Saatlerinde altıncılar çarşısındaki atölyelerini açtıktan sonra el emeği göz nuru hasır bilezikleri yapmak için kolları sıvamaya başlıyor.
Zor ve zahmetli olan bu sanatı icara eden kardeşler hasır bilezik yaparken, bir yandan da merakla sorduğumuz sorulara ilgiyle cevap veriyorlar.
“MEŞAKKAT VE SABIRLA YAPIYORUZ”
Eyyüp Can, Hasır bileziklerin işlemesinin 4 ila 5 saati bulduğunu belirterek, “Sipariş üzerine çalışıyoruz. Bu işlem süresi içinde telleri birbirine takıp hasırı bitiriyoruz. Çıraklarımız ve ustalarımızın yardımı ile günde üç, dört tane siparişi tamamlıyoruz. İlk önce altını eritiyoruz sonra makinede çekiyoruz ardından kalıplarımız var kalıpkara sarıp işlemeye başlıyoruz. Bu da oldukça zahmetli bir iş. Bu aşamalar 1 saate yakın zaman alıyor ve sonrasında kaynatma, tel eğme işlemine giriyoruz. Ustalarımızdan öğrendiğimiz meşakkat ve sabırla yapıyoruz” dedi.
“USTAM ERMENİLERDEN ÖĞRENDİ”
Hazır bilezik öğrenmeye küçük yaşlarda başladığını anlatan Ömer Can ise, “yaklaşık 25 senedir hasır işlemeciliği yapıyorum. Bir ustam vardı o bana öğretti. O da Ermenilerden öğrenmiş. Hasır Ermenilerden bize kalan meslektir. Geçmişte Osmanlı saray kadınlarında hediye edilip orda tanıtılmış ve günümüze kadar bu şekilde gelmiştir. Tabi geçmişte daha bir özenle yapılırmış. Bir hasır makine olmadığı için yaklaşık bir hafta, on gün sürermiş, şimdi makinenin yardımıyla bir günde bitiriyoruz. Bayanlardan oldukça talep var. Usta yetiştirme çabası içindeyiz ama el sanatlarına verilen önemin düşük olduğundan kimse bu işi yapmak istemiyor. Belli aşamalardan geçiyor ve sabır gerektiren bir iş” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz