Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı 300 haneli Dadaş köyünde su dalgıçları bozulan köylüler, yaklaşık bir aydır su sorunu yaşıyorlar.
Köyün çocuk ve kadınları, yaz sıcağına aldırmadan çeşme başından su doldurarak, bunları eşeklerle evlerine götürmeye çalışıyorlar.
İki bin kişinin yaşadığı köyde suların akmaması, durumu yetkililere ilettikleri halde çözüm bulamayan köylülerin tepkisine neden oluyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Dadaş Köyü Muhtarı Hüseyin Dalgıç, köylerinde 160 su abonesi olduğunu ve dalgıçları bozulduğu için sularının akmadığını söyledi.
Dalgıç, “Eşeklerle ya da yaya olarak çocuklarımız, kadınlarımız su taşıyorlar. Çok sıkıntı çekiyoruz. Millet de hayvanlar da susuzdur. Kaymakama başvurduk, kendisi DİSKİ’yle konuştu. Diyarbakır’a da gidip müracaatta bulunduk, yine netice alamadık. DİSKİ müdürü suyun geleceğini söylüyor ama gelmiyor. Eski bir dalgıç getirdiler. O dalgıç suyu çekmiyor. ‘Size yeni bir dalgıç getireceğiz.’ diyorlar ama hâlâ getirmediler. Yeni dalgıç getirirlerse köyümüzün su sorunu kalmaz ama getirmiyorlar, bizi kandırıyorlar. Susuzuz, suyun acısını çekiyoruz. Kış değil ki karın suyunu eritip kullanalım. Şu anda yazın sıcağındayız. Bu mevsimde su sıkıntısı çekiyoruz. Yetkililere söylüyorum: Bize dalgıç getirip, suyumuzu versinler.” dedi.
“Su kullanamıyoruz, hayvanlarımızı sulayamıyoruz”
Ameliyatlı olduğu halde su taşımak zorunda kalan Şaibe Savar, şunları söyledi: “Biz susuzuz, bu haldeyiz. Yolumuz uzak ve yokuştur. Elle su taşıyoruz. Ben ameliyatlıyım, çok yoruluyorum. Hayvanlarla su taşıyoruz. Bu yaz sıcağında neredeyse öldük. Terliyoruz, su olmadığı için kokudan bunalıyoruz. Sıkıntımız çoktur. Su kullanamıyoruz, hayvanlarımızı sulayamıyoruz. Suyu caminin yanından getiriyoruz. Orada da adamlar olduğu için utanıyoruz. Bazen yere düşüyoruz, ayağımız kırılıyor. Biz nasıl yapalım?”
“Eşeklerle su taşıyoruz, insan gibi yaşamak istiyoruz”
Sabahtan akşama kadar eşek ve el arabalarıyla su taşıdıklarını kaydeden Hanifi Artık, “Depoya su gelmediği için biz de bir aydır su alamıyoruz. Sorunlarımızı söylüyoruz ama çözen yok. Ne yaptıysak derdimize çare bulamadık. Bu halde ne yapmamız gerekiyor? Bize çare düşünsünler. Ne halde olduğumuzu görüyorsunuz. Yazın su, kışınsa yol sorunumuz var. Hazro’ya ne kadar gitsek de boştur. Bize, ‘Evet, yapacağız.’ diyorlar ancak döndüğümüzde herkes kendi yoluna bakıyor. Kimse derdimize derman bulamıyor. Sabahtan akşama kadar eşek ve el arabalarıyla su çekiyorlar. Biz de insanız, insan gibi yaşamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Haftada bir banyo yapıyoruz”
Hasan Altın, yeteri kadar duş alamadıklarını ve bu durumun kendilerini çok zorladığını anlatarak, “Hiç suyumuz yok. İnsanlarımız, hayvanlarımız, atlarımız, eşeklerimiz bu yoldan su çeke çeke yoruldu artık. Kaymakamlığa çıkıyoruz, ‘Gelecek.’ diyorlar ancak gelmiyor. Hazro’ya, Diyarbakır’a gidiyoruz, bir şey olmuyor. Günlerdir böyle azap çekiyoruz. Su olmadıktan sonra her şeyde sıkıntı olur. Suyumuz olmadıktan sonra nasıl iyi olalım? Haftada bir zor banyo yapıyoruz. Çay demleyemiyoruz. Çocukların durumu çok kötü, elbiseleri ve ayakkabıları kir içinde.” şeklinde konuştu.
