Batman'da yaşayan Ahmet Çelik'in, 22 yıl önce hayatını kaybeden anneannesinin hatırasını yaşatmak için eski ve antika eşyalarla açtığı kafe, gramofondan müzik dinlemek, nostaljik bir mekanda çay içerek kitap okumak isteyenlerin uğrak mekanı haline geldi.
Gönülden bağlı olduğu anneannesinin vefatından derinden etkilenen ve anneannesine duyduğu özlemle ondan kalan eşyaları evinde toplayan Çelik (34), zamanla eski ve antika eşyalara ilgi duymaya başladı.
Bir dizide oyunculuk da yaparak elde ettiği kazancıyla antika eşyalar satın alan Çelik'in evinde topladığı koleksiyon 5 bin 200 parçaya ulaştı.
Eşinin "Ya ben ya da eşyaların" demesi üzerine hepsini depoya indiren Çelik, bir süre sonra antika eşyaları herkesin görmesi için bir kafe açmaya karar verdi.
GAP Mahallesi'nde hayata geçirdiği 450 metrekarelik kafeyi en eskisi 1200 ve 1900'lü yıllardan kalan fosil, para, aydınlatma, ibrik, gramofon gibi 5 bin 200 aksesuarla dizayn eden Çelik, hem anneannesinin hatırasını yaşatıyor hem de müşterilerini tarih yolculuğuna çıkarıyor.
1970, 1980 ve 1990'lı yılların müziğini gramofondan dinlemek, nostaljik bir mekanda çay içerek kitap okumak isteyenlerin uğrak mekanı haline gelen "Antika Kafe"de, geçmişe yolculuk yapılıp, anılar tazelenirken, gençlerin günümüzde kullanılmayan eski eşyaları tanıması da sağlanıyor.
- "Ona duyduğum özlemi sakladığım eşyalarıyla gideriyorum"
Çelik, antikaya ilgisinin çok sevdiği vefat eden anneannesinden kalan eşyaları hatıra olarak saklamasıyla başladığını söyledi.
Ninesini çok sevdiğini ifade eden Çelik, "Bana çok değer verirdi. Ninem vefat ettikten sonra gözlerim onu çok aradı ve kalan eşyalarını sakladım. Ona duyduğum özlemi sakladığım eşyalarıyla gideriyordum. Bu sayede eski eşyalara ilgim arttı. Eskicilere gidiyorum. Ev ev, gezip eski eşyalar topluyorum." dedi.
Yıllardır topladığı eşyaları evde saklaması nedeniyle eşinin tepki gösterdiğini dile getiren Çelik, yaklaşık 400 bin lira harcayarak aralarında antikaların da bulunduğu 5 bin 200 eşyayı bir araya getirdiğini, böylece hem eşyaları sergileme hem de eşine sevgisini gösterme fırsatı bulduğunu anlattı.
Müşterilerin 1900'lü yıllardan günümüze kadar insanların günlük yaşamda kullandığı eşyalar arasında zamana yolculuk etmesini sağladığını ifade eden Çelik, zaman zaman kafeye gelenlerin de eski eşya getirerek hediye ettiğini, önümüzdeki süreçte kafeyi bin metrekarelik alana taşımayı hedeflediğini söyledi.
- "Bir nevi müze gibi"
Kafenin müdavimlerinden Ahmet Tanse, antika eşyalar arasında zaman geçirmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.
Aynur İşcan ise kafenin geçmişi hatırlattığını anlatarak, "Bir nevi müze gibi. Geçmişten birçok eşya var. Anneannemin, dedemin kullandığı eşyaları da burada görüyorum." ifadesini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz