Finike ilçesi'nde Mermer ve Taş ocakları Portakal ağaçlarını katletti! Portakal üretim durdu mu? Finike nerede?

Antalya Finike'de Mermer ve taş ocakları portakal bahçelerini ve bal üretimini olumsuz yönde etkiliyor. Hava karışan mermer tozları portakal ağaçlarına ve arıların yok olmasına neden oluyor. Ziraat Mühendislerinin hazırladığı raporda kanıtlandı. Mermer tozlarının fotosentezi azalttığını portakal ağaçlarında böceklenme yaptığını, ve kalitenin düştüğünü hazırladıkları raporda belirttiler.

Finike ilçesi'nde Mermer ve Taş ocakları Portakal ağaçlarını katletti! Portakal üretim durdu mu? Finike nerede?

Antalya'nın finike ilçesinde mermer ve taş ocaklarının neden olan doğa katliamı bölgedeki portakal ve bal üretimini fena vurdu.Üreticiler, ocaklardan yükselip portakal bahçeleri ve arı kovanlarının üzerini kaplayan mermer tozlarının üretim kalitesini ciddi şekilde etkilediğini açıkladı.Bölgede inceleme yapan ziraat mühendislerinin hazırladığı raporlar durumun ne kadar kritik olduğunu kanıtlıyor diye önemli açıklamalarda bulundu.

Antalya’nın Finike İlçesi’nde mermer ve taş ocaklarının neden olduğu doğa katliamı bölgedeki portakal ve bal üretimini vurdu. Üreticiler, ocaklardan yükselip portakal bahçeleri ve arı kovanlarının üzerini kaplayan mermer tozlarının üretim kalitesini ciddi şekilde etkilediğini belirtirken tahribatın boyutları ziraat mühendisleri tarafından hazırlanan raporlara yansıdı.

BÜYÜME HIZI DÜŞTÜ

Raporlarda, rüzgârın etkisi ile bölgeye yayılan mermer tozlarının dünyaca ünlü Finike portakalının yetiştirildiği alanların üzerinde kalın bir toz tabakası oluşturduğu vurgulandı. Bu toz tabakasının fotosentezi azalttığı, yaprakları sararttığı, böceklenmeyi arttırdığı, büyüme hızı ve kaliteyi ise düşürdüğü rapor ayrıntılarında yer aldı.

MÜHENDİSLER İNCELEDİ

Özellikle portakal ve bal üretiminde kalitenin ciddi oranda düştüğünü kaydeden çevreci avukat İsmail Doğan Tunçbilek, “Portakalların üzerinde mermer tozu, kireç kalıntıları var. Kalite her geçen gün düşüyor. Aynı sorun nar ve zeytin ağaçları için de geçerli. Bölgede inceleme yapan ziraat mühendislerinin hazırladığı raporlar durumun ne kadar kritik olduğunu kanıtlıyor” diye konuştu.

GÖRMEZDEN GELEMEZLER

Bal üretimindeki kalitenin de adeta dibe vurduğunu belirten Tunçbilek, “Benim ailemde bal üretimi yapıyor. Durum öyle bir hale geldi ki arıların yaptığı balın içinde mermer tozlarının neden olduğu tortuyu görebiliyorsunuz. Bu doğa katliamının en açık göstergesidir. Yetkili kurumlar böyle bir olayı görmezden gelemez. Böyle bir tavır bu katliama ortak olmak anlamına gelir” dedi.

BALIN İÇİNDE TOZ VAR

Ocaklardan çıkan tozun portakal ve bal üzerindeki etkilerini Hürriyet'ten Salim Uzun'a anlatan bölge sakini Abdullah Dinç, şöyle dedi: “Buradaki katliamı anlamak için uzman olmaya gerek yok. Çünkü portakalların üzerindeki ve balın içindeki toz kalıntılarını çıplak gözle görebiliyorsunuz. Böyle bir şeye dünyadaki hangi yönetici izin verir? Bu ocaklar doğanın kalitesini bozdu. Arıların bal üretimini bile etkiledi. Ama kamu kurumları uyumaya devam ediyor.”

Finike, Antalya'nın batısında yer alan turistik bir ilçedir. Doğuda Kumluca, kuzeyde Elmalı, kuzeybatıda Kaş ve batıda da Demre ilçeleriyle çevrilmiştir.

Eski ismi Phoenicus. Fenikeliler tarafından M.Ö. 500'lerde, liman kenti olarak kurulmuşdur. Finike ilçesi antik çağda ise Likya (Teke Yarımadası) olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır. Teke Yarımadası'nda M.Ö. 3. bin yıldan beri yerleşim vardır. Fakat yapılan arkeolojik araştırmalar bu bölgede 2. Bin yıldan eskiye giden bir kent henüz tespit etmemiştir.

Elmalı yakınlarında yapılan kazılar erken bronz çağı yerleşimini ortaya çıkarmıştır. Finike ilçe sınırlarında ve yakın çevrede birçok tarihi kalıntı bulunmasına rağmen bunların tarihi Semahöyük kadar eskiye gitmemektedir. Bu kalıntılarda yapılan arkeolojik araştırmalarda elde edilen bulguların en eskileri Likya uygarlığından kalanlardır.

Doğu Akdeniz ticaretinin gelişmesi önce Persler'i, daha sonra Büyük İskender'i Likya'ya çekmiş ve İskender M.Ö. 330 yılında bütün Likya'yı denetimi altına almıştır. Likyalılar bu istilaya karşı koymamışlar ve teslim olmuşlardır. Büyük İskender'in ölümünden sonra denetimin zayıflaması, zaman zaman Suriye, Mısır ve Rodos'un Likya'da hegomonya kurmalarına yol açmıştır. Erken Hristiyanlığın başlamasıyla Myra (Demre) bölgede yayılan Hristiyanlığın merkezi haline gelmiştir. Helenler ve Romalılar döneminde her türlü değerlerini kaybeden Likyalılar Bizans hakimiyeti ile eriyip gitmişlerdir.

Bizans döneminde kısa dönemli Arap saldırı ve işgallerini yaşayan bölge, Bizans hakimiyetinden sonra 1207-1308 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti'nin hakimiyetinde kalmıştır. 1426 yılında Osmanlı idaresi başlamıştır. Osmanlı idaresinde Elmalı kazasına bağlı bir nahiye merkezi iken 1914 yılında kaza olan Finike 1919-1921 yılları arasında İtalyanların kısa süren işgaline uğramıştır.

Finike ilçesi ve çevresinde hakim olan ekonomik yapı tarımsal karakterlidir ve varolan ticaret ve sanayi de tarımsal yapıya dayanmaktadır. Yörede en büyük geçim kaynağı turfanda sebzecilik ve narenciyedir. Bunun yanı sıra bölgede az da olsa balıkçılık vardır. Yörede tarımın ve turizmin mevsimlik oluşu, farklı zaman dilimlerinde yoğunluk kazanmaları yörede yeni gelişmeye başlayan turizmin, tarıma alternatif bir gelir kaynağı olmaktan ziyade, bir ek gelir kaynağı olabileceğini göstermektedir. Bu da yöre tarımın ve turizminin birbirlerini mevsimsel özellikleriyle dengelemesi, yörenin mevsimsel işsizlik sorunun kısmen çözülmesi demektir.

Antalya iline 115 km. uzaklıkta, Finike kazasının denize 5 km. mesafede ve tarihi Limyra bölgesindeki ocaklardan çıkarılmaktadır. Açık krem renginde homojen bir yapıya sahip kireç taşıdır. Taşınabilir büyüklükte, istenilen ebatta blok vermektedir. Hafif ve yalıtkan özelliğinden dolayı dış kaplama malzemesi olarak aranılan iç ve dış pazarda beğeni kazanan bir yapı taşıdır.

Ağırlıkça su emme ve birim hacim ağırlığı deney sonuçları bu taşın orta yoğunlukta bir yapı taşı olarak sınıflandırılabileceğini göstermektedir.

Mekanik dayanımlar kuru ve yaş numuneler üzerinde yapılmıştır. Kuru numunelerde elde edilen basınç dayanımı, eğilmede çekme modülü ve eğilme dayanımı değerleri bu taşın yüksek yoğunluklu bir yapı taşı olarak sınıflandırılabileceğini göstermektedir. Ancak taşın suya doygun hale gelmesi durumunda bu mekanik dayanımlarda önemli azalmalar gözlenmiştir. Doygun numunelerde ölçülen dayanım değerlerine göre ise bu taş orta yoğunlukta bir yapi taşı özelliği göstermektedir. Söz konusu kireç taşının mekanik dayanımlarının su ile doygun hale gelmeye olan hassasiyeti pratikteki uygulamalar açısından dikkate alınmalıdır.

Donma çözülme deneyindeki gözlemler ve ölçülen ağırlık kayıpları açısından bu taş TS deki yapı taşlarının donmaya dayanımı için verilen sınırları sağlamaktadır.

Aşınma deney sonuçları genellikle yaya ve lastik tekerlekli araç trafiğine maruz dogal yapı taşları için TS de verilen şartları sağlamaktadır.

Genel bir değerlendirme yapılmak istendiğinde, doğal kireç taşından kestirilip laboratuvarlara getirilmiş olan numuneler üzerinde yapılan deneyler sonucunda, bu taşın ilgili ASTM ve TS standartlarına dogal yapı taşları için verilen sınır değerleri sağladığı sonucuna varılır. Ancak, suya doygun halde dayanımlardaki kayıpların taşın kullanım imkânları için dikkate alınması gerektigi görüşündedir.Gerek kayalık, gerekse kumsal dip yapısı ile Finike Körfezi, birçok Akdeniz balığına, deniz memelisine ve deniz kaplumbağasına ev sahipliği yapmaktadır.

Mercan ve Beyaz Lahos (yöre dilinde Kum Gridası), yöre halkının ve balıkçılarının en çok talep ettiği balık türleridir. Finike kıyı şeridindeki kumsal alanlarda, çay ağzı ve limanlarda Akya, Lüfer, Lahos, Çipura, Levrek, Minakop, İspari, Kefal, İzmarit, Yasemin, Mercan, Hani, Sarıkuyruk, Iskarmoz, Barbunya gibi ekonomik değeri yüksek birçok balık avlanmaktadır. Körfezin kayalık bölgelerinde ise Orfoz, Lahos, Fangri, Sinarit, Sarıkuyruk, Sargos, Sokar, Iskaroz, Karagöz gibi balıklar balıkçıların ağ ve oltalarına takılmaktadır.

Açık deniz balıklarından Sardalya, Kolyos, İstavrit, Yazılı Orkinos, Lambuka, Kılıç Balığı, Orkinos gibi balıklar da Finike Körfezini Gırgır balıkçılığına uygun bir konuma getirmiştir.

Yakın bir tarihe kadar bütün Finike Körfezi içerisinde yasak olan Trol(Trata) ile yapılan avcılık, son yıllarda tekrar başlamış ve büyük bir kısmı kumluk olan körfez sularını tekrar talan etmeye başlamıştır. Bu sebeple yöre balıkçıları için çok değerli ve aranan bir balık türü olan Mercan Balığı, yoğun av baskısı ile karşı karşıyadır

Balıklar dışında, kumsal olan uzun kıyı şeridi, birinci derecede Caretta Caretta üreme alanı olarak tanımlanmıştır. Nesli büyük tehlike altında olan Akdeniz Foku, körfezde yaklaşık 2 birey ile yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.

Finike,tarih boyunca önemli bir yükleme ve boşaltma liman kenti olmuştur. Denizci bir millet olan Fenikeliler, Finike ve Akdeniz'in değişik limanlarından yükledikleri malları, başka limanlara satarak, kendi devirlerinde ticareti geliştirmişler ve zengin olmuşlar. Tarihin seyri içinde Finike limanının durgun zamanları da olmuştur. Cumhuriyet döneminde de uzun süre atıl kalan limanda, uzun yıllar sadece balıkçı tekneleri barınmıştır. 1966 yılında balıkçı tekneleri ve yatların fırtınalı havalarda barınabilmeleri için yeni bir barınak yapımına başlanmış ve bu barınak 1970 yılında tamamlanmıştır. Finike marina, Finike'nin coğrafi ve kültürel konumuyla yat turizmini birleştirerek, ilçemiz ve ülke ekonomimize önemli katkılar sağlamaktadır. Bu konum Finike marinasını önemli bir yatçılık merkezi yaparak, Finike'ye de uluslararası bir liman kenti ve yat turizmi merkezi statüsü kazandırmıştır.

Turizm bakımından çevre ilçeler kadar bozulmaması ile ayrılır. Ancak son dönemdeki yoğun yapılaşma ile önemli turizm noktalarından biri haline gelmiştir. Yine de 1980'lerden sonra bu bölgedeki turizm yatırım politikası, Finike'de pek rağbet görmemiştir. Çünkü ilçe toprakları tarıma daha uygundur. Bu yüzden turizm sektörü diğer çevre ilçeler kadar hızlı bir gelişme göstermemiştir. Yakın tarih içinde Finike Limanı'na ek olarak yapılan marina ile yat turizminde söz sahibi olmaya başlamıştır. 10 km'lik kumsalı ile ülkenin en uzun plajlarından birine sahiptir.

Kaynak: Diyarbakır Söz