Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşları, Beşşar Esed rejiminin Suriye'nin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısına tepki gösterdi.
Merkez Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları üyeleri, İdlib'deki katliamı kınayarak, "Diyarbakır İdlib omuz omuza", "Üzülme, gevşeme Allah bizimle", "Katil Esed ile ABD Suriye'den defol" sloganları attı.
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan, grup adına yaptığı açıklamada, geçen ay Halep'te camiye bomba yağdıran zalimlerin 70'ten fazla sivili katlettiğini, bu saldırıyı terörizm bahanesine sığdırarak işin içinden çıkmaya çalıştıklarını söyledi.
ABD ile Rusya'nın bu vahşete ortak olduğunu belirten Nazlıcan, "İslam topraklarını işgal ederek Müslümanları sistematik işkencelerle, bombalarla ve kimyasallarla öldürmeyi politika haline getiren bu katiller çetesi her geçen gün daha da vahşileşmekte ve dünyanın gözünün içine bakarak zulümlerini icra etmektedirler." dedi.
Nazlıcan, kim olursa olsun sivillere yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "Ancak bu sivil ölümleri protesto eden ve kınayan bu güçler söz konusu Müslümanlar olunca sessizliğe gömülüyorlar. Bu da onların olup bitenlere nasıl ikiyüzlü yaklaştıklarının en bariz kanıtı olarak ortadadır." ifadesini kullandı.
Londra, St. Petersburg ve diğer batı şehirlerindeki patlamalarda yaşanan sivil kayıplarda tepki gösterdiklerini bildiren Nazlıcan, savaşta haklıyı desteklemenin insani sorumluluk olduğunu ve zalimlere karşı mazlumların yanında yer almaya devam edeceklerini kaydetti. Nazlıcan, şu değerlendirmede bulundu:
"Olup bitenler karşısında Birleşmiş Milletler denen kukla kuruluşun büründüğü sessizliği ve zalimlerden yana takındığı tavrı esefle kınıyor ve bunların demokrasi ve insan hakları söylemlerinin koca bir yalan olduğunu buradan ilan ediyoruz. Türkiye'nin bu ölümleri BM Genel Kuruluna taşıması ve işlenen bu savaş suçunun takipçisi olması oldukça önemli bir konudur. Bu konunun ihmal edilmemesi gerektiğini ve bu ülkenin duyarlı bütün siyasilerinin bu konuya taraf olması gerektiğini ifade ediyoruz. Nasıl ki Suriyeli kardeşlerimize ensar olduysak, onların haklarının müdafisi olmak da Rabbimizin üzerimize yüklediği bir sorumluluktur. İnşallah Türkiye halkı bu sorumluluğu da hakkıyla yerine getirecektir."
Nazlıcan, Suriye'de Esed'i destekleyen ABD ile Rusya'nın ve onların işbirlikçisi devletlerin bu ölümlerin hesabını bir gün vereceklerini sözlerine ekledi.
Mardin Sivil Toplum Kuruluşları Platformu
Mardin'de Memur-Sen, MÜSİAD, Ensar Vakfı, Cihannüma, İlim Yayma ile Mardin Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyetinin bulunduğu 57 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Mardin Sivil Toplum Kuruluşları Platformundan yapılan açıklamada, Esed rejiminin Suriye'nin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısı kınandı.
Suriye rejiminin 2013 yılında Şam'a bağlı Doğu Guta'da sarin gazı ile saldırarak bin 400'den fazla insanı katlettiği ve binlerce kişiyi de yaraladığı kaydedilen açıklamada, 2013 yılından bu yana en az 162 defa Suriye rejiminin muhaliflere karşı kimyasal silah kullanmaya devam ettiği belirtildi.
Dün de İdlib'te yapılan hava saldırısında kimyasal silah kullanıldığı, 100 civarında insanın öldüğü ve 400'den fazla kişinin de yaralandığı aktarılan açıklamada, "Dünyanın patronluğuna soyunan BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu olayları sadece seyretmekte; hatta iç savaşın kızışması, insan kayıplarının artması ve bölge ülkelerinin de en çok bedelle kaosun sürgit devamını sağlamaktadırlar." ifadelerine yer verildi.
İdlib'te kullanılan kimyasal gazların, bombayı taşıyan uçaklar ve kullanan pilotların arkasında da dış güçlerin bulunduğu belirtilen açıklamada, şunlara yer verildi:
"ABD, Rusya ve İran, Esed'in zulmünün devamında ve masum Suriyeli insanların katledilmesinde müşterek bir sorumluluğa ve vebale sahiptirler. Bunlar Suriye'de açık bir insanlık suçu işlemektedirler. İnsanlık vicdanında ve tarih önünde bunlar lanet ve nefretle hatırlanacaktır. Sivil halka karşı İdlib'te yaşanan kimyasal silah saldırısını şiddetle kınıyor, sorumlularının ve destekçilerinin mutlaka hesap vermelerini bekliyor ve vefat eden masum insanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara Allah'tan şifalar diliyoruz. Bu vesileyle ilimizde yaşayan Suriyeli muhacir kardeşlerimize halkımızın daha çok sahip çıkarak ensar olma sorumluluğunu ifa etmesini bekliyoruz."
- Şırnak
Şırnak Talasemi Derneği Başkanı Nurullah Bartan da Suriye'de Beşşar Esed rejiminin İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlediği ve birçok sivilin ölümüne sebep olan kimyasal silah saldırısını kınadı.
Saldırıda çoğunluğu çocuk olmak üzere sivillerin hayatını kaybettiğini belirten Bartan, kimyasal saldırının büyük bir katliama ve acıya yol açtığını belirtti.
Bartan, "Nice evlatlar anasız babasız, nice analar babalar evlatsız kalmıştır. İnsan hayatı bu kadar ucuz değildir, olmamalıdır. Biran önce bu zulmün durmasını, insanlığın yok olmamasını temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
- Siirt
Anadolu Gençlik Derneği Siirt Şube Başkanı Mahmut Uyar, Suriye'nin İdlib kentine bağlı Han Şeyhun bölgesine rejim unsurları tarafından düzenlenen saldırılarda ölenlerin çoğunun genç ve çocuk olmasının büyük üzüntü verdiğini dile getirdi.
En az 450 bin insanın hayatını kaybettiği Suriye'deki büyük savaşın 7. yılına girdiğini kaydeden Uyar, Esed rejiminin şimdiye kadar Suriye halkına karşı kimyasal silah kullandığı gerçeğinin defalarca gündeme geldiğini aktardı.
İnsan hakları örgütlerinin son belirlemelerine göre bu saldırıların sayısının 136'yı bulduğunu kaydeden Uyar, Birleşmiş Milletlerin ise sadece ikaz etmekle yetindiğini kaydetti.
Uyar, şunları kaydetti:
"UNICEF ise bu savaşı görmezden gelip sadece ne kadar çocuğun öldüğünün istatistiklerini yayınlamakla yetinerek, emperyalist emellerini mazlum coğrafyalarımızın çocukları üzerinden sürdürüyor. Bu öldürülen çocuklarımızın, mazlum kadınlarımızın, yaşlılarımızın akan kanları ile mezhebimiz, meşrebimiz, ırkımız ve topraklarımız felah bulmayacaktır."
Kaynak: Diyarbakır Söz