Ramazanın da içinde bulunduğu, Regaip, Miraç ve Berat kandilleriyle Kadir Gecesi'nin idrak edildiği ''üç aylar'', 22 Mayıs Salı günü başladı. Hz. Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili, üç ayların ilki olan recep ayına denk geliyor.
BEŞ VAKİT NAMAZ
İslam inancına göre, Hz. Muhammed, Miraç gecesi Cenab-ı Hakk'ın daveti üzerine Cebrail'in rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi. Hz. Muhammed, yolculuğunda ''Burak'' adlı binekle seyahat etti. Beş vakit namaz bu gece farz kılındı, Allah'a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi de bu gecede verildi.
BAŞKAN GÖRMEZ
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Miraç Kandili mesajında, ''Sevgili Peygamberimizin miracından ilham alarak bireyin, toplumun ve topyekun bütün insanlığın yükselişi üzerinde yeniden düşünmek durumundayız'' ifadesini kullandı. Görmez, her yıl gelen Miraç ile önce inanç, sonra bağlılık, samimiyet ve amellerin yenilendiğini belirterek, riyaya, kibre, samimiyetsizliğe, ikiyüzlülüğe karşı dindarlığın gözden geçirildiğini ifade etti. Miraç ile anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkilerin, komşularla olan bağların yenilendiğine işaret eden Görmez, Miraç'ın mal-mülk, para-pul, servet ve maddi gücün, ruhun yükselişi yolunda gözden geçirilmesini sağladığını anlattı.
SEVGİYLE BÜTÜNLEŞMEK
Görmez, ''Miraç, sevgililer sevgilisiyle, dostlar dostuyla aramıza giren engelleri silkeleme imkanı verir bize'' diyerek, şunları kaydetti:
''Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz, miraçtan üç büyük hediyeyle dönmüştür: Birincisi gözümün nuru, müminlerin miracı dediği namaz; ikincisi Bakara Suresi'nin son iki ayeti; üçüncüsü de istikametini imana çeviren herkesin, sonunda cennete gireceği müjdesidir.
Üç hediye aslında İslam'ın gayesini sembolize etmektedir. Namazla günde beş kez Rabbi'nin huzurunda durarak bireysel yükselişini yakalayan mümin, miraç müjdesi ayetlerle sorumluluğunun sınırlarını ve ufuklarını görür. Ayrıca resuller arasında bir fark olmadığını, bir fark gözetilmediğini, tevhit elçilerinin ortak misyonunu evrensel ve ideal bir hedef olarak önüne koyar. Toplumsal barışın tarihsel kökeni bu ayetle adeta abideleşir. Ve mümin, iman istikametinde olduğu sürece cenneti kazanacağını bilir. Böylece imanın evrenselliği, yüceliği, kuşatıcılığı, ebediliği bir müjde olarak, bir hediye olarak sunulur.''
Kaynak: Diyarbakır Söz