İşitme kayıpları, doğumsal ve doğumsal olmayan çeşitli nedenlerden kaynaklanabiliyor.
İşitme engelli bireyler, toplumda engelleriyle yaşamanın zorluklarıyla baş ederken, Kovid-19 salgını bu zorluklara yenilerini ekledi.
Geçirdiği koklear implant ameliyatının ardından 10 yıldır biyonik kulakla duyabilen Cantimur, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü'nde işitme engelli bireylerin sorunlarına ve taleplerine değinirken, Türkiye'de işitme konusunda erken tanı, erken cihazlandırma ve erken eğitim farkındalığının yaygınlaştırılması gerektiğine işaret etti.
Cantimur, Türkiye'de işitme engelli olmanın maddi bir külfet olduğunu dile getirerek, "Bunun sebebi, bütün cihazların ithal ve pahalı, teknolojik cihazlar olması. İşitme cihazları SGK tarafından kısmen karşılanıyor, tamamen karşılanmıyor. Ara fark dediğimiz bir sorun oluşuyor, bunu da kullanıcının ödemesi gerekiyor. Kullanıcı ödeyemeyince de cihazlara, pillere, kablolara, bobinlere erişmek zorlaşıyor. Fiyatlar döviz sebebiyle yükselince erişmek zor oluyor ve SGK'nın ödediği miktar hep aynı kalıyor. En büyük beklentimiz SGK ödemelerinin döviz bazında iyileştirilmesi."
"AMELİYAT NE KADAR ERKEN YAPILIRSA O KADAR VERİMLİ"
Biyonik kulağın dünyadaki en gelişmiş tedavi şekli olduğuna işaret eden Cantimur, koklear implantın beyne takılan bir cihaz olduğu şeklindeki yanlış bilginin önyargıya ve korkuya neden olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Adaylara, implant ameliyatının çok basit, 1,5 saat süren bir ameliyat olduğunu ve derinin altına bir cihazla yerleştirildiğini, ayrıca eğitimle desteklenmesi gerektiğini anlatıyoruz. Cihaz kullanma alışkanlığı çok önemli. İşitme cihazı kullanmış ve konuşması olan insanlarda implant daha verimli oluyor. İşaret diline alışmış, işaret dili kullanan insanlara önermiyoruz biyonik kulağı. Ameliyat ne kadar erken yapılırsa o kadar verimli oluyor. 4 yaş kritik bir yaş dil gelişimi için. Ameliyatın da mümkün olduğunca 4 yaşına kadar yapılması gerekiyor. Salyangoz ve işitme sinirleri tam oluşmadığında beyin sapı implant ameliyatı yapılıyor. SGK ile firmalar arasında anlaşmazlık olduğu için şu anda beyin sapı implant ameliyatları yapılmıyor. 40 çocuğumuz ameliyat bekliyor. Dil gelişimi için kritik yaş olan 4 yaşına kadar ameliyat olmaları gerekiyor. Boşa geçen her dakika aleyhlerine işliyor."
İŞİTME KAYBI ALZAYMIRI TETİKLİYOR
Cantimur, Türkiye'de işitme engelli olmanın dışlanmaya neden olduğunu ve işitme cihazı kullanımının gözlük gibi sıradan kabul edilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu nedenle insanlar işitme kaybını saklıyor. Bir üyemiz, Anadolu'da bir şehirde işitme cihazı isteyen bir yatalak hastanın, 'İşitme cihazım görülmesin.' dediğini aktardı. Yatalak hastanın dahi işitme cihazından çekindiği bir toplumda yaşıyoruz. İşitme cihazı kullanımı ve koklear implant farkındalığının daha yüksek olması gerekiyor. Avrupa'da herkes işitme cihazı kullanımını kabullenmiş durumda. Bizim bir işitme engelli üyemiz, Avusturya'da bir üniversitede misafir öğrenci oldu. İşitme kaybı olduğunu söyleyince, üniversite yönetimi laptoptan konuşmaları takip etmesi için destekleyici verdi, kişisel asistan gibi. Ülkemizde işitme kayıplı üniversite öğrencisine ne gerektiği konusunda farkındalık çok fazla yok."
