Kaynak: Diyarbakır Söz
'Çağdaş Türkiye'de kadın olmak'
Türkiye Araştırmalar Merkezi CEFTUS, İngiliz Parlamentosu'nda düzenlediği toplantılarına Türkiye'nin gündeminden düşmeyen bir konu ile devam etti.
CHP Milletvekili Profesör Binnaz Toprak'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Çağdaş Türkiye'de kadın olmak' başlıklı toplantı İngiliz Parlamentosu'nda gerçekleştirildi. Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadın-erkek eşitliği konularının ele alındığı toplantıya İşçi Parti'li Knowsley milletvekili George Howarth ev sahipliği yaptı. SOAŞ Üniversitesi Türk Öğrenci Topluluğu'nun işbirliği ile düzenlenen toplantının moderatörlüğünü akademisyen Dr Ayça Çubukçu üstlendi. Geniş ilgi gören toplantıda ayrıca gazeteci Arwa İbrahim ile Türkiye'de kadınların iş hayatına katılımı konulu bir çalışma hazırlayan Dr Funda Üstek de konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda ilk sözü alan CHP İstanbul milletvekili Binnaz Toprak, konuşmasına annesinin 1930'lu yıllarda Ağır Ceza Hakimliği yaptığını söyleyerek başladı. O dönemde pek çok Batılı ülkede dahi rastlanmayan bu durumun, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında kadına verilen değeri gösterdiğini kaydeden Toprak, daha sonraki yıllarda uygulanan politikalarla, günümüze kadar uzanan süreçte kadının toplumsal yaşama katkısının gerilediğine işaret etti. Toplanıtıyı izleyen erkek katılımcıların sayısının fazlalığının kendisini şaşırttığına dikkat çeken Profesör Toprak, daha sonra Türkiye'de kadınlara yönelik ayrımcı bakışa ilişkin çarpıcı örnekler sundu. Mecliste bulunan milletvekillerinin sadece yüzde 14'unun kadın olduğunu ve kabinede tek bir kadın bakan bulunduğunu aktaran Toprak " Meclis kürsüsünün hemen arkasına yer alan 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ibaresi gerçekte, 'egemenlik kayıtsız şartsız erkeklerindir' denebilecek bir anlayış hüküm sürmektedir" dedi. AKP iktidarının kürtaj tartışmaları ve üç çocuk gibi söylemlerle kadınlara yönelik ayrımcılığı pekiştirdiğini savunan CHP milletvekili, polis ve yargının kadınlara yönelik şiddete karşı etkili önlemler almadıklarını da ileri sürdü. Namus gibi gerekçelerle öldürülen çok sayıda kadının yanısıra şiddet gören kadınların da yeterli biçimde korunamadıklarını vurgulayan Binnaz Toprak sözlerini şöyle sürdürdü : “Asıl mesele devlet tarafından kadının aile ile eş görülmesidir, yani kadının toplumda yasal hakları olan birey değil de sadece ailenin bir parçası olarak değerlendirilmesidirö. Kabinedeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın kadın bakanlığı olmaması da bunu gösteriyor diyen Prof Toprak polis ve yargının ölümlere kadar varan kadına şiddet olaylarında genellikle aile içi meseledir diyip müdahale etmediklerini ya da yargıda sanıkların iyi hal indirimi aldıklarını belirtti. Milletvekili Toprak Türkiye'deki kadın-erkek eşitliğinin olmaması ve günümüzün sorunlarının sadece AK Parti hükümetini yüklenemeyeceğini bu sorunun partiler ötesi bir sorumluluk olduğunu ve Türkiye'deki geçmiş hükümetlerin de bunda payı olduğunu söyledi. Toprak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AK Parti yetkililerinin kadınların seçimlerine yönelik ifadelerinin kadın ve erkeğin eşit olmadığını savunan zihniyeti güçlendirdiğini söyledi. Toprak'ın ardından sözü alan Londra Goldsmiths Üniversitesi'nden Dr Funda Üstek Türkiye'deki kadınların ev işi, temizlik ve çocuk bakımı üzerinden aslında %66'sinin çalışıyor olduğunu ama resmi kaynaklarda yerlerini bulamadıklarını aksine devletin çalışan bireye sağladığı sosyal haklardan yoksun olduklarını savundu. Kadınların iş dünyasındaki görünmezliği üzerine çalışmalar yapan Dr Üstek, kadınların tek korunağının aile olmak zorunda kaldığını ve bunun da eşit haklardan yoksun kadınların taciz ve şiddete maruz kalmalarına sebep olduğunu vurguladı. Son sözü alan Midde East Eye dergisinden gazeteci Arwa İbrahim ise Türkiye'de kadınlara yönelik gözlemlerini paylaştı. İbrahim Türkiyeli kadınların tüm güçlüklere rağmen seslerini duyurmak için mücadele vermelerinin çok önemli olduğunu ve kadın kuruluşlarının diğer sivil toplum kuruluşlarına göre daha aktif olmasının takdir edilmesi gerektiğini söyledi. Arwa İbrahim Türkiye'de kadınların %40'inin şiddet gördüğünü söyleyerek 'bu ayıp bir kısmın ya da bir sınıfın değil toplumun genelinde yaşanıyor dedi. İbrahim, bu yüzden her kesimden kadınların dayanışmasının bu üzücü durumu çözmek için iyi bir başlangıç olacağını ekledi. Kadın bedenin eskiden savaş propagandasında kullanıldığını şimdi ise seçim politikalarında kullanıldığı ekleyen İbrahim Türkiye'deki başörtüsü tartışmalarının da bunun bir örneği olduğunu söyledi. Panel konuşmaların ardından soru cevap kısmında izleyenlerin sorularını cevapladı.