Dünyada her 40 saniyede 1 kişi intihar ediyor

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, dünyada her 40 saniyede bir kişinin intihar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, bu sayının her geçen gün arttığına dikkat çekti.

Dünyada her 40 saniyede 1 kişi intihar ediyor

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında 800 bin kişinin intihar sonucu öldüğünü ve bu sayının 2030 yılında bir milyonun üzerine çıkacağının tahmin edildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Esra Yancar Demir, intihar girişimlerinin de bu rakamların üstünde olduğunu ifade etti.

"Çeşitli sebepler intihara sürükleyebiliyor"

Doç. Dr. Esra Yancar Demir açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İntiharlarda pek çok etken söz konusu. İntihar davranışı genetik, psikolojik, sosyal ve kültürel birçok risk faktörü tarafından belirlenir. Herkesin stresle başa çıkma yolu farklıdır. Hayatta öyle dönemler vardır ki kişinin stresle baş etme yöntemleri bazı sorunların üstesinden gelmeye yeterli olmaz. Stres oluşturan yaşam olayları kişiden kişiye değişir. Bazıları için önemli olmayan bir sorun bazıları için çok önemli yaşam sorunu olarak görülebilir. İntihar riskini artıran önemli yaşam olaylarının başında yalnızlık, depresif duygu durumu, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının yanında bir ilişkinin bitmesi, onurumuza karşı yapılan saldırılar, değersizlik hissi, aldatılma, terk edilme gibi yaşamsal stres kaynaklarıdır.”

“İntiharların yaklaşık yüzde 60'ı depresif bozukluk ve bipolar bozukluktan kaynaklanmaktadır”

Ruhsal hastalığa sahip olmanın intihar için önemli risk faktörlerinden biri olduğunu, ruhsal hastalıkların erken dönemde saptanmasının ve intihar riski olan bireylerin uygun tedavisinin önemini dile getiren Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, “İntiharların yaklaşık yüzde 60'ı depresif bozukluk ve bipolar bozukluktan kaynaklanmaktadır. Ayrıca şizofreni, alkolizm ve kişilik bozukluğu da intihar riskini artırmaktadır. Öncelikle bu kişilerin intihar düşünceleri olup olmadığını anlamamız gerekir. Eğer sizin içinizde böyle bir düşünce varsa veya yakınınızda biri sizinle böyle bir durumu açık açık paylaşmış ise yapılması gereken en doğru şey bir uzmana başvurmak veya bu yakınınızı en kısa zamanda bir uzmana yönlendirmek olmalıdır. Ruhsal hastalıklar ve intihar ile ilgili ön yargılar intihar düşünceleri olan kişilerin uygun ruh sağlığı hizmetlerine ulaşımını engellemektedir. Toplumun her bireyinin bu konuda bir sorumluluğu bulunmaktadır. Sizinle paylaşılan bu durumu sır olarak saklamak o kişiyi korumak değil ona kötülük yapmaktır. Biliniz ki çoğu zaman bu insanlar içinde bulunduğu ruh halinden kurtulduğunda bu düşüncelerini ve yaptıkları eylemi saçma, anlamsız bulmakta ve pişmanlık hissetmektedirler. Önemli olan umutsuzluğun ve stresin olduğu dönemde bu kişilerin intihar girişimini önlemek ve sorunlarının üstesinden gelmede daha sağlıklı ve işlevsel yollar bulabilmesi için kişiye destek olmaktır. İntihar girişimi sonrası hayatta kalan insanlarla yapılan psikiyatrik görüşmeler sonrasında hastaların büyük bir kısmının yaptıklarından son derece pişman olduğunu, asıl amaçlarının ölmek olmadığını ve yaşamaktan dolayı çok keyifli olduğunu söylüyor. Bu kişilerin pek azında kısa dönemde intihar düşüncesi oluyor ve intihar düşüncesinde ısrarlı olan kişilerde de sorun genelde depresyon veya başka bir ruhsal rahatsızlık oluyor” ifadelerine yer verdi.

İntihar düşüncesi olanların psikiyatriye başvurması gerekiyor

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Yancar Demir, intihar düşüncesi olan kişilerin zaman kaybetmeden bir psikiyatrdan yardım almaları gerektiğine işaret ederek, “Eğer aklınıza intihar düşünceleri geliyorsa "intihar etmek istiyorum" diyorsanız, bunla ilgili planlar yapıyorsanız veya etrafınızda bunları dile getiren yakınlarınız varsa en kısa zamanda bir psikiyatriste başvurmanız veya yakınlarınızı yönlendirmeniz gerekmektedir. İntihar sonucu yaşamını kaybedenlerin yakınlarının yaşadığı ruhsal acı da düşünüldüğünde intiharın toplumun önemli bir kısmını etkileyen ciddi bir halk sağlığı problemi olduğu unutulmamalıdır” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler