Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve Türkiye genelinde camilerde okunan cuma hutbesinde, çocukların varlığının insanlar için bir imtihan olduğuna dikkat çekilerek, "Yazık ki her geçen gün kaybediyoruz bu imtihanı. Yeryüzündeki her bir çocuğun gözyaşından biz sorumluyuz. Hesap günü yetimlerden sorulacağız, öksüzlerden, evsizlerden sorgulanacağız. Öyleyse artık uyanmalıyız kardeşlerim. Çocuklara daha erdemli bir insanlık, daha güzel bir dünya bırakmak için çalışmalıyız." ifadesine yer verildi.
Hazreti Muhammed'in, kuşu ölen küçük bir çocuğun evine taziyeye gittiği anımsatılan hutbede, "O bir şefkat elçisiydi. O, bir merhamet pınarıydı. Kaybettiğimiz çocuk yanımızı, bizlere yeniden o hatırlattı. Özlediğimiz masumiyetimizle bizi yeniden o tanıştırdı. Onun için çocukluk ve çocuklar, insanın içindeki cennetin nefesiydi." denildi.
Kur'an-ı Kerim'de çocukların "göz aydınlığı" ve "göz nuru" olarak tanımlandığına dikkat çekilen hutbede, gözün, nurunu yitirdiği zaman, önünü göremeyeceği, istikbalini kaybedeceği belirtildi.
İnsanlığın, çocuk için iyilik düşünmedikçe dünyayı çocukların geleceğine göre tasarlamadıkça huzura kavuşamayacağı vurgulandığı hutbede, "Çocuğa 'yeryüzünün küçük ve onurlu halifesi' gözüyle bakmadıkça felah bulamaz. Şu bir gerçektir ki, bütün çocuklar masumdur ve bütün çocuklar her türlü güzelliği hak eder." ifadelerine yer verildi.
- "Çocuklar türlü istismarlara maruz bırakılmakta"
Bugün çocukların doğuştan sahip oldukları haklardan mahrum olduğu, bugünün dünyasında pek çok çocuğun ihmal edildiği ve türlü istismarlara maruz bırakıldığı belirtilerek, kimi çocukların barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi en temel haklarından mahrum kaldığına, kimilerinin ise taşıyamayacakları bedensel ve duygusal yükler altında ezildiğine dikkat çekildi.
Cuma hutbesinde, Musul'da, Halep'te, Arakan'da ve daha pek çok İslam beldesinde her gün onlarca, yüzlerce çocuğun zulüm altında inlediği vurgulanarak, şunlara işaret edildi:
"İnsanca yaşayabileceği bir diyar ararken Aylan çocukların cansız bedenleri, umutlarıyla birlikte kıyıya vurmaktadır. Aslında kıyıya vuran, sadece çocukların cansız bedenleri değil, tüm insanlığın insaf ve istikbalidir. Üzerine yağan bombaların altında Ümran çocuklar, kendisine uzanacak bir yardım eli beklemektedir. Aslında göçük altında kalan, bütün insanlığın vicdan ve merhametidir. Nice masum, mazlum ve mağdurlar, her gün insanlığı yüce yaratana şikayet etmektedir.
Unutmamalıyız ki çocukların varlığı bizim için bir imtihandır. Yazık ki her geçen gün kaybediyoruz bu imtihanı. Yeryüzündeki her bir çocuğun gözyaşından biz sorumluyuz. Hesap günü yetimlerden sorulacağız, öksüzlerden, evsizlerden sorgulanacağız. Öyleyse artık uyanmalıyız kardeşlerim. Çocuklara daha erdemli bir insanlık, daha güzel bir dünya bırakmak için çalışmalıyız. Her geçen gün etrafımızı saran kötülüklerle hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bilhassa ümmetin yetimlerine şefkatle kol kanat germeliyiz. Peygamberimizin 'İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez.' uyarısı gereği merhameti kendimize şiar edinmeliyiz. Evlatlarımızı rahmet ve şefkat ikliminde yetiştirmeliyiz. Onların o tertemiz gönüllerinde var olan Allah sevgisini pekiştirmeliyiz. Peygamberimizin örnek ahlakını yavrularımıza iyi tanıtmalıyız."
- "Yavrularımızı gönderdik ahirete"
Cuma hutbesinde, Adana'nın Aladağ ilçesinde bir özel öğrenci yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden çocuklara ilişkin de şunlar kaydedildi:
"Biliyorsunuz, yavrularımızı gönderdik ahirete. Yüreğimize düştü ayrılık ateşleri. Adana'nın Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda meydana gelen yangın, hepimizin yüreğini yaktı. Bu elim olayda vefat eden yavrularımıza ve kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Rabbimiz, anne babalarına ve yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Yüce Rabbimiz, bizlere çocuklarımız için daha güzel, daha güvenli bir dünya kurmayı nasip etsin."
Kaynak: Diyarbakır Söz