Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in arazide ölü bulunması olayıyla ilgili 5'i tutuklu, 7 sanığın yargılanmasına başlandı.
Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Recai Y. (54), Abdulkadir A. (26), Gökhan Y. (26), Öner Y. (44), Semih A. (35), tutuksuz sanıklar Taha Gökşin Y. (25) ve Mehmet Y. (23) ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Sanık Recai Y, ifadesinde, olay günü kendi yazıhanesinde Doç. Dr. Gürateş ile görüştüklerini belirterek, ''Silah lazım olduğunu söyledi. Tehdit edildiğini biliyordum. Bende bulunan ruhsatsız silahı kendisine vermek istedim. Verdim. Nasıl çalıştığını sordu. Mekanizmayı çalıştırdığım sırada silah ateş aldı ve Gürateş'e isabet aldı. 'Abi ne yaptın' dedi. Çok korkmuştum. Çok miktarda kan akmaya başladı. 3-5 dakika kendimden geçtim. Kendime geldiğimde nabzı atmıyordu. Panikledim'' dedi.
Olayın ertesi günü, sabah erken saatlerde oğlu Gökhan Y. ve arkadaşı Abdulkadir A'ya büroya gidip durumu anlattığını belirten Recai Y, ''Abdulkadir, dışarı çıktı. Oğlum Gökhan ile mi gittiler, bilmiyorum. Daha sonra cesedi koyabileceğim malzemeyi getirdiler. Cesedi Abdulkadir ile birlikte sandığın içine koyduk, çiviledik. Ayaklarını da zaten önceden birlikte bağlamıştık. Hamal bulmasını söyledim. Daha sonra Abdulkadir'e ortalığı temizlettim. Ben daha sonrasına karışmadım. Olay nedeniyle pişmanım. Tek başıma kazayla gerçekleşmiştir'' diye konuştu.
-''Tek başıma gömdüm''-
Sanık Abdulkadir A. da ifadesinde, Recai Y. ve oğlu Gökhan Y. ile olayın ertesi günü büroya gittiğini belirtti.
Recai Y. ile cesedi dolaba koyup çivilediklerini anlatan Abdulkadir A, şunları söyledi:
''Daha sonra Gökhan ile hamal tuttuk. Dolapta ceset olduğunu söylemedik. Dolabı benim araca koyduk. Gümüşkavak Mahallesi'nde uygun bir yere aracı park ettikten sonra geri dönüp büroyu temizledim. Öğleden sonra cesedin bulunduğu aracı Etminik mevkisine götürerek, cesedin bulunduğu yere tek başıma gömdüm. Hatta komşumuzdan kazma almıştım. Daha sonra başka işlerimiz nedeniyle amcam S.A. ile İstanbul'a gittik. İstanbul'da telefonla polisin ifademi istediği söylenince geri döndüm. İlk ifademde korktuğum için söylemedim, sonrasında ikrar edip cesedi gömdüğüm yeri gösterdim. Silahı teslim ettim.''
Diğer sanıkların ifadelerinin ardından söz alan müşteki avukatı İbrahim Gök ise Bilgin Gürateş'in, Recai Y. ve diğer sanıklar tarafından işyerinde darp edildiğini, elleri ve ayakları bağlanarak işkence edilip, hürriyetinden yoksun bırakılıp, ateş edilerek öldürüldüğünü öne sürdü.
Recai Y. ve oğlu Gökhan Y'nin tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar alan mahkeme heyeti, diğer tutuklu sanıklar Abdulhadir A, Öner Y. ve Semih A'nın, ''atılı suçtaki mevcut delil durumu'' ve ''suç vasfının lehe değişme ihtimali''ni dikkate alarak, tutukluluk hallerinin kaldırılmasına karar verdi.
Dava, 2 Temmuz'a ertelendi.
Olayın geçmişi
Elazığ'da 3 Nisan 2012'de bir ihbar üzerine merkeze bağlı Gümüşkavak Mahallesi'ndeki arazide kazı çalışması yapan ekipler, 6 günden beri kendisinden haber alınamayan Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in cesedine ulaşmıştı. Boynunda iz olduğu belirtilen Gürateş'in kasığından silahla vurulduğu bildirilmişti.
Doç. Dr. Gürateş'in, kent merkezinde bir iş hanındaki büroda silahla vurulduktan sonra bir sandığın içine konularak Gümüşkavak Mahallesi'ndeki araziye kadar taşındığı ve burada toprağa gömüldüğü, büronun da çamaşır suyuyla temizlendiği iddia edilmişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz