Yeşilay Diyarbakır Şube Başkanı Yahya Öğer, "Hükümetin çok ciddi politikaları, uyuşturucu satışıyla ilgili çok ciddi cezalar getirmesi bir nebze de olsa caydırıcı oldu. Güvenlik güçlerinin de bu anlamdaki çalışmaları takdire şayan. Türkiye geneli ve Diyarbakır'da güvenlik güçlerinin çok ciddi manada uyuşturucu ele geçirmesini alkışlıyoruz." dedi.
Bağımlılıkla mücadele alanında dünyadaki en eski ve en tecrübeli kurumlardan biri olan Yeşilay, toplumun uyuşturucunun zararları konusunda bilgilendirilmesi için bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor.
Bu kapsamda 2017-2018 eğitim öğretim yılında Diyarbakır'ın merkez ilçeleri Sur, Yenişehir, Bağlar ve Kayapınar'daki okullarda uyuşturucu kullanımının zararları, bağımlılıkla mücadele gibi konularda kapsamlı eğitim veriliyor.
Yeşilay Şube Başkanı Öğer, uyuşturucu ile mücadele kapsamında yürütülen çalışmaları AA muhabirine anlattı. Uyuşturucu kullanımının son 20 yıldır dünyada ciddi bir problem olduğunu belirterek uyuşturucu kullanımının hızla arttığını söyledi.
- Toplumun her kesimi bilgilendiriliyor
Öğer, sigara içmenin uyuşturucu kullanımını tetiklediğini ifade ederek Diyarbakır'da yaklaşık 17 bin madde bağımlısının olduğunu, Hint keneviri kullanımıyla bu sayının 60 bine yükseldiğini aktardı.
Uyuşturucu kullanım yaşının düştüğüne işaret eden Öğer, "Bunun alt sebepleri var. Terör örgütünün uyuşturucu ticaret kapısını kendilerinde görmesi ve toplumda bilinçsizce yapılan bazı çalışmalar uyuşturucu kullanımını maalesef hızlı şekilde artırmaktadır." dedi.
Öğer, Yeşilayın "Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı" kapsamında uyuşturucu, tütün, alkol, kumar ve teknolojinin zararlarını anaokulundan başlayarak yetişkinlik dönemine kadar toplumun her kesimine anlattığını vurguladı.
Okullarda "bağımlılıkla mücadele", "uyuşturucunun zararları" gibi konularda öğrencilerin yaşlarına göre eğitim çalışması yürüttüklerine işaret eden Öğer, bağımlı olan bir bireyin kurtulması için yardımcı olurken aynı zamanda çocukları ve gençleri bu tehlikeden korumak için de bilinçlendirme çalışması yaptıklarını bildirdi.
Öğer, bağımlılıkla mücadele noktasında tüm kurumlarla bir iş birliği yaparak bağımlılığa giden yolları azaltmak için her şeyi yapacaklarını dile getirdi.
Yeşilayın daha önce sadece bilinçlendirme çalışması yaptığına dikkati çeken Öğer, artık psikososyal destek de verildiğini vurguladı.
Öğer, Diyarbakır'da rehber öğretmenlere eğitim verdiklerini, hacı adaylarına tütün konusunda bilgi aktardıklarını, cuma günleri ise camilerde cemaate bağımlılıkla mücadeleye ilişkin eğitim çalışması yaptıklarını anlattı.
Toplumda hala uyuşturucuyla ilgili çok ciddi yanılgılar olduğuna işaret eden Öğer, "'Bu ot, dolayısıyla ot olan bir şey haram mıdır?' ya da 'Helaldir' gibi yanlış bir algı var. Bizler dini referanslarla bunun sadece kullanımının değil aynı zamanda satışı ve saklanmasının veya buna öncülük edilmesinin de haram olduğunu cemaate anlatıyoruz." dedi.
Uyuşturucu ile mücadelede çok şey yapılması gerektiğini belirten Öğer, şöyle konuştu:
"Hükümetin çok ciddi politikaları, uyuşturucu satışıyla ilgili çok ciddi cezalar getirmesi bir nebze de olsa caydırıcı oldu. Güvenlik güçlerinin de bu anlamdaki çalışmaları takdire şayan. Son birkaç aydır Türkiye genelinde ve Diyarbakır'da güvenlik güçlerinin düzenlenen operasyonlarda çok ciddi manada uyuşturucu ele geçirmelerini alkışlıyoruz."
- "Çocuklarımız 'Hayır' demeyi öğrensin"
Öğer, uyuşturucu tacirlerinin mesken aldığı yerlerden okul çevrelerinde narkotimlerin önlem almaya başladığını ifade etti.
Ailelere çağrıda bulunan Öğer, çocuklar okula gönderilirken aile fertleri tarafından gereken bilgilendirmenin yapılarak, kiminle zaman geçirip kiminle geçirmemeleri gerektiğinin anlatılması gerektiğini söyledi.
Öğer, ailelerin çocuklarıyla diyalog halinde olması ve çocuklarının arkadaş ortamını bilmesi gerektiğini aktardı.
Şüphelenilen durumda hissettirilmeden çocuğun kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren Öğer, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Gerekirse çocuklarının ceplerine, odalarına baksınlar. Şayet böyle bir olumsuz durumla karşı karşılaşırlarsa tepki göstermesinler. Oturup bu işin bir tedavi imkanı olduğunu anlatsınlar çocuklarına. Aile, öğretmen ve okul aile birliği arasında ciddi manada diyalog olsun. Çocuklarımız kendilerine bir şey teklif edildiğinde 'Hayır' demeyi öğrensinler.
Bağımlı bireylerle konuştuğumuzda genelde kimsenin kendileriyle konuşmadığını, dışlandıklarını söylüyorlar. Bağımlı bireyler bu toplumun birer çocukları fakat sahipsiz kalmışlar. Yeşilay olarak bağımlılığın zararlarını anlatırken Halk Sağlığı ile İl Sağlık Müdürlüklerine tedaviye de yönlendiriyoruz. İŞKUR ile çocuklarımızı topluma kazandıracağız. Bu çocuklar bizim geleceğimiz, aydınlığımızdır. Toplumda bağımlı gördüğünüz, bildiğiniz insanlara yüzünüzü çevirmeyin. Bir gencin madde kullandığını gördüğünüzde ne olur 'Bana ne' deyip oradan gitmeyin. Gerekirse güvenlik güçlerine haber verin. Konuşabiliyorsanız, tedaviye ikna edin."
Öğer, Türkiye'nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
"14 yaşında dağa kaçırılan, canlı bomba olan çocuklar var. Bunlar bizim çocuklarımızdır. Bunlara baktığımızda çoğunun ailedeki iletişim kopukluğundan kaynaklı terör örgütlerine çok çabuk yem olabildiğini görüyoruz. Çocuklarımıza sahip çıkarsak inanıyoruz ki çok rahat edeceğiz. Aileler destek istiyorlarsa elimizden gelen ne varsa yapacağız."
Öğer, uyuşturucuyla mücadele konusunda tedavi merkezlerinin kurulması gerektiğini de kaydetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz