Hac kayıtları 4 Şubat'ta başlıyor

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ekrem Keleş, hac kontenjanının 74 bin olduğunu bunun görevliler hariç tutulduğunda 70 bine gerilediğini belirterek, “Bir tarafta 1,5 milyonluk talep bir tarafta 70 bin kişilik kontenjan. Bu şartlar altında biz gerçekten çok zorlanıyoruz” dedi.

Hac kayıtları 4 Şubat'ta başlıyor

Hac kayıtlarının, 4 Şubat'ta başlayıp 22 Şubat'ta sona ereceğini bildiren Keleş, vatandaşların bankaya 15 lira yatırmaları gerektiğini daha sonra da www.diyanet.gov.tr adresinden ya da en yakın müftülüğe giderek başvurularını yapabileceklerini bildirdi. Keleş, “Bazı kardeşlerimiz bankaya parasını yatırıyor onunla başvurduğunu zannediyor. Gidip elektronik ortamda başvurusunu yapmıyor veya müftülüğe gitmiyor. Onların başvurusu geçerli sayılmayacağı için bu noktada kardeşlerimizin çok dikkatli olmaları gerekiyor” diye konuştu.

10 kişiye kadar grup oluşturulabiliyor

Hacca grup halinde gitmek isteyen vatandaşlar için de bu imkanın sağlandığını belirten Keleş, başvuruların 10 kişiye kadar grup halinde yapılabileceğini dile getirdi. Hacca birlikte gitmek isteyenlerin grup halinde başvurmaları halinde kuraya da birlikte girdiklerini anlatan Keleş, şunları söyledi:

“Grup oluşturmak isteyenlerin, grup bağlantılarını gerek internet ortamında gerek müftülüğe başvururken formda işaret etmeleri gerekiyor. Dikkat etmeleri gerekiyor ki beraber gitmek isteyenler gidebilsinler. Önceden böyle başvurmayıp, başvurular bittikten sonra 'biz beraber gitmek istiyoruz' derlerse onları birleştirme imkanı olmuyor. Çünkü çok yoğun talep var. Bu yoğun talep karşısında başka insanların mağdur olmaması için daha baştan başvururken bunun düzgün yapılması büyük önem arz ediyor.”

Bir defa giden bir daha gidemiyor

Keleş, hacca bir defa gidenlerin tekrar gidemeyeceğini ifade ederek, “Daha önceden hacca gitmiş olanların başvurularını sistem kabul etmiyor. Yani herhangi bir yanlışlık olduğu ortaya çıkarsa da zaten, sonradan hacca gittiği anlaşılırsa tek tek kontrol ediliyor onlar, yine kaydı geçersiz sayılır. Bu bakımdan önceden gidenlerin başvurmaması gerekiyor zaten başvuru da gerek müftülükte gerekse elektronik ortamda kabul edilmiyor” ifadelerini kullandı.

Konaklama türleri

Otel, müstakil ve normal olmak üzere 3 konaklama türünün bulunduğunu Keleş, normal konaklama türünde 5 kişiye bir banyo ve tuvaletin düşeceğini, kadın ve erkeklerin ayrı odalarda kalacağını ve çoğunlukla uzaklığı 7 kilometrekadar mesafede bulunan yerler olacağını söyledi.

Müstakil konaklama türünde ailenin veya birkaç kişinin tek odada kalabildiğini ifade eden Keleş, otel tipi konaklamada ise otellerin üç, dört ve beş yıldızlı olduğunu dile getirdi. Konaklama tipiyle ilgili ücretlerin henüz belirlenmediğini kaydeden Keleş, Bakanlıklararası Hac Umre Kurulu'nun toplanarak fiyatlara karar vereceğini bildirdi.

Vatandaşların başvuru yaparken tercihlerini de yapmaları gerektiğini ifade eden Keleş, “Seçmedikleri takdirde zaten başvuruları kabul edilmiyor. Tercih ettikleri kategoride gidebilirler. Bazı kardeşlerimiz 'otel kategorisinde başvurursam kura çıkma ihtimali daha yüksek olur diğerlerinde daha düşük olur' gibi bir düşünceyle otele müracaat edip veya müstakile müracaat edip daha sonra alt kategorilere geçmek isteyenler olabiliyor. O kesinlikle kabul edilmiyor” dedi.

Keleş, çocukların da ebeveynleriyle birlikte başvurularının alındığını dile getirerek, çocukların kuraya ebeveynleriyle birlikte gireceklerini kaydetti.

Eski başvurular otomatik yenileniyor

Hac için önceden başvuru yapan vatandaşların kendileri vazgeçmediği sürece otomatik olarak başvurularını yenilediklerini dile getiren Ekrem Keleş, yaklaşık 1 milyon 100 bin kişinin kaydının otomatik olarak yenileneceğini söyledi.

Hac başvurusunu yapmış ancak vefat eden vatandaşlar da bulunduğunu anlatan Keleş, Nüfus ve Vatandaşlık idaresinden alınan verilerle vefat eden kişilerin yenilemelerinin yapılmadığını kaydetti.

Organizasyon şirketleri

Hacca gidecek vatandaşların yüzde 60'ını Diyanet organizasyonunun, yüzde 40'ını ise gerekli ruhsata sahip olan şirketlerin hacca götürdüğünü ifade eden Keleş, bu şirketlerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın denetim ve gözetimi altında hac organizasyonu yapan şirketler olduğunu kaydetti.

Keleş, herhangi bir ilde kuralar çekildikten sonra isteyenlerin şirkete isteyenlerin de Diyanet'e kayıt yaptırabildiğini, Diyanet kontenjanının dolması halinde vatandaşların şirketlere, şirketlerin kontenjanı dolduğunda da vatandaşların Diyanet'e gitmek zorunda olduklarını söyledi.

Bazı vatandaşların hacca gitmek için farklı yollara başvurduklarını anlatan Keleş, “Mesela işçi, kasap götürme ihalesi alan bir şirket bazı kardeşlerimizi o yolla

hacca götürmeye çalışıyor. Bunlar hac vizesiyle değil işçi vizesiyle gitmeye çalışıyorlar. Onlar birtakım sıkıntılar ve mağduriyetler yaşayabilirler o noktada dikkatli olmalılar” diye konuştu.

Hac kontenjanı

Ekrem Keleş, 2012 yılı Hac Organizasyonu için başvuru sayısının 1 milyon 163 bine ulaştığını ve bu rakama yıllık ortalama göz önüne alındığında 300 bin kadar yeni başvurunun eklenmesini beklediklerini ifade etti.

Hac kontenjanlarının 1987 yılında Ürdün'de İslam ülkeleri dışişleri bakanlarının katıldığı bir toplantıda ülke nüfusunun binde biri olarak belirlendiğini dile getiren Keleş, bunun halen geçerli olduğunu söyledi. Keleş, “Bu nedenle bütün ülkelerde yığılmalar var. Türkiye'de sıraya koymuş olsak şu anda 15 yıl sonrasına sıra verilmesi gerekiyor”dedi

İran'da hac başvurusu yapanlara 17-18 yıl sonrasına sıra verildiğini dile getiren Keleş, bunun çok sağlıklı olduğunu düşünmediklerini bildirdi.

Diyanet'in katsayılı kura sistemi uyguladığını anlatan Keleş, sıra sistemi ve düz kura sistemini de denediklerini ancak her ikisine de çok tepki geldiğini söyledi.

Türkiye'nin hac kontenjanının 74 bin olduğunu hatırlatan Keleş, bu sayının 4 bine yakın kısmının din görevlisi, kafile başkanı, sağlık, karşılama ve kiralama ekibi gibi görevliler için kullanıldığını söyledi. Keleş, “Bir tarafta 1,5 milyonluk talep bir tarafta 70 bin kişilik kontenjan. Bu şartlar altında biz gerçekten çok zorlanıyoruz. Ancak sadece 70 bin kişilik kontenjan hangi sistemi uygularsak uygulayalım her sistemin kesinlikle birtakım dezavantajları oluyor” ifadelerini kullandı.

Şehit ailelerine 600 kişilik kontenjan

Türkiye'ye verilen kontenjanın içerisinde kura haricinde kimsenin götürülmediğine vurgu yapan Keleş, şunları söyledi:

“Hiç kimse 'adamını bulan hacca gidiyor' şeklinde düşünmesin. Bu 70 bin kişilik kontenjan içerisinde böyle bir imkan asla söz konusu değil. Bu meşru sistemin dışında değişik yöntemler yollarla işçi vizesi altında veya daha değişik şekillerde gidenler onlar bizim sorumluluğumuzda değil. Sadece şehit ailelerimize 600 kişilik kontenjan ayrılıyor. Şehit ailelerimizin başvurusu 600'ü geçerse o takdirde onları da kendi içerisinde kuraya tabi tutuyoruz.”

Şehir kontenjanları

Bazı vatandaşların başvurusu az olan şehirlerden başvurarak gidebileceğini düşündüğünü söyleyen Keleş, şehir kontenjanlarının başvuru sayısına göre belirlendiğini bu nedenle bu yöntemin de kuraya herhangi bir etkisi olmadığını dile getirdi.

Kurada çıkmayan vatandaşlar

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Keleş, kurada çıkmayan vatandaşların üzüntülerini çok iyi anladıklarını belirterek, “Kurada çıkmamış ise Cenab-ı Hak hiç kimseyi sorumlu tutacak değil. Çünkü elinde olan bir şey değil. Gücü yetene hac farzdır. Kurada çıkmayınca gücü yetmemiş oluyor. O özlemi taşıması önemli. Çok değerli bu özlemi taşıması ama kurada çıkmayınca da şu anda yapacak herhangi bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler