Merkez Şehitkamil ilçesi Dülük Mahallesi yakınlarındaki antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Almanya Münster Üniversitesi işbirliğinde yürütülen kazı çalışmaları sürüyor.
Kazı Başkanı Münster Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Michael Blömer ile aynı üniversitede görevli yardımcısı Dr. Dilek Çobanoğlu, antik kentin bulunduğu Keber Tepesi'ndeki kazı çalışmalarına eşlik ediyor.
Blömer, AA muhabirine, antik kentin bölgenin en önemli kentlerinden birisi olduğunu söyledi.
Bölgenin Helenistik Dönem'de kurulan bir kent olduğunu ifade eden Blömer, "Burası Orta Çağ'a kadar devamlılığını yürütmüş olan bir kent. Oldukça önemli kentlerden biriydi ve büyük bir öneme sahipti." dedi.
Blömer, bu yılki kazı çalışmalarının tapınak ile arşiv binasında yapıldığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bu sezonun çalışmalarını kent merkezinde yer alan oldukça büyük olan bir tapınakta yürüttük. Burasının ayrıntılı şekilde bilgilerine ulaşmaya çalıştık. Kazı sezonunun son bölümünde ise arşiv binasında çalışmaları yürüttük ve buradaki bilgiyi genişletmeye, daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Tapınak 2. yüzyıla tarihlenmekte ve o dönem bu bölgede imparatorlar tanrılarla aynı tutuluyordu ve burası da bir imparatora adanmış olan bir tapınak olsa gerek. Yaklaşık 70'e 40 metre ölçülerinde yani bölgenin yine en büyük tapınaklarından biri olması gerekiyor. Ne yazık ki antik dönemde tahribatı gerçekleşmiş, yine de günümüzde mimarlarla çalışıp rekonstrüksiyonunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Elimizdeki verilere dayanarak nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamaya çalışıyoruz."
Arşiv binasındaki çalışmalarında yoğun şekilde mühür baskılarının gün yüzüne çıktığını ifade eden Blömer, "Arşiv binası 253 yılında istilalar esnasında tahribat gerçekleşmiş ama elimizde kalan verilere göre oldukça büyük bir arşiv binası olması gerektiğini düşünüyoruz ve buradan yoğun şekilde mühür baskısı çıkıyor. Belgeleri mühürlenmede kullanılan mühür baskıları. Bu, kentin ve bölgenin önemli bir arşiv binası olduğunu göstermekte." diye konuştu.
Buluntulara ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Michael Blömer, şunları söyledi:
"Bu sezon 700'den fazla mühür baskısı elimize geçti. Son 3 yılda yaptığımız çalışmalarda toplam 5 bin mühür baskısına ulaştık. Bu mühür baskılarının arasında resmi olan mühür baskıları da bulunmakta ve bu mühür baskılarının üzerindeki resimlerde tanrı Jupiter'i görmekteyiz. Dülük Baba Tepesi, Jupiter Dolichenus'a adanmış kutsal alandır. O tanrının burada da varlığını yürütmüş olduğunu ve önemli olduğunu görmekteyiz. Resmi olan kişilerin yani yüksek bir mertebeye sahip kişilerin kullandığı mühür baskıları daha büyük ve bunları bu sene yoğun şekilde bulduk."
" TARİHİNİ DAHA İYİ ANLAYABİLECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ"
Bölgenin turizme açılmasını ümit ettiklerini belirten Blömer, "Buradaki çalışmaları sürdürmeyi ümit ediyoruz ve bu çalışmalar sonucunda sadece Dülük'ün değil, Gaziantep tarihini de daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca belediyelerin destekleriyle burasının arkeolojik gezi alanı ya da turistik önemli bir nokta haline getirebileceğimizi ümit ediyoruz." dedi.
Blömer, "Burada yaşamış insanların ikametlerinin, evlerinin ne şekilde olduğu, nasıl bir yaşam halindeydiler, günlük hayatları nasıldı gibi bu konuları çok merak ediyoruz ve bu bilgilere ulaşmayı ümit ediyoruz önümüzdeki yıllarda." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı