Cumhurbaşkanı şok açıklamalarla yer yerinden oynattı, neresi kapanıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin içeride aktörleri olan senaryosu dışarıda yazılan bir hareket olduğunu belirterek, "Bir bayan kardeşimizin maalesef başı koparak oranın çatısında bulundu.

Cumhurbaşkanı şok açıklamalarla yer yerinden oynattı, neresi kapanıyor?

Bunu yapanlar acaba hangi vicdan, hangi insani bir yapı kalkıp kendi halkına uçaktan bomba yağdırarak böyle bir vahşeti yapabilir. Ne yazık ki bu ülke darbeler tarihi içerisinde çok farklı bir darbeyi yaşadı" dedi. Erdoğan ayrıca, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kapatılacağını açıklayarak, "Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden biri de orası" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı'nda konuştu.

Recep Tayip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle…

Türkiye 15 Temmuz akşamı tarihinin en hain, en alçak darbe girişimine maruz kalmıştır. Şüphesiz her darbe kötüdür ama 15 Temmuz doğrudan milleti hedef alması, doğrudan millete saldırılması nedeniyle hepsinden çok daha kötü bir gece olarak hafızalara kazınmıştır. Darbe gecesi saldırılar 4 yer var. Birisi emniyet ve özel harekat müdürlüğü. Diğer ikisi ise TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’dir. Hatta içinde bulunduğumuz binanın doğu cephesi de helikopter ateşlerine maruz kalmıştır. TBMM’de Başbakanların kullandığı bölge ateş altına alınmıştır. Bu ikimin ortak özelliği doğrudan milletin oylarıyla iş başına gelen kişilerin makamları olmasıdır. Sizler uluslararası yatırımcılar olarak karşımda bulunuyorsunuz.

Dünya ağırlıklı olarak demokratik yapılarla yönetilen rejimler içindedir. Demokrasiler iftihar edilen rejimlerdir. Batı ülkelerinin tamamı demokratik parlamenter rejimlerdir. Sadece Fransa’nın yarı başkanlık sistemini bir kenara koyarsak diğer hepsi parlementer sistemlerdir. Şu ana kadar bize batıdan gelen hiçbir temsilci yoktur. Ziyaretimize gelen hiçbir temsilci yoktur. Fakat Fransa’da terör eylemleri olduğunda oralara nasıl gittiklerini biliyoruz. Bazı ülkeler havaalanlarında Türkiye’ye gitmeyin, Türkiye’ye gidişiniz Erdoğan’ı güçlendirir gibi reklamlar yapıyorlar. Bu nasıl demokrasidir. Ben askeri darbe ile iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanı değilim. Halkının yüzde 50 oyuyla iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanıyım.

Türkiye’nin nereden nereye geldiği, küresel sermayeye yönelik attığı adımlar ortada. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz, en iyi sizler yaşadınız bunu Türkiye’de. Türkiye’nin ekonomide en güvenilir ülkelerden biri olduğunu sizler yaşadınız. Bize karşı yapılan bu darbe girişiminin arkasında Türkiye’nin bu yükselişini hazmedemeyen güçler olduğunu söylemek lazım. Bu olay sadece içeride planlanan bir olay değildir. İçeride aktörleri olan senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir. Bir şeyi hesap edemediler. Bu milletin kendisini hesap edemediler. Bu milletin evlatlarının tankların altına yatabileceklerini akıl edemediler. Burayı bombaladıkları zaman 5 şehidimiz var.

Bir bayan kardeşimizin maalesef başı koparak oranın çatısında bulundu. Bunu yapanlar acaba hangi vicdan, hangi insani bir yapı kalkıp kendi halkına uçaktan bomba yağdırarak böyle bir vahşeti yapabilir. Ne yazık ki bu ülke darbeler tarihi içerisinde çok farklı bir darbeyi yaşadı. 238 şehit verdik, 2200’e yakın yaralılarımız var. Dün gece 12, 1, 1.5 gibi gazilerimizi arıyorum. Bir tanesi genç, Sabri, 34 yaşında. Yazılımcı, hava savunma sistemlerini çok seven bir gencimiz. Birinci tankın altına atlayıp, ikinci tankın da altına yatan ve inşallah kolunu kaybetmeyecek. Telefonda konuşurken sanki Sabri’ye hiçbir şey olmamış. Reisim 'sen iyi misin' diyor. Bu inanç bu azim oldukça bu millete darbeler hiçbir şey yapamayacaktır.

Bir tane albayımla konuşuyorum, 7 mermi almış. Albayım bakıyorum hala bizi düşünüyor, 'Bu FETÖ’nün takımı buralarda hala eksik değildir aman Cumhurbaşkanım dikkatli olun' diyor. Biz tedbirleri alıyoruz Davut albayım, sen kendine iyi bak. Buradaki yeni binamızda yaptığımız hem açılış hem şehitleri anma gecemizde o havayı gördüğümüzde bu milletin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gördüm. Evvelallah bu millet yoluna kararlılıkla yürüyecektir.

Bundan önce Türkiye 1980’li yılların ortasından beri silahlı terör örgütlerinin saldırısına hep maruz kalan bir ülkeydi. İşte şimdi de yine bunları yapıyorlar. Zaman zaman yaşadığımız sosyal, siyasi ve ekonomik taarruzların da bunlardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu ülkeden endişelenmeyin. Bu ülke güvenli bir ülke. Biz bütün terör eylemlerini, hatta biz Belçika’ya teröristlerin adlarını verdik ama onlar hayır terörist değil diye saldılar. Sonra gittiler havaalanında kendilerini patlattılar.

Almanya’ya Sayın Şansölye’ye 4 bin dosya verdim, bunların hiç birisi bize dönmedi. Fakat Pazar günü Almanya’daki vatandaşlarımızın oluşturduğu STK’lar Köln’de bir miting düzenlediğinde video konferansla benim bağlanmamı hazmedemediler. Alman mahkemeleri çok hızlı çalışıyor maaşallah. Anında Anayasa Mahkemesi hayır kararı verdi. 'Geciken adalet adalet değildir Sayın Şansölye' dediğimde 'haklısınız' dedi ama burada Anayasa Mahkemesi hemen karar veriyor. Geçmişte terör örgütü PKK’nın lider kadrosunda olanları konuşturuyorsun video konferansla. Batı terörün yanında mı demokrasinin yanında mı? Batı teröre destek veriyor ve darbelerin yanında maalesef. Dost bildiklerimiz gidiyor terörün yanında, darbecilerin yanında yer alıyor. Fransa aynı, Belçika aynı. İşte iş adamamız Özdemir Sabancı. Katili belli mi, elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor mu. Açık sözlü olalım, doğru olalım ama yürekli olalım. Yürekli olmazsak dünyadaki ülkelerde çok daha can yanar.

Bugün bize olan darbe hareketi başka ülkelerde de terörle başka şekillerde karşılık bulur. 15 Temmuz darbe akşamı kardeşimiz Türk adaları var, Yunan adaları var götürebilirim dedi. Hayır dedim, benim halkım sokaklarda. Orada olmalıyım. Ama helikopter tepemizde dolaşıyor. Helikopterim, pilotum cesurdu, son ana kadar nereye gideceğimizi pilotum da bilmiyordu. Son anda İstanbul dedik. İstanbul’a indiğimizde F 16’lar uçuyordu. Orada devlet konuk evinin bütün camlarını patlatıyorlar. Bunların hepsi öyle veya böyle atlatıldı. Bunların hepsi sistematik bir süreçti.

Dostlarımızdan beklediğimiz desteği alamadığımızda üzüntümü belirtmek istiyorum. Ortaya konulan tepkilere bakmak yeterli olacaktır. Temennimiz benzer acılara maruz kalmadan onların da gerçeği görmesidir. Şu ana kadar sizlere anlattığım fotoğrafın uzaktan bakıldığında iyi bir fotoğraf olmadığının ben de farkındayım. Ama ülkemizde uzun süre yaşamış herkes kabul edecektir. Türkiye çok farklı bir ülkedir. Ülkemizin belirli bir bölgesinde terör olayları yaşanıyor olabilir ama ülkemizin diğer yerlerinde ekonomik, sosyal faaliyetlere engel değildir.

