme kabiliyeti yüksektir, lapalaşma ve yapışkanlık görülmez. Tane bünyesindeki yüksek protein ve yüksek nişasta pilavı lezzetli kılmaktadır." diyen Alp, bu pirincin özellikle Karacadağ eteklerinde Diyarbakır'ın Çermik, Kocaköy, Şanlıurfa'nın Siverek ve Viranşehir, Mardin'in Derik ilçesi ve köylerinde yetiştirildiğini kaydetti.
Pirincin, Karacadağ'ın eriyen soğuk kar sularına dayanıklılığının yüksek olduğunu dile getiren Alp, şöyle devam etti:
"Karacadağ toprakları, volkanik püskürtülerin tortulaşmasıyla derin kaya tabakalarından oluşan bir toprak tabakası durumundadır. Organik maddece zengin olsa da yüzde 5 derin olmayan bir profile sahiptir. Üst üste 2-3 yıldan fazla üretim metodunu kaldıracak bir potansiyel gözükmemektedir. Sulu alanlarda, çeltik bu toprağa uyum sağlayabilecek en önemli bitkidir. Karacadağ çeltiğinin dekara verimi 450 ile 500 kilogram civarındadır."
- 50 yıldır pirinç yetiştiriyor
Üretici Hadi Gülçer de yaklaşık 50 yıldır Karacadağ eteklerindeki tarlalarında pirinç ektiğini, aylarca bakımını yapıp suladıklarını, ekim ayında ise biçtiklerini söyledi.
Eskiden tarlayı orakla şimdi ise biçer makinesi ile biçtiklerini dile getiren Gülçer, biçim işleminin ardından pirinci sererek kuruttuklarını aktardı.
Kuruttukları pirinci çeltik fabrikasına götürdüklerini bildiren Gülçer, "Orada pirince dönüştürdükten sonra torbalar halinde alıp satıyoruz. Bu pirince alışan insanlar sürekli istiyor. Karacadağ pirincini diğer pirinçlerden ayıran birçok fark var. Pilav yapıldığında ertesi güne kaldığında dahi yine aynı lezzetini koruyor. Karacadağ yer olarak pirinç madenidir. Burada pirinç çok verimli yetişiyor." ifadelerini kullandı.
- Diyarbakır için esmer, diğer illere de beyaz pirinç
Çeltik Fabrikası sahibi İlhan Avcı ise Karacadağ pirincinin uzun ve meşakatli bir yolculuktan geçtiğini anlattı.
Pirincin tarlada biçildikten sonra fabrikaya getirildiğini, fabrikada her tarla sahibinin pirinçlerini koyması için ayrı bir ambarı bulunduğunu aktaran Avcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk önce pirinçleri çeltik havuzuna döküyoruz. Orada elevatörler yardımıyla eleklere gidiyor. Eleklerde sapı çöpü alındıktan sonra soyuculara geliyor. Hemen ardından pirinçlere renk veriyoruz. Diyarbakır halkı pirinci genelde esmer seviyor ama başka illere beyaz gönderiyoruz. Paketleme aşamasından sonra da vatandaşlara ulaşmasını sağlıyoruz."
- "Hedefimiz bu pirinci tüm Türkiye'ye ulaştırmaktır"
Karacadağ pirincini diğer pirinçlerden ayıran en belirgin özelliğinin pişirme esnasında 1 bardak pirince 3 bardak suyun katılması olduğunu ifade eden Avcı, diğer pirinç türlerinde ise 1 bardak pirince 1 bardak su eklendiğini dile getirdi.
Avcı, şöyle dedi:
"Karacadağ pirinci tereyağıyla yapıldığı zaman yanında et yapmaya gerek kalmaz çünkü çok lezzetlidir. Şu anda özellikle bölge illere satış yapıyoruz ama hedefimiz bu pirinci tüm Türkiye'ye ulaştırmaktır. Bunun için ulusal marketlerle görüşme halindeyiz. Bu lezzetli pirinci bir kez tattırıp herkesin sofrasında bulunmasını sağlayacağız."
Kaynak: Diyarbakır Söz