İnternet; eğlenceden, bilgi edinmeye; sosyal hayatı zenginleştirmeden, ekonomik çevrede yeni iş fırsatlarının doğmasına kadar hayatımıza yenilikler getiren sanal bir dünya…
Günümüzde hemen hemen herkesin elindeki küçük akıllı cihazlarlar sayesinde bu fırsatlardan yararlanmaya çalıştığı dünyamızda bu yenilik bazen de bağımlılık halini ne yazık ki alabiliyor.
Sanal dünya olarak adlandırılan interneti ve genel olarak bireyler arasındaki iletişime farklı bir etkileşim kazandıran sosyal medyayı Diyarbakırlılara sorduk.
Kimi vatandaşlar sosyalleşmek adına sosyal paylaşım sitelerinde saatlerce vakit geçirdiklerini itiraf ederken, bazı Diyarbakırlılar internetin fazla kullanılmasının bağımlılığı da beraberinde getirdiği gerekçesiyle buna esir olmamak adına kontrolü elden bırakmamayı tercih ettiklerini ifade ettiler.
“ÇOCUKLARA TABLET VE AKILLI TELEFON VERİLMEMESİ LAZIM”
İnterneti günde yarım saat kullandığını anlatan Sibğatullah Ekti, daha çok haberleri takip etmek için girdiği internette daha çok sosyal paylaşım sitelerini ziyaret ettiğini söyledi. Zamanının büyük bir bölümünü aldığı için kontrollü olmaya çalıştığını aktaran Ekti, “Teknolojik bağımlılık bir tür hastalıktır. Şuan uyuşturucu bağımlılığı gibidir internet. Küçük yaştaki çocuklara tablet ve akıllı telefon verilmemesi lazım. Bu yaşlarda bağımlılık hastalığı başlar. Biz küçükken dışarıda oyun oynardık. Şimdiki çocuklara anneler ve babalar evde kapalı ortamlarda bilgisayar ve akıllı telefonlarla onları oyun oynatıyorlar. Yaramazlık yapmasınlar diye. İnternet bağımlılığın sonucu olarak bazı evlerde huzursuzluklar baş gösterir. İnternetten oyun indirmek ve fazla oyun oynamak bazen pahalıya gelebiliyor” dedi.
“ZARARLARI OLDUĞU GİBİ YARARLARI DA VAR”
Uğur Şıngır da, interneti sosyal paylaşımda bulunmak için sıkça kullandığını belirterek, “Teknoloji bağımlısı oldu. Ondan uzak duramıyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile internet bağımlılığı daha da artıyor, zorunluluk haline geliyor. Bu bağımlılık sonucu gözlerde sıkıntı, beyinde yorulma ve yorgunluk gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Zararları olduğu gibi yararları da var. Gündemden haberdar oluyorsun mesela” diye konuştu.
“İYİ BİR ŞEKİLDE İSTİFADE ETMEK GEREKİYOR”
Yakup Algan ise teknolojiden iyi bir şekilde istifade edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Genellikle interneti çok az kullanıyorum. Bazen günde ortalama cep telefonumdan 2-3 saat internete girdiğim oluyor. İnternete instagram’a girmek için daha çok kullanıyorum” şeklinde konuştu.
“HASTALIK ÇEŞİDİNE DOĞRU HIZLA GİDİYOR”
İnterneti genellikle ders çalışmak için kullandığını söyleyen Berat Baran, “Tabi bununda dışında sosyal medyayı da takip ettiğim oluyor. Günümün yarısı internette geçiyor. Bu şekilde zaman harcıyorum. Telefon bağımlılığı denen bir şey var artık. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde bu bağımlıkla ilgili bölüm açmışlar. Herhalde bir hastalık çeşidine doğru hızla gidiyor. Bu bağımlılık neticesinde eski sohbetler kalmadı. Bir araya geldiğimizde ve birini ziyaret ettiğimizde muhabbet hoşumuza gitmediğinde hemen cep telefonlarımıza yöneliyoruz” dedi.
“BOŞ ZAMANI OLANLAR VE İŞSİZLER DAHA ÇOK KULLANIYOR”
Süleyman Polat isimli vatandaş da, interneti daha çok işsiz vatandaşların daha çok kullandığını savunarak, “ İnterneti az kullanıyorum o kadar sosyal hayatımda yeri yok. Gencinden yaşlısına herkes internet bağımlısı olmuş. Boş zamanı olanlar ve işsizler daha çok kullanıyor. Dolayısıyla internet bağımlılığının olumlu bir sonucu yok ne yazık ki. Sadece yıllarca göremediğin bir arkadaşınla görüşebilirsin. Hep zaman kaybı yani” dedi.
“NE YAZIK Kİ İNSANLAR ARASINDA SOSYAL HAYAT KALMADI”
İşi gereği interneti günde 7-8 saat kullandığını ifade eden Fuat Peker, “İş dışında ise genellikle internette gazete okuyorum. Bazen de müzik dinliyorum. Ama tabi kontrol altında tutmak lazım. Teknolojinin sizi esir almasına izin vermemeliyiz. Ben mümkün mertebe bundan uzak duran biriyim. Böyle giderse Amerika’daki insanlar internet bağımlılığı nedeniyle obez olacak. Ne yazık ki insanlar arasında sosyal hayat kalmadı. Birbirine aynı koridordan geçerken selam vermeyen insanlar, sosyal medya hesapları üzerinden birbirlerinin paylaşımlarını beğeniyorlar. Buda insanlar arasındaki iletişimin sanal hale gelmesini sağlıyor. Bu da ileride aile hayatından iş hayatına kadar bir çok ilişkiyi etkileyecek diye düşünüyorum. Küçük yaşlardaki çocuklara internetin nasıl kullanılması gerektiği, nasıl faydılanılması gerektiği ve zararları öğretilmedir” diye konuştu.
“İNTERNET BAĞIMLILIĞINA EN ÇOK NEDEN OLAN ŞEY AKILLI TELEFONLADIR”
Ali Avcı da “İnternet bağımlılığına en çok neden olan şey akıllı telefonladır. Önceden böyle bir şey yoktu. Boş bir fırsatımız olsa direk kullanıyoruz” dedi.
“İNTERNET KÖR BİR KUYU GİBİ”
İnterneti kör bir kuyuya benzeten İzzettin Güzel, “Bilgi edinmek ve gündemi takip etmek için internete giriyorum. İnterneti az kullanıyorum. Sosyal hayatımı fazla engellemesine izin vermiyorum. İnternet bağımlılığı bana göre hastalıktır. Bir uzmandan tedavi yardımını tavsiye ederim. İnternet kör bir kuyu gibi. Çıkması zor” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz