Birlik Vakfı Batman Şubesi'nin düzenlediği, 'Yeni Türkiye Vizyonunda Doğu ve Güneydoğu'nun Kalkınmadaki Rolü' çalıştayına TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Batman Milletvekili Ataullah Hamidi, Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Ravza Kavakçı, Vedat Demiröz, Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker, Batman Valisi Ahmet Deniz, Enerji eski Bakanı Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Alacacı, Meclis İdare Amiri Ceyda Bölünmez Çankırı, Batman Belediye Başkanvekili Ertuğ Şevket Aksoy, bölge üniversitelerinin rektörleri, bürokratlar ve kalabalık bir topluluk katıldı.
Çalıştayda konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ileriki yıllarda Türkiye'nin yeni büyüme motoru olma potansiyelinin son derece büyük olduğunu belirtti. Şimşek, şunları söyledi:
"Hükümet olarak bu potansiyeli hayata geçirmek için insana yatırım yapıyoruz, alt yapıya yatırım yapıyoruz ve özel sektöre büyük destekler veriyoruz. Bu çalıştay da bu hedefi geliştirmekye katkıda bulunacak. Partimizin ilk günlerinde olduğu gibi demokrasi ve kalkınma at başı götürecek. İleri demokratik standartlar, güçlü bir hukuk devleti, huzurun, barışın, kardeşliğin hüküm sürdüğü bir Türkiye. O zaman Türkiye, dünyanın büyüme motoru olacak. Dünyada 7 gelişmiş ülke var. Bir de olmayan bir kulüp var. E7 diyoruz. Gelişmekte olan, yükselen 7 ülke. Türkiye, yükselen 7 arasında. 2040 yılında Türkiye'nin de olduğu 7 ülke, gelişmiş ülkelerin iki katına çıkacak. Bu süreci dünya iyi yönetemezse, tabi ki sıkıntılarla karşılaşacak. Çünkü çok derin jeopolitik bir kayma var. Güç ve ekonomi kayıyor. O nedenle hepimizin akıllı olması lazım. Bir taraftan reform, bir taraftan da birlik ve beraberlik. Jeopolitik kayma olacak, hazmedemeyeceklere karşı birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım. Eğer Türkiye bugün olduğu gibi istikrarını korur, reformcu, güçlü bir idareyle yoluna devam ederse milli gelirimiz 2016'da 1.9 trilyon dolardı satın alma gücü paritesiyle, 2050 yılında 5.2 trilyon dolar olacak ve dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmiş olacağız. Bunu hep birlikte başaracağız."
'DÜNYA EKONOMİSİ TOPARLANIYOR'
Küresel ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Dün gece Davos'tan döndüm. Dünya ekonomisinin durumu tartışılıyor orada. Küresel ekonominin nereye gittiğinden söz edeceğim. Küresel ekonomi, 2008-2009'da güçlü büyüme seyrindeydi. Yaklaşık yüzde 5 hızla büyüyordu. Bu iyi bir büyüme oranı sayılır. Küresel krizle beraber yüzde 3 seviyesine düştü. Şimdi yüzde 4 seviyesinde. Bu iyi haber, yani dünya ekonomisi toparlanıyor. Bu sene de büyüme güçlü olacak. Muhtemelen gelecek sene de devam edecek diye düşünülüyor. Küresel ticarette de toparlanma var. Normalde küresel ticaretteki artış küresel büyümenin 1.5 katı kadar olabiliyor. Krizle birlikte o da yüzde 3 civarına düşmüştü, şimdi bu rakam da yüzde 4'ün üzerinde. Risk iştahı yüksek. Çünkü büyüme var. Büyüme olduğunda bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de fon akışı pozitife dönüyor. Özellikle son 2-3 yıldır küresel fon akışında gelişmekte olan ülkelerde sıkıntılar yaşanmıştı. Tekrar olumlu bir hava var. Küresel enflasyon ılımlı seyrediyor. Dünyada enflasyon ortalama yüzde 3-3.3 civarında. Bu önemli. Çünkü bu hızlı büyümeyi sekteye uğratacak önemli bir unsur enflasyonist baskıların baş göstermesi ve bununla birlikte parasal sıkılaştırması büyümeyi olumsuz etkiler. Petrol fiyatlarında bir yükseliş var. Bu hızla devam ederse küresel ekonomi için olumsuz bir gelişme ama, petrol ihraç eden ülkeler için de olumlu" dedi.
'ORTA VE UZUN VADEDE RİSKLER VAR'
Dünya ekonomisinde korumacılık eğilimine dikkat çeken Şimşek, "Dünya ekonomisi toparlanma içerisinde. Peki, bu durum devam eder mi? Kısa vadede eder. Orta ve uzun vadede ise dünya ekonomisi ve insanlık, çok önemli sorunlarla karşı karşıya. Dünyada korumacılık eğilimi var, reformlarda yavaşlama var, yatırımlar yavaş seyrediyor, verimlilik düşük, dünya büyük borç yükü altında. Nüfusumuz yaşlanıyor, ama en önemlisi ve bütün sorunların anası, gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Dünyada aşırı sağ, İslamofobi, aşırıcılığı körüklüyor. Bu durum, korumacılık eğilimlerini güçlendiriyor. Dünyada krizin aşılması için, toparlanmak için 10 trilyon dolardan fazla para basıldı. Parasal genişlemeye gidildi. Daha önce istihdamsız büyüme vardı. Şimdi istihdamlı büyümedeyiz. Ücret artışı olmayan bir istihdam söz konusu. Bu üçüncü evre, parasal sıkıştırmanın olacağı bir evre olacak. Bu sıkışmaya hazırlıklı olmalıyız" diye konuştu.
TBMM BAŞKANI KAHRAMAN: DARBELERİN MALİYETİ 381 MİLYAR DOLAR
TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise yaptığı konuşmada darbelerin Türkiye'ye maliyetinin 381 milyar dolar olduğunu belirterek şunları söyledi: "326 sene dünyada bir numaralı devlet bizdik. Dünkü topraklarımızda bugün 53 devlet var. ABD, bize senelerce vergi verdi. Türkiye, bugün bir dünya devleti. Darbeler gördük, 15 Temmuz darbe teşebbüsü, 17'nci darbe teşebbüsüdür. Darbe, ya da darbe teşebbüsü. Kimisi biliniyor, kimisi gizli. Bilineni, bilinmeyeni. Bunlar niye yapılıyor? İlerlemeyim, gelişmeyelim diye. Ama yürüyoruz. Darbelerin Türkiye'ye yaklaşık maliyeti 381 Milyar dolar. Her bir darbe bir ameliyattır. Vücutta iz bırakır. Vücudumuz inşallah bir daha çizilmeyecektir. 15 Temmuz'da millet olarak ayağa kalktık. Siyasi partiler tamamen katıldılar, meydanlar doldu. Burada silah arkadaşlarımızı görüyorum. Meclis'e şehit olmaya geldiler arkadaşlarımız. Meclis'i açtık, şehit olmaya geldiler. Efendim sen 2 numarasın, saklanmalısın. Kaptanlar gemilerini terk etmezler, fareler terk ederler. Açtık meclisimizi. Fare olmayacağız, kaptan olacağız. Dimdik olacağız. 250 şehidimize Allah gani gani rahmet eylesin. 72 şehidimiz Fırat kalkanında. Şimdi yine bir çatışmanın içerisindeyiz. Onlar olacak. Ölüm hak. Peygamber efendimize komşu oldular. Ailelerine sabır diliyoruz. İyi noktalara ulaşacağız. 2050 hedeflerine gidiyoruz. Bu istişare toplantısı bize ışık tutacaktır."
Kaynak: Diyarbakır Söz