“Milleti her zaman aldatıyorlar”
Kadınların, su için sabahtan akşama kadar çeşme başında olduklarını bildiren Feyzi Demirbaş, “Bir aydır su sıkıntısı çekiyoruz. Kadınlar geceden sabaha kadar çeşmenin üzerindedir. Hazro’daki yetkililer, ‘Bir saat sonra, iki saat sonra ya da bir gün sonra su getireceğiz.’ diyorlar. Milleti her zaman böyle aldatıyorlar. Biz de muhtarı sıkıştırıyoruz. Muhtar, Hazro’ya ve Diyarbakır’a gidiyor, o da bir şey yapamıyor. Her şey Hazro’daki DİSKİ müdürünün elindedir. O yaparsa bir günde yapabilir ama milleti oyalıyorlar.” dedi.
“Çocuklarımız kokuyor, yanlarına yaklaşamıyoruz”
“Çocuklarımız yıkanamadıkları için kokuyorlar. Kokudan yanlarına yaklaşamıyoruz.” diyen Hacı Ramazan isimli köy sakini de şu ifadeleri kullandı:
“Hasta olduklarında, hastanede kokudan rahatsızlık duyulmasın diye doktora götüremiyoruz. Bizim başvurmadığımız yer kalmadı. Yaşadığımız çağda bunu devlete yakıştırmıyoruz. Bu çağda bir dalgıç için bu kadar insanın ve hayvanın durumu hiç uygun değil. Belediye, ‘Bizim görevimiz değil, kaymakamlığındır.’ diyor. Kaymakamlık, ‘DİSKİ’ye başvurun.’ diyor. Birkaç gün önce DİSKİ müdürünün yanına gittik. Neredeyse onunla kavga edecektik. Bizimle tartıştı. Biz de bu memleketin halkı değil miyiz? Yer olmadığı için bir yere gidemiyoruz. Yaylamız olsaydı oraya göçer, susuzluğumuzu giderirdik. Artık çaremiz yok. Nereye gidip başvurabileceğimizi bilmiyoruz, her tarafa başvurduk.”
HÜDA PAR’dan su sorunu yaşayan köye ziyaret
Köylülerin yaşadığı sıkıntıyı öğrenen HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Ercan Şenol, beraberindeki heyetle birlikte köye giderek, incelemelerde bulundu.
“İnsanların susuz bir şekilde yaşaması bu çağda kabul edilemez”
Dadaş’ta suların kesik olması nedeniyle hayvanlarla ve el arabalarıyla su taşındığına şahit olduklarını dile getiren Şenol, “Muhtar, her yeri dolaştığını, DİSKİ’ye, kaymakamlığa, Diyarbakır’a kadar gittiğini söyledi. Herkesin halledebileceğini fakat hiç kimseden 20 günden fazladır ses ve seda olmadığını bize iletti. Biz de kaymakam beyle görüşmek istediğimizi söyledik. Kendisi müsait olmadığını iletti. İşle ilgilendiklerini ancak bu durumun kendilerini aştığını, DİSKİ ve belediyeyle alakalı bir durum olduğunu, onlarla görüşülmesinin daha sağlıklı olacağını söyledi bize. Temmuz ayı gibi sıcak bir zamanda, hemen hemen herkesin her gün duş alması gerektiği bir zamanda bu insanların susuz bir şekilde yaşaması bu çağda kabul edilebilecek bir durum değil. Bu insanların da bir şerefi, izzeti, haysiyeti var. Bu insanların 20 günden fazla susuz bırakılması, bu köye değer verilmediği anlamına geliyor. Biz öyle yorumluyoruz. HÜDA PAR olarak, sonuna kadar bunun takipçisi olacağız. Gördüğümüz durumu raporlaştırıp, Ankara’da merkezimize göndereceğiz.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz