Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan bu haftaki Cuma hutbesinde, toplumun en önemli kurumlarının başında gelen aile konusu işlendi.
“Aile olmak, aile kalmak” başlıklı hutbede, aile kurmak kadar aile kalmanın da önemli olduğuna işaret edildi.
Mardin'in Merkez Artuklu ilçesindeki Şakir Nuhoğlu Camisi’nde cuma hutbesini okuyan İmam Abdullatif Bilgin, Allah’ın varlıkların en değerlisi olan insanı, erkek ve kadın olarak farklı cinsiyetlerde dünya hayatına yolladığın söyledi.
“Aile kurmak her şeyden önce yaratılışımıza uygundur”
İmam Bilgin, “Birbirlerine eş olmaları, huzurlu bir yuva kurmaları için aralarında kuvvetli bir muhabbet ve merhamet bağı var etmiştir. İyilikte yardımlaşacakları ve kendilerini güvende hissedecekleri bir aile ortamı lütfetmiştir.” dedi.
“Evlenerek bir aile kurmak, her şeyden önce yaratılışımıza uygundur.” diyen Bilgin, “Cenâb-ı Hak, ‘Aranızdan bekâr olanları evlendirin.’ buyruğuyla kadın ve erkek için nikâhı teşvik ederken, başta yakınları olmak üzere bütün bir topluma da evlenme çağına gelenlere destek olmalarını tavsiye etmiştir.” diye konuştu.
“Aile kurmak Peygamberimizin sünnetidir”
Aile kurmanın aynı zamanda Peygamberimizin sünneti olduğuna dikkat çeken Bilgin, “Allah Resulü (Sallahu Alyehi Vesellem) bir hadislerinde şöyle buyurur: ‘Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.’ Fıtratına uygun bir şekilde sahih bir nikâhla nezih bir evlilik yapmak, her insan için onur ve şükür vesilesidir. Zira ‘Ey genç topluluğu, aranızdan evlenmeye gücü yetenler evlensin.’ buyuran Peygamberimizin ifade ettiği üzere, ‘evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur.’ Aile içinde yaşamak, her yaştan insana güven ve mutluluk aşılayan bir nimettir. Sıcak bir yuvanın tadını, dertlere derman olan müşfik elini, hayata anlam katan desteğini başka hangi nimet karşılayabilir? Aile hayatını sağlam temeller üzerine bina eden eşler, sadece bu dünyada değil, ahirette de saadete kavuşacak, birbirini cennete taşıyacaktır.” diye konuştu.
“Aile olmak sadece aynı çatı altında yaşamak değildir”
“Aile olmak, sadece aynı çatı altında yaşamak değildir.” diyen Bilgin, “Aile aynı zamanda bir duygu, ideal, umut ve fikir birlikteliğidir. Eşlerin birbirine dost olması, iyilik ve takvada yarışmasıdır. Aile olmak, Rabbimizin rızasına uygun bir hayatı birlikte yaşamaktır. Sevinci ve kederi, varlığı ve yokluğu paylaşmaktır. Her türlü meşakkati beraberce göğüslemek, vefakâr bir eş, sadık bir yâr, merhametli bir ebeveyn, salih bir evlat olmaktır.” dedi.
“Aile kurmak kadar aile kalmak da önemlidir”
Aile kurmak kadar, aile kalmak da önemli olduğunu kaydeden Bilgin, “Ailesinin değerini bilmek ve kurduğu yuvayı korumak, kadın-erkek her Müslümanın vazifesidir. Aile kalmak, eşlerin birbirini örtü misali setretmesi, her türlü kötülükten muhafaza etmesi, ilgi ve sevgiyle bütünleştirmesi demektir. Bu sebeple Yüce Rabbimiz, ‘Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.’ buyurmuştur. Aile kalmak, yuvayı tehdit eden hata ve kusurları terk etmeyi gerektirir. Mümin, ailesi içinde hoşgörülü ve affedici olmaya, sabırlı ve sebatkâr davranmaya gayret eder.” dedi.
“Gençlerimizi ailenin güçlü ve samimi ruhuyla tanıştıralım”
Bilgin, son olarak şunları söyledi: “Aile kalmak, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle her bir aile ferdinin sorumluluklarını yerine getirmesiyle ve en az kendi hakları kadar diğerlerinin haklarını da gözetmesiyle mümkündür. Aile kalmak, her hal ve şartta kendi menfaatini değil ailenin faydasını düşünmeyi gerektirir. Peygamber Efendimizin bir hadisine göre, ‘Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter.’ Muhterem Müminler! Sevginin ve sevincin bereketlendiği, hüznün ve kederin dağıldığı bir aileye sahip olmak için gayret edelim. Gençlerimizi ailenin güçlü ve samimi ruhuyla tanıştıralım. Çocuklarımıza ve eşlerimize sükûnet veren bir aile ortamı sunalım. Ailemizin kıymetini bilelim. Unutmayalım ki ailemiz bize Rabbimizin emanetidir ve insan ahirette ilk önce anne babasına, eşine ve çocuklarına karşı davranışlarından hesaba çekilecektir.”
Kaynak: Diyarbakır Söz