İşitme cihazına tıbben uygun görülmeyen kişilerin işaret dili, beden dili kullandığını dile getiren Cantimur, "İşaret dili de bir insan hakkıdır. Tercümana erişimde büyük zorluklar yaşanıyor. Tercümanların nerede görev yaptığı, nasıl erişilebileceğine dair tanıtım videoları yok. Bilgiye erişim çok zor. İşaret dili videoları olmadığı için bazı arkadaşlarımız bilgiye erişemiyor. CİMER'e dilekçe yazamıyorlar çünkü anadili işaret dili olduğu için duygu ve düşüncelerini yazıya dökemiyorlar. Erişilebilir şikayet mekanizmaları gerekiyor." dedi.
Cantimur, işitme cihazı kullanılmadığında anlamanın köreldiğini, bunun da hafızanın körelmesine yol açarak alzaymırı tetiklendiğine dikkati çekerek, alzaymır ve işitme kaybı arasındaki bağlantıyı gösteren kamu spotları yayımlanması gerektiğinin altını çizdi.
"KISITLAMALAR NEDENİYLE GELİR VE BAĞIŞ KONUSUNDA ZORLANDIK"
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkan Yardımcısı Onur Cantimur, Kovid-19 salgınının işitme engelli bireyler açısından neden olduğu ek zorlukları şöyle anlattı:
"Kovid-19 pandemisinde iletişim sorunları yaşamaya başladık. Market kasiyeri, doktor, kamu görevlisi maske takmaya başlayınca anlamakta zorlanmaya başladık. Maske dudak okumayı engelliyor. Şeffaf maskenin yaygınlaştırılması gerekiyor. Uzaktan eğitimde çocuklarımız zorlandı. Öğretmenleri anlamak çok zorlaştı gerek dudak okuma gerekse duyma konularında. Laptopa mini mikrofon gibi anlamayı kolaylaştırıcı yardımcı cihazların takılması gerekiyor. Ses cihaza direkt geldiği için işitme engelli çocukların daha net anlamasını sağlıyor. Bu cihazları talep eden velilerimiz oldu. Ancak bu cihazların ödemesi Türkiye'de karşılanmıyor. Bu cihazlar eğitimde çok gerekli cihazlar. Pandemi sebebiyle hastanelerde oluşan yoğunluklardan dolayı pil reçetesi ve raporu için randevu almak zorlaştı.
Pandemide en önemli sorunlardan biri Kovid-19'la ilgili bilgilendirmede erişilebilir uyarı materyalleri olmaması. Kovid-19'la ilgili kamu spotlarında tercüman yoktu. İşaret dili bilmeyen işitme engelliler var. Hem altyazı hem tercümanın eşgüdümlü olması gerekiyor haberlerde, videolarda. Sağlık Bakanımızın yaptığı basın açıklamalarında tercüman yok, ama Cumhurbaşkanımızın işaret dili tercümanı var. Ömür boyu işitme kaybı ve sorunlarla mücadele eden bireyler olarak herkesle birlikte çalışmak istiyoruz."
Onur Cantimur, kar amacı gütmeyen sivil toplum örgütü olarak kısıtlamalar nedeniyle gelir ve bağış konusunda zorlandıklarını ifade ederek, "Pandemi sebebiyle toplu etkinlikler yasaklandı, faaliyet yapamadık, bağış toplamakta zorlandık. Toplum yararına çalışan sivil toplum örgütleri desteklensin, muhtasar kira stopajı alınmasın en azından. Kurumlarımızdan bu konuda destek bekliyoruz, özel şirketlerle aynı kategoride tutulmaya anlam veremiyoruz." dedi.
"İŞİTME CİHAZI KULLANIMINDAN ASLA VAZGEÇMEYİN"
Topluma dayanışma çağrısı yapan Cantimur, sözlerini "Lütfen işitme kaybının farkında olun. Yaşınız ne olursa olsun işitme cihazı kullanımından asla vazgeçmeyin. İşitme sinirleri ölürse geri dönüşü çok zor. İşitme sinirlerinin işitme cihazıyla canlı tutulması gerekiyor. Ne kadar erken farkındalık o kadar engelsiz bir toplum." diyerek tamamladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz