HABER MERKEZİ
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Mesut Yavuz , Cinsel Terapist Buket Bayındır ve Uzman Psikolog Berk Karaoğlu sosyal medya uygulaması ve internet sitesi üzerinden cinsel içeriklere çok erken yaşta maruz kalan çocukların ruhsal yapılarında telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açtığını ifade ederek, aileleri uyardı.
CİHSEL İÇERİKLER
Uygunsuz cinsel içeriklerin kontrolsüz olarak yetişkinlerin dahi karşısına gelse duygu durum ve davranış problemleri yaratabilecek bir durum olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Berk Karaoğlu, zihinleri çok daha boş, öğrenmeye ve algılamaya aç olan çocukların bu tarz içeriklerle karşı karşıya kalmasının yaratacağı olumsuz koşulları şu sözlerle açıkladı:
“Özellikle ergenlik öncesi dönemde çocukların soyut kavramları algılama düzeyinin yeterince gelişmemiş olduğunu düşündüğümüzde, bu tarz içeriklerdeki duygu ve paylaşım durumlarını çok daha farklı ve yanlış yorumlayarak kaygı bozuklukları yaşayabilirler. Hatta psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkileyerek ileride dahi kişiliklerinde veya cinsel hayatlarında problemler yaşayabilirler.”
'ERGENLİK ÖNCESİNDE BU İÇERİKLER DOĞRU ŞEKİLDE KAVRANAMAZ'
Doç. Dr. Mesut Yavuz ise gerçek hayatta veya dijital ortamda cinsel içeriklerin çocuklar üzerindeki ruhsal ve davranışsal etkilerinden bahsederken, çocukların gelişim dönemlerini göz önünde bulundurmanın doğru olacağını söyledi ve devam etti:
“Erişkinlerin algıladığı anlamda cinsellik ergenlik dönemi ile birlikte gelişir. Bu sebeple ergenlik öncesi dönemde çocukların, erişkin tip cinsellik ile karşılaşması gelişim dönemlerine uygun değil. Çocuklar, erişkin cinselliğini tam olarak kavrayacak ve yorumlayacak bilişsel ve sosyal gelişim henüz gelişmediği için şahit oldukları cinsel eylemi, erişkin bireylerin birbirlerine karşı saldırgan eylemleri olarak düşünebilirler ve bu durumu travmatik bir yaşantı olarak deneyimleyebilirler.”
ÇOCUKLARI İSTİSMARA AÇIK HALE GETİREBİLİR
Uygunsuz cinsel içeriklerle karşılaşmanın çocukları istismar edici durumlara yatkın hale getirebileceğini belirten Doç. Dr. Yavuz, “Çocuk kendisine kaygı yaşatan ve travmatik olarak algılanan bu cinsel eylemi gerçek hayatında uygulamaya, ek olarak da ileriki hayatında bu kaygı yaşatan deneyimi, kendisinden daha güçsüz gördüğü bireylere zorbalık ile uygulamaya çalışabilir” dedi.
Karaoğlu da uygunsuz cinsel içeriklere maruz kalmanın çocukları istismara daha açık hale getirebileceğini vurgulayarak, “Çocuk bu tarz içeriklerle karşılaştığında burada geçen sahne ve modellemeleri olması gereken bir davranış olarak algılama ve gerektiği yerde nasıl sınır koyacağını bilememe gibi durumlar ile karşı karşıya kalabilir” ifadelerini kullandı.
İNTERNET ÇAĞINDA BU TÜR İÇERİKLERE ULAŞMAK ÇOK KOLAY HALE GELDİ
Ülkemizde mevcut durumla ilgili güncel araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu ancak klinik tecrübelerin Türkiye’de cinsel içerikleri izlemeye merakın sıklıkla ergenlik başlangıcı ve sürecinde yoğunlaştığını göstermekte olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yavuz, “Her yıl çocukların internet ile ilk teması daha erken yaşlara iniyor. Bu durum çocukların uygunsuz cinsel içerikle ilk karşılaşması olasılığını da arttırıyor. Cinsel içerikler çocukların karşısına interneti başka bir amaç için kullanırken istemsiz olarak çıkabilir. Riskinin farkında olmayan ve davranışlarını yönlendirmeyi henüz tam olarak öğrenememiş çocuklar, merak duygusunun etkisi ile bu içerikleri izleyebiliyor” dedi.
CİNSEL İÇERİKLERİ İZLEME YAŞI DAHA DA DÜŞEBİLİR
Çocukların üç yaşından itibaren cinsiyet ayrımlarının farkına vararak, cinselliğe yönelik bastırılmış bile olsa bir merak içine girebileceğini ifade eden Karaoğlu, “Uzmanlar tarafından gerekli, sağlıklı cinsel bilgi verilmediği takdirde, yaş dönemine uygun olmayan mecralardan bilgi edinerek, model alarak yanlış bir duygu ve davranış biçimine yönlenebilirler. Maalesef bu mecralardaki bilgiyi ve görseli doğru kabul edebilir, bu modellemeleri davranımına yansıtabilir. Bu durum da çocuğun hayata, okula, sosyalliğe uyumu açısından problemler yaratabilir” dedi.
Doç. Dr. Yavuz ise online dünyanın hayatımıza yoğun olarak dahil olması sonucu, dikkatli olunmaz ise cinsel içeriklere şahit olmanın ileriki yıllarda daha erken yaşlarda görülebileceğini söyledi.
AİLELER EN GÜVENİLİR KAYNAK
Çocuklarla cinsellik hakkında konuşmanın çoğu ebeveyn için zor bir konu olduğunu ancak ailenin de çocuk için en güvenli kaynak olduğunu ifade eden Bayındır, "Aileler çocuklarıyla cinsel konular hakkında konuşarak hem kendilerini hem de çocuklarını utandırmak istemezler. Bazı ebeveynler çocuklarının kafasını karıştırmaktan endişe ederler. Çocuklarına cinsellik hakkında bilgi vererek, akıllarına cinsel fikirleri getireceklerini, cinsel davranışları teşvik edeceklerini düşünürler. Fakat aileler çocukları büyüdükçe, cinsellikleri hakkında sağlıklı ve sorumlu kararlar vermelerine yardımcı olmak için onlara doğru ve faydalı bilgiler verebilecek en güvenilir kaynaklar." açıklamalarında bulundu.
EBEVEYNLER NE YAPMALI?
Doç. Dr. Mehmet Yavuz’a çocuk büyütmenin dijital dünya ile birlikte git gide zorlaştığı bu dönemde ebeveynlerin ne yapması gerektiğini sorduk. Yavuz, önerilerini şu şekilde sıraladı:
Öncelikle 3 yaş öncesinde çocukların ekran karşısında bulunmasını sadece cinsel içeriklere maruz kalmamaları açısından değil, psiko-sosyal gelişimleri üzerinde de olumsuz etkileri olduğu için önermiyoruz. 3 yaş sonrası çocuklarda ise gelişim sürelerine göre sınırlı sürelerde ve ebeveynleri ile birlikte ekran karşısında/online ortamda bulunmaları uygun olur.
Çocukluk döneminde cep telefonu, bilgisayar gibi internet erişimi olan cihazların çocuğun kendi yaşına uygun olmayan cinsel içeriklere ulaşma olasılığını arttıracağı, ek olarak tehlikeli insanların da çocuklara bu kanalla ulaşma ihtimalinin yüksek olduğu düşünülebilir. Bu nedenle ergenlik dönemine kadar çocukların internet kullanımlarının aileleri tarafından yakın izlemi oldukça önemli.
Çocuğun cihazları kullanım süresi belli sınırlar ile düzenlenmelidir. Kullanma saati, okul ve tatil sürelerine göre çocukla anlaşarak düzenlenebilir. Aile çocukla birlikte internete girilen içeriğe ilgisini gösterebilir ve çocukları ile ekran karşısında/internette güzel vakit geçirme zamanı elde etmiş olurlar. Bu yolla uygunsuz içeriği ulaşım aile kontrolü ile engellenebilir.
Ergenlik döneminde çocukların doğal olarak sırları oluşur. Aile çocuğun sınırlarına saygı duymakla birlikte, çocukların uzun saatler boyunca tek başına internete girmesi konusunda dikkatli olmalı. Böyle bir durumda aile çocuklarına birlikte vakit geçirmek için sosyal aktiviteler önerebilir.
Çocuklara kreş ve ilköğretim döneminden itibaren cinsel eğitim verilmesi önerilmekte. Çocuğun kendi bedenini, kadın ve erkeğin cinsel organlarını tanıması uygun bir cinsel gelişim için doğru görülmekte. Cinsel eğitim sırasında yabancıların onun bedenine dokunmaması gereken özel bölgeler çocuğa öğretilmeli ve bu tür davranışlar sergilendiği takdirde ailesine veya öğretmenine bunu anlatması gerektiği olası bir istismarı önlemek için anlatılmalı.
Çocuklara, internetin hem uygunsuz cinsel içerik hem de uygunsuz davranışlar sergileyen insanlar ile karşılaşma açısından risk içerdiği anlatılmalı. İnternette bu tür içerikler ve uygunsuz yönlendirmeler ile karşılaştıkları zaman ailelerine durumu açıkça anlatmalarının gerektiği belirtilmeli.
Kaynak: Diyarbakır Söz