Ülkemiz 15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşamış olabilir ama bu durum ertesi günden itibaren hayatın normal akışında devam ettiği gerçeğini gizleyemez. Bakın dolar yeniden 3 liranın altına indi, borsa yükselişte. Merkez Bankası’ndaki deviz rezervine baktığımızda 125 milyar doların üzerine çıkarak artmıştır. İşsizlik ve faiz oranları yüzde 10 seviyesinde seyretmeyi sürdürüyor. Milletimiz ne marketlere, ne bankalara, ne döviz bürolarına akın etmemiştir. Eskiden OHAL ilan ettiğimizde insanlar evinde stoklamaya çalışırdı. Şimdi insanlar sokaklara koştu,meydanlara koştu, adeta orada piknik yapıyor. Milletimiz istiklaline sahip çıkmıştır. Yürütmekte olduğumuz hazırlıklarla, projelerle potansiyelimizi en üst düzeyde harekete geçirme hedefindeyiz. Türkiye 14 yılda pek çok badire atlatmasına, saldırıya maruz kalmasına rağmen asıl hedeflerinden asla vazgeçmemiştir. Yavuz Sultan Köprüsü durdu mu, Avrasya Tüneli durdu mu, havalimanlarının inşaatları aynen devam ediyor. Bizler durmak yok yola devam dedik. 28 Ağustos’ta inşallah Yavuz Sultan Selim köprümüzü açıyoruz. Bunun yanında süratle Avrasya Tüneli 20 Aralık’ta açılacak şekilde ihalesi devam ediyor. Bu bir kararlığın, bir istikrarın ifadesidir. Bütün bunları yaparken mali disiplinden asla taviz vermedik. 14 yıldır bizimle birlikte yürüyen hiçbir uluslararası yatırımcı kaybetmemiştir.

İki şeyi gerçekleştirmek zorundayız. Biz ilan ettiğimiz bu OHAL neye yaramıştır. Devletin işleyişini hızlandırmıştır. Bunu yaparken devletin işleyişini yeniden yapılandırmak gerekmektedir. TSK’nın yeniden yapılandırılması adımını atmazsak bu FETÖ’cüler devleti işgal eder. Üzülerek hala bunda tereddüt edenleri görünce gerçekten üzülmemek elde değil. Bugün değilse ne gün, bütün bunlar olduktan sonra ne zaman. Bu adımı atacağız ki bu ülke bir daha bu tür olayları yaşamasın.

Ekonomik reform paketlerini hayata geçirmek konusunda arkadaşlarımızla hem fikiriz. Reform paketlerinin ötelenmesi söz konusu değildir. Türkiye bu süreçte demokrasiye, hukuka olan bağlılığını hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde ispat etmiştir. OHAL uygulamalarına dayanarak ekonominin işleyişine müdahale edilmemiştir, edilmeyecektir. OHAL ilan ettik, dışarıdan birileri olur mu, bu kadar kişinin tutuklanması, açığa alınması falan filan. Tavsiye ediyorum, doğu almanya – batı almanya. O süreci bir incelesinler. Kaç kişi açığa alınmış. Bunları bizler hep inceledik. Batının bu konularda neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Darbe girişimi bir olaya maruz kalmamıza rağmen batı ülkelerinden çok daha az kararlar almıştır. Fransa terör olaylarından sonra OHAL ilan ediyor, benim ülkemde darbe oluyor darbe. Hala kalkmış endişeliyiz diyorsun. Böyle bir şey olabilir mi. Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Biz bu katillere, bu darbenin faillerine acımaya kalkarsak acınacak hale geliriz. Her kim ki yaşanan sıkıntılara bakarak Türkiye’yi kendi iç meseleleriyle uğraşan, küresel gündemden kopmuş bir ülke olarak görüyorsa hatalı analiz yaptığını bilmelidir.

ABD’de yaşayan o FETÖ denilen zat bu işin başında mıdır diyecek kadar dünyadan bir haber olanlar. Bu kadar kendilerine gönderdiğimiz belgeler var. Bizden bunca teröristleri istediniz. Bu teröristler için biz sizden belge istemedik. Eğer ABD bizden bu teröristi istiyorsa, bizim cezaevimizde yatıyorsa verelim gitsin dedik. Biz böyle birini istiyoruz siz saklamaya devam ediyorsunuz. En büyük mali kaynakları bu charter school’lardır. Bunları görmemek mümkün müdür? ABD’nin parlamentosunda parayla destekledikleri kişileri bildirdik kendilerine. Daha ne olacaktı.

İngiltere parlamentosunda da çıktı. Bu siyaseti satın alma operasyonudur. Ülkemizin tek çıkış yolunun gelişmiş dünyaya entegre olmaktan geçtiğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Diğer ülkeler söz konusu olduğunda sorun teşkil etmeyen siyasi görüş farklılıklarının Türkiye söz konusu olduğunda farklı algılanması kabul edilemez. İçinde bulunduğumuz bölgede krizler çıkarılmasına engel olamayabiliriz ama bu krizlerin bizi yürüdüğümüz yoldan çıkarmamasını sağlamak bizim elimizdeydi ve bunu başardık.

Biz Rusya ile yaşadığımız uçak krizinde dahi karşı tarafın attığı incitici adımlara rağmen ekonomik konularda çok büyük hassasiyet gösterdik. 9 Ağustos’ta Rusya’da olacağım. Türkiye’nin uluslararası sermayeli şirketlerin yatırımlarına verdiği önemi en iyi sizler görüyorsunuz. Yatırımcılara zarar verecek, üzecek hiçbir işe kalkışmayız. Hiç endişeniz olmasın. Hepinizin kafasında soru işaretleri olduğu açık. Şu konulardan emin olmanızı istiyorum. Türkiye’de yetişmiş insan gücü sıkıntısı yok. Soruşturmalarda açığa alınanlardan bir kısmının haklarındaki iddialar mesnetsiz görülürse görevlerine geri dönebilecekleri de unutulmamalıdır. Adalet sisteminin kendi işine ödenen odaklanan personel tarafından yönetilmesi işleyişi yavaşlatmaz, hızlandırır. Adalet mekanizmasının zaten sıkıntısı 17-25 Aralık sürecini başlatmıştır. Aynı durum Emniyet teşkilatımız için de geçerlidir. Binlerce personel açığa alınmasına rağmen güvenlik hizmetleri daha kaliteli hale gelmiştir.

Darbenin istihbaratının zamanında alınamaması, bu örgütün önce istihbarat teşkilatlarımızı çökertmekle işe başlamasından kaynaklanıyor. Biliyorsunuz sadece Milli İstihbarat Teşkilatı yok, bir de Emniyet İstihbarat var, Jandarma İstihbarat var. Bu istihbarat örgütleri ne yapmamıştır, ilgili mercileri aslında hiç uyarmamış, uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır.

Bakıyorsunuz ABD’de sadece CIA yok, onlarca istihbarat örgütü var. Onun için devletin, silahlı kuvvetlerin yeniden yapılanması gerek. Bazı siyasiler çok acele edildi diyebilir. Biz hazır değilseniz ben ne yapayım. Siyasetçi bu tür olaylara karşı hazırlıklı değilse zaten o siyaset zayıftır. Şimdi bu gidişi inşallah düzelteceğiz.

Bu süreç Türkiye’nin devlet yapılanmasında bir revizyonuna fırsat hazırlamıştır. Mesela TİB’i kapatacağız. Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden biri de orası. Orayı kapatıp çalışanların hepsini de hazırlıklarını yaptık, gereği neyse yapacağız. TİB, BTK’ya kapatılmak suretiyle BTK gereken adımları kendisi atacak.

Gündemimizdeki en önemli konulardan birisi savunma sanayimizdir. Yapar mıyız bunu, yaparız. İnsansız hava araçlarını üretiyoruz. İnşallah savaş uçaklarımızı, yolcu uçaklarımızı, füzelerimizi de üreteceğiz. Biz geçmişten aldığımız dersler ışığında geleceği inşa etmenin çabası içindeyiz. Bizde güzel bir söz vardır, önce refik sonra tarik deriz. Yani önce arkadaş, sonra yol arkadaşı. Bizler sizleri yol arkadaşı olarak görüyoruz. Sizlerden en önemli isteğim şu, malum konuların dışında bu dezenformasyonu sizlerle beraber aşacağız. Sizler uluslararası bir çok kuruluşun Türkiye’deki temsilcisisiniz. Eğer bu dezenformasyonu düzeltmede bize yardımcı olursanız daha mutlu oluruz.

 Marmaris’te beni öldürmeye gelenler 16 gün sonra yakalandı. Bunlar ideal anlamda en iyi yetişmiş SAT komandoları. Aralarında albayı var, yarbayı var. Sıradan asker değil. Bu millet bu insanların yetişmesine milyonlarca lira harcadı. Bunlar kendi ülkesinin cumhurbaşkanını yakalamak veya öldürmek için operasyon yapıyor. Eğer ben 15 dakika önce oradan ayrılmasam belki yakalayacaklardı. Bu kadar haince yapılan operasyonlar var.

Uluslararası Af Örgütü tutturmuş bizim işkenceler yaptığımızdan bahsediyor. Bizde işkenceye sıfır toleranstır. Arbede esnasında kaşına, gözüne tekme, tokat yemiş olabilir. Yememiş olsa oradaki polisimizi öldürecek. 'Vurun beni' mi diyecek, kendini savunmayacak mı?

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler