Yüzyıllar boyu kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar gelen bir gelenek mesleği olan dengbejlik üzerine Söz Haber ekibi bu işi icra eden ve dinleyicilerin görüşlerini aldı. Kimi bu mesleği aileden devralmış, kimi ise çok küçük yaşlardan itibaren dinlemeye başladığı dengbej ustaların el vermesiyle bu kutsal işi omuzlamış.
Sur ilçesindeki Dengbej Evine sabahın erken saatlerinden itibaren doldurmaya başlayan dengbej sanatçıları ve müzik aşıkları, günün ilerleyen saatlerine kadar yüzyıllar öncesine ait tılsımlı hikayelerin nağmelerine eşlik ediyorlar.
“İLHAM GELDİĞİ ZAMAN DUYGULAR AŞKLA SÖYLENİR”
Mekanın müdavimlerinden Hacı Şerif Farkini, yaptığı açıklamada, bu mesleğin tamamen Allah vergisi bir yetenek olduğuna dikkati çekerek, bu işe gönül verenlerin zor şartlar altında yaşadıkların söyledi.
Farkini, “Batı tarafındakiler duygularını sazlarla türkülerle nasıl ki ifade ediyorsa bizim doğu bölgesinde de Kürtlerin halk ozanları da duygularını dengbejlikle ifade ediyor. Sanatçılar türkülerini söyledikleri zaman bestelerini kağıda döküp okurlar, ama dengbejlik öyle değil. Cenabı Allah tarafından bir aşk, bir İlham geldiği zaman duyguların aşkıyla başlanır söylenmeye” dedi.
“ERİVAN RADYOSUNU DİNLEYEREK BAŞLADIK”
Mesleğin geçmiş yıllarda daha çok rağbet gördüğüne değinen Farkini, şöyle konuştu:
“Eskiden Erivan radyosu vardı kimi Erivan radyosunu dinleyerek dengbejliğe gönül verip söylemeye başladı, kimi ise aile de var olan bir ses yeteneği ile sözlere duygu verdi. Benim babamda dengbejlik yapardı annemde, dedemde. Benim yaptığım bestelerde kağıda kaleme lüzum duymadan insana bakarak beste yapıyorum. Bir zamanlar dengbejlerin kıymeti vardı. Ağalar, beyler vardı. Onların divanında oturduğumuz zaman akşamları kılamlarımızı söylerdik ve o divanda söylenilen her kılamın duygusunda kendilerini görür ve yaşarlardı.”
“BİZLER DUYGULARIMIZI TÜRKÇE, KÜRTÇE, ZAZACA SÖYLERİZ”
Mesleğin Diyarbakır’daki yaşlı çınarlarından Seyithan Boyaci de, çok farklı dillerde bu mesleğin icra edilebileceğini ifade ederek, “Ben Diyarbakır’ın bülbülüyüm. Dengbejliğe gönül veren biri olarak, sesimi her yerde duyabilirsiniz. Dengbejlik bir ses sanatkarlığıdır. Bizler duygularımızı Türkçe, Kürtçe, Zazaca söyleriz neden diye sorarsanız herkes anlasın diye derim. Bu bizim geçmişten günümüze gelen aşk üzerine dert üzerine türlü yoğun duyguları barındıran bir kültürümüzdür. Bu yoğunlaşmış duygularımız dost meclislerinde, yakın yerlerde, uzak yerlerde her yerde kimi zaman duygulanarak kimi zaman coşkuyla söyleriz” dedi.
“YAŞANMIŞ ACILAR NAĞMELERE DÖKÜLMÜŞ”
Abdülkerim Can ise “Benim amcamda dengbejlik sanatkarlığını yapıyordu. Ben amcamın sesinin izini sürerek dengbejlik yaptım. Dengbejlik üç çeşittir birincisi; aşk üzerine sevda üzerine, ikincisi, potpuri üçüncüsü ise, aşiretlerin yaşamış oldukları acı olaylar gerçeğini anlatan duygu yüklü öykülerdir” şeklinde konuştu.
“DENGBEJLİĞE ADANAN BİR ÖMÜR”
Mesleğe uzun yıllarını verdiğini anlatan Ramazane Dengbej de, “Ben bu mesleğe on beş, yirmi yaşlarında inşaatlarda çalışırken arkadaşlara kılamlar söylerken başladım. Arkadaşlarım sesimin güzel olduğunu söylerlerdi. Bende kasetler almaya başladım ve bu şekilde devam ettirdim. Eskiden civat dediğimiz, yani divan dost meclisleri vardı. Bütün köy gelirdi, herkes orda toplaşır ve dengbejleri dinlerdi. Herkes dengbej olamaz. Biz kılamlar söylememize rağmen hala kendimizi dengbej olarak görmüyoruz .üstat diye kabul ettiğimiz Şakıro , Reso , Hüseyno, Sıdıke Karlıova ve daha bunlar gibi nice üstatlar. Asıl dengbejler onlar .Bizler onların kasetlerinden ilham alarak yaptık bu sanatkarlığı” dedi.
“YAŞAMIN BÜTÜN RENKLERİNİ BARINDIRAN ALABİLDİĞİNE BİR ZENGİNLİKTİR”
Dengbejliğin kültür ,sanat ,edebiyat gibi yaşamın bütün renklerini barındırdığına işaret eden Mehmet Çetin, “Dengbejlik benim için çocukluktan bu yana bir duygudur, bir yaşam tarzıdır. Zaman zaman asimilasyon politikası olmasına rağmen toplumun kendi içinde kendi dilini kendi kültürünü yaşam tarzını yaşamasıyla ilgili dengbejlikten aldığı bir ilham vardır. Çünkü o anlatılan duygularda insanlarımız kendilerini görebilmektedir. Bunun için halk nezdinde Kürtler kültürlerine sahip çıkmışlardır. Özellikle kadın boyutu çok gelişkin. Nasıl ki Kürt dili yok olmamışsa dengbejlikte bunun paralelindedir. Dengbejlikte kültür ,sanat ,edebiyat gibi yaşamın bütün renklerini barındıran alabildiğine bir zenginliktir” diye konuştu.
“SIK SIK ZİYARET EDİYORUM”
Afla Dinç ise, boş vakitlerinde dengbej evini sık sık ziyaret ettiğini dile getirerek, “Dengbejlik duygu yüklü bir kültürdür. Bizim için bir aşktır” şeklinde konuştu.
“SAHİP ÇIKMAK GEREKİYOR”
Bu geleneğe sahip çıkılması gerektiği belirten Sabri Çınaklı da, “Bir vatandaş olarak dengbejlik kültürüne çok meraklı olduğum için ve kültürümüze sahip çıkmak adına sıklıkla dengbej evine gelirim. Bu kültürün kaybolmaması için sahip çıkmak gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz