Özel partisinin grup toplantısı sonrasında Meclis’te gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:
‘RİSK VE FIRSAT ANALİZLERİNE GÖRE MİTİNG YAPILACAK’
İlk mitingi ne zaman?
Pazar günü Balıkesir’deyiz. Açık hava mitinglerini sonraki hafta planlıyoruz. 2019 seçimlerinde ben 41 ilde 249 aday tanıtmıştım. Bu seçimde sadece il mitingleri değil, kritik yerlerde ilçe mitingleri de yapmak istiyorum. Risk ve fırsat analizi yaparak, fırsatın yüksek olduğu ya da riskin bulunduğu, kazanma çizgisinin hemen altında ve üstünde olduğumuz yerlere ağırlık vereceğiz. Mesela Kırıkkale, Kastamonu, Malatya'da mutlaka yapacağım. Çünkü bu üçünde çok ciddi fırsat var. Ölçme değerlendirme biriminin başındaki arkadaş Malatya anketini gösterirken “asrın sürprizi burada bekliyor” dedi. Veli Ağbaba ankette yüzde 34. Bunun yanında Antalya, Muğla, Aydın, Balıkesir, Bursa, Manisa, Mersin, Adana, Samsun, Giresun, Trabzon, Artvin takvimlendirildi. Kazanmakta iddialı olduğumuz ve mutlaka genel başkanın bulunması gereken yerler diye planladık. İstanbul'da birden çok ilçe mitingi yapacağız.
1994 HEZİMETİ YAŞANIR MI?
1994 benzetmesi benim değil, Türkiye'deki bütün seçmenlerin endişe etmesi gereken bir benzetme. Çünkü Melih Gökçek belediyeciliği o zaman başladı. Bunlar belediyeleri aldıktan sonra Türkiye'ye, kentlere nasıl bir süreç yaşatıyorlar, görmek lazım. İstanbul'da Tayyip Erdoğan geldiğinde 4 gökdelen vardı, bıraktığında 256. ‘Biz İstanbul'a ihanet ettik, dikey mimariyle hançerleri sapladık” dedi. 94 yaşanırsa bu benim için kötü olmaz. Bu kentler için kötü olur, çünkü kolay kurtulunmadı bu meseleden.
‘İTTİFAK DEĞİŞTİ, SEÇMEN DEĞİŞMEDİ’
2019’dan farklı olarak bir takım olumsuz iddiaların ortadan kalktığı bir süreç yaşanıyor. “İstanbul CHP’ye geçerse İSPARK PKK’nın olacak, Ankara'da su faturalarını teröristler açacak” diyorlardı. Vatandaş bunun kara propaganda olduğunu gördü. “CHP gelirse sosyal yardımlar kesilir” kaygısı vardı. Ne İstanbul ne Ankara'da ne de diğer yönettiğimiz büyükşehirlerde bir hayal kırıklığı yaratmadığımız ortada. Seçildikleri noktanın gerisinde olan belediyemiz neredeyse yok. Bazı yönetimsel hatalar oldu, problemler yaşandı ama şimdi bence çok önemli bir başarı elde ettik ve seçmen değişmedi. İlave seçmen var. Üçte iki seçmenin muhalif olduğu, bizden yana olduğu görülüyor.
‘SEÇMEN, KENDİNİ VE KENTİNİ DÜŞÜNECEK’
5 Kasım’da parti yönetimine geldiğimizde ortadan kalkmış bir ittifak kapasitesi vardı. Gizli protokol yüzünden DEM seçmeni ‘Biz Soylu’dan kaçarken Zafer’e mi tutulduk’ diyordu. Diğerleri de çok sert eleştiriyordu. Ben beyaz çiçeği aldım gittim (İYİ Parti’ye) ama ittifak yapmaya razı edemedim. Ama özenli bir dil kullanmaya ve muhalefete muhalefet etmemeye, çatışmamaya devam edeceğiz. Partilerin kendi düşünceleri olabilir ama yerel seçim olduğu için seçmenin burada kendini ve kentini düşüneceğini düşünüyorum.
