Havaalanında kızının arkadaşının ailesini beklerken otopark tarafından silah sesleri duyduklarını ve 6 dakika sonrada patlama yaşandığını anlatan Özkan, şöyle konuştu:
“Patlamayla birlikte bayılmışım. Sonra kendime geldiğim belden aşağımı hissetmiyorum. Kızımı göremedim. Bir süre sonra kalçamdan tutup kendimi döndürdüm. Eşimi aradım ve durumu anlattım. O sırada polisler yanımdan geçiyordu. ‘Nasılsın abi’ dediler. ‘Belden aşağımı hissetmiyorum’ dedim. ‘Senden daha kötüleri var’ dediler ve bir tanesi boynumun altına bir çanta koydu beklemeye başladım. Bir taksici beni hastaneye götürdü. Vücudumda ufak çaplı şarapnel parçaları varmış. Onları almışlar. Bilye parçası kemikleri kırıp omurganın ortasına saplanmış, sinirleri zedelemiş. Hasar bırakan o. O bilye halen duruyor. Doktorlar, ameliyatın riskli olacağını söyleyince kabul etmedim. 15 Temmuz’da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait rehabilitasyon merkezinde egzersiz almaya başladım. Doktorlar ilerisi için ‘sabırlı olacaksın, milim milim iyileşeceksin, bir anda iyileşmeyi beklemeyeceksin’ dedi. Belden aşağımı hissetmiyorum. Belden yukarımı kuvvetlendirmek, dengeyi sağlamak için egzersiz yapıyorum.Enfeksiyon çıkınca da buraya geldim. Şu an iyi hissediyorum kendimi. Enfeksiyon geçtikten sonra tedavi için tekrar gideceğim.”
Eşi ve kızının yaralandığını öğrendikten sonra çok kötü günler geçirdiğini belirten Nezahat Özkan ise, “Bu süre içinde Zonguldak’ta bizimle kimse ilgilenmedi. Biz terör mağduruyuz. Eşim ve kızım isteyerek bu hale gelmedi” dedi.
Kaynak: DHA