Belediyenin bünyesindeki toplu taşıma araçlarından görevli kadın ve erkek şoförler için öfke kontrolü, beden dili ve iletişim alanlarında eğitim semineri Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuz Saygın tarafından verildi. Belediye Kongre Merkezi'nde verilen eğitim seminerine, kent merkezi ve ilçelere toplu taşıma araçlarında görevli çok sayıda şoför katıldı. Uzman Saygın, İstanbul'da da benzer eğitim semineri düzenlediğini ifade ederek, seminerde "Biz insan" taşıyoruz sloganını belirlediklerini aktardı. Şoförlere önemli bir hizmet sunduklarını söyleyen Saygın, "Eğitim verdiğim için biliyorum, çok zor bir iş yapıyorsunuz ve de çok takdir edilecek bir iş. Günde yüzlerce insan aracına girip çıkıyor. Hem o insanları memnun etmek hem onları sağ salim gittikleri yerle ulaştırabilmek gerek. Sabah evden çıkarken rahat çıkmamız gerekiyor. Evden rahat çıkmadığımız taktirde kafamızda hep onlar oluyor. Çok kritik bir iş yapıyoruz. Kapıyı baam diye kapatırsanız ciddi sıkıntılar çıkabilir. Ama ne olursa olsun biz direksiyon başına gittiğimizde her şeyden sıyrılmamız lazım" diye konuştu.
'GÜLÜMSEMESİNİ BİLMEYENLER ARABA KULLANMASIN'
İletişimde beden dilinin önemini şoförlere anlatan Oğuz Saygın, beden diliyle yapılacak ters bir hareketin kötü sonuçlara neden olacağını söyledi. Saygın, "İletişimin 3 ayağı var. Bunlar birincisi, beden dili, diğerleri ses tonu ve kelimeler. Beden dili hepsinden önemlidir. Kelimelerin rolü yüzde 10'dur, ses tonu yüzde 30, beden dili yüzde 70'tir. İnsanlar en çok beden dilinize takılıyor. Beden dili o kadar önemlidir ki dışarıya mesajı verir. Beden dilinizle çok ters bir hareket yaparsanız karşı tarafla problem başlar. Beden dilindeki tek bir ters hareket çok kötü şeylere sebep olabilir. Beden dilini en yumuşatacak hareket gülümsemektir. Gülümsemesini bilmeyenler araba kullanmasın. Beden diliyle ilgili çok ciddi kavgalar çıkıyor. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde okumuşsunuz, kavganın nedenin 'Ters baktı' diye"dedi. Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuz Saygın, gün boyu yaşanan sorunları eve yansıtılmaması gerektiği belirterek, şoförlere şu önerilerde bulundu:
"Eve gidiyoruz canımız sıkkın. En büyük problemi evde yaşıyoruz. Günün bütün stres ve yoğunluğuyla eve gidiyoruz. Günlük yaşadığımız o stresi eve yansıtıyoruz. Akşama kadar ciddi bir yorgunluk yaşıyorsunuz, zor bir iş yapıyorsunuz, yolcularla tartışıyorsunuz hepsi tamam. Eve gittiğinizde çocuklar ve eşiniz bundan bir suçu var mıdır? Hayır. Ama eve yansıyor. Ne kadar problemli bir iş yaparsanız yapın, şunu unutmayın o lafı söylediğiniz zaman mutlaka bir karşılığı olacaktır. Evin kapısına geldiğinizde, zile basmadan 2 dakika bekleyin. Ve kendi kendinize şunu söyleyin, 'Bugün ciddi problemler yaşamış olabilirim hepsi bir kenara ama bunların hiç birinden benim eşimin ve çocuklarının hiç bir suçu yok, bunlar tamamıyla benim yaşadığım şeyler. Ben şimdi tüm negatif enerjimi döküyorum ve içeriye öyle giriyorum'. Suratınız eğer asıksa bağırıp çağırmanıza gerek yok. Karşınızdaki insanlar sizin ne demek istediğiniz anlıyor. Diyorsunuz ki çoğuma bir şey söylemedim, söyleminize gerek yok. O beden dilinden anlaşılıyor. Bütün mutluluğun hepsi ailedir."
Kaynak: Diyarbakır Söz