‘SAVAŞ’I DIŞARIDA BIRAKMAYACAK BİR FORMÜLE İHTİYACIMIZ VARDI’
Hatay'da bir Hatay ittifakına ihtiyaç var. Adalet ve Kalkınma Partisi ile aramızda bazen önde, bazen geride 3-4 puan fark var. Bunun sebebi Hatay'da duyguların çok yüksek olması. Ama bir gerçek var Hatay'da, AK Parti ile CHP arasındaki yarışa TİP, DEM, diğer irili ufaklı sol partiler müdahil olur ve taraf seçerlerse biz seçimi kazanıyoruz. Başkanımızı çağırdım, anketlerimizi koydum. Basına 45 dakika diye yansıdı ama 80 dakika enine boyuna konuştuk. Sonra dağılıp serbestçe düşünelim, bir formül bulalım, dedik. Ben pek çok siyasi partiyle temas ettim. Başkan görüşmeler yaptı. Ben Lütfü Savaş’a “Sizi dışarıda bırakmayacak bir formüle ihtiyacımız var” dedim. Çünkü Savaş AKP ve MHP seçmeninden çok ciddi oy alıyor, bu tüm anketlerde böyle. Lütfü Savaşsız da olmayacak, bu şartlarda Savaş’la da olmayabilir. Risk var, bir formül bulalım dedik. Şimdi biz bu formül üzerinde çalıştık ve gece bir kez daha oturduk. Bu sefer tam bir saat sürdü. Lütfü Bey’le devam kararı aldık. Bugün dile getirdiğim gibi bir öz eleştiri veriyoruz. AK Parti'nin karşısında en güçlü seçenek olarak bir başka alternatif yok orada. Ama önümüzdeki günlerde Hatay'da “kent uzlaşısı” sağlayacak temasları da yaptık. Önümüzdeki günlerde bunun semerelerini alacağız. Benim gördüğüm kadarıyla seçimde kafa kafayayız. Hatay’ın AK Parti'ye muhalif yüzde 16-17 kararsız, yüzde 10-12’de diğer partilerde olan (TİP, DEM ve diğer partiler) oylarının sandığa giderken seçimi bize kazandıracağını düşünüyorum.
HATAY’I AK PARTİYE EMANET EDECEĞİME LÜTFÜ BEY’E EMANET ETMEYİ TERCİH EDERİM
Lütfü Bey ayrılırken “Çok zor bir süreci birlikte geçirdik ama siz bana hiç haksızlık yapmadınız. Bu süreçte beni herkes çok üzdü, ama benim kadar üzülen ikinci bir kişi sizi gördüm. Teşekkür ederim. Ben 1 Nisan’da buraya bizzat gelip teşekkür edeceğim. Borcumu ödeyeceğim” dedi. Ben işin esas sorumluluğunun hükümet olduğunu görerek Lütfi Bey'in günah keçisi ilan edilmemesine, bütün sorumluluğu ona yıkmamaya dikkat ettim. Ben kazandığımız takdirde herhangi bir risk görmüyorum. Lütfü Bey bu seçimi kazanırsa çok ciddi bir siyasi başarı elde etmiş olacak. Kaybederse anlaşılır bir sonuçtu, ama şu anda kazanmaya yakın bir noktaya geldik diye düşünüyorum. 1 Nisan’dan sonrasına bir sürpriz olmaz. Bir de, 1 Nisan günü Hatay’ı AK Parti'ye emanet edeceğime Lütfü Bey’e emanet etmeyi tercih ederim.
TEHDİT SÖKMEZ, YALANA KİMSE İNANMAZ
Seçmen, tehdit, şantaj kabul etmez. 2019’da İstanbul seçimlerini iptal ettiklerinde, “Erdoğan gibi önemli bir siyasi deneyim ve akıl bu hatayı nasıl yaptı, 1 milyon fark yerler” dedim. Bizim seçmene her şeyi de ama böyle şeyler yapma. Kenan Evren yapamamış, Recep Tayyip Erdoğan 2019’da yapamamış. Şimdi 2024’te nasıl böyle bir şeyin işleyeceğini düşünüyorlar. Ben anlamıyorum. İkincisi yalan tarafı var onu da deşifre ediyoruz. Acaba Çankaya'ya Recep Tayyip Erdoğan doğalgazı ne zaman getirmiş. Doğalgaz şirketiyle yerel yönetim anlaşır getirir. Ben yoksam, doğalgaz yok ne demek? Yanlış, gerçek dışı bir şey söylüyor. İşin tehdit boyutu sökmez, hem de bu koca yalana kimse inanmaz.
BU KADAR BÜYÜK BİR DEĞİŞİMİN TARTIŞILMASINDAN NORMAL BİR ŞEY YOK
Ben yürütmenin başındayım, partide yargının işine karışmam, kimseyi disiplin tehdidi ile şey yapmam. Örgütü disipline uymaya çağırırım, uymayan ile ilgili kararı benim vermem doğru değil. Türkiye'de kuvvetler ayrılığına vurgu yapan birinin partide eleştirilere tehditle, tehdit diliyle yaklaşması doğru değil. Ben böyle bir şey hiç yapmadım, bundan sonra da yapmam.
Ama gelecek yerel seçimlerde 3 ayda bir yapacağımız ölçme, değerlendirme raporlarıyla 3 ay önce başkan kendisi aday mı değil mi görecek. Bu yerel seçim tartışmaları son kez yapıldı. Genel seçimde de zaten yüzde 85 ön seçim olacağı için bu tartışmaların tamamını geride bırakıyoruz.
HABER MERKEZİ
Kaynak: Diyarbakır Söz