Şanlıurfa’da acil servisteki doktoru çocuğuna bakmadığı iddiasıyla darp ettikten sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen adamın ailesinin yaşantısı yürekleri burktu. Toprak damlı ve tek katlı bir evde yaşam mücadelesi veren 2 kadın ile 9 çocuğun kötü koşullardaki yaşantısı görenlerin içini yaktı.
Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’daki Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde görev yapan Dr. Bahattin Ahmet Yalçın’ın bir hasta yakını tarafından kafasına parke taşıyla vurularak darp edilmesi Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Yaşanan olayın ardından doktor yoğun bakımda müşahede altına alınırken, saldırgan Abdulkadir Keskinli ise çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Ailenin yaşam koşulları yürekleri dağladı
Baba cezaevine gönderildikten sonra Gülveren kırsal Mahallesinde yaşayan çoğu küçük çocuklardan oluşan 11 kişilik aile, ortada kaldı. Evlerinde yiyecek yemekleri dahi olmayan ailesinin yaşam koşulları görenlerin içini sızlattı. Aile, üstü toprakla örtülen ve kışın damlamasın diye branda çekilen tek katlı bir evde yaşıyor. Sıvası olmayan evin içinde çoğu ikinci el olan birkaç eşya dışında herhangi bir şey bulunmuyor. Komşularının verdikleri yiyeceklerle karınlarını doyuran aile, yetkililerin kendilerine sahip çıkmasını bekliyor.
Küçük çocuk hastanede tedavi görüyor
Abdulkadir Keskinli’nin dini nikahlı eşi Ayşe Çelik etkililerden yardım isteyerek, “Çocuğum 3 gündür Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatıyor. Eşimden başka bize kimse bakmıyor. Benim 9 çocuğum var. Bize yardımcı olunmasını istiyoruz ” ifadelerini kullandı.
Açız diyen küçük kız gözyaşlarına boğuldu
Abdulkadir Keskinli’nin kızı Hasret Keskinli de aç olduklarını belirterek, gözyaşlarına boğuldu. Babası dışında kendilerine bakan birilerinin olmadığını söyleyen Hasret, “ Üst üste hastaneye götürdüğümüzde çocuğun sinüziti var, dediler. Dediler ki çocuğu ya Gaziantep’e götüreceksiniz ya da Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatıracaksınız. Biz de Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatırdık. Çocuğun ateşi çok fazla oluyordu. Çocuk şimdi Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 3 gündür yatıyor. Bizim durumumuz yok. Gaziantep’e götüreceksiniz dediler, Gaziantep’e götürecek durumuz yok. Gördüğünüz gibi 12 kişiyiz, bu evde yaşıyoruz. Bizim herhangi bir maddi durumumuz yok. Biz açız. Bize bakan tek kişi babamızdı. Hiç kimse bize bakmıyor. Babamız tek vardı. Biz babamızı istiyoruz. Babam şimdi hapishanede. Babamızın çıkarılmasını istiyoruz artık, babamız gelsin artık. Bütün millet, herkesin bir ciğeri var, senin ciğerin, onun ciğeri, bunun ciğeri. Düşün, şimdi senin kızın ateşi 40 derece olsun, havale geçirecek. Doktor gelip ona bakmasın, doktor bakmayınca babam da sinirledi. Şimdi buradan herkese çağrıda bulunmak istiyorum, bütün millet babasızlık hissimi anlasın. Artık babamı çıkarılmasını istesinler. Doktoru yoğun bakıma aldırlar, millet vicdanı var dediler. Millet vicdanı ile babamın hapiste kalmasını sağlayacaklar. Siz buraya konuşmamızı dinlemek için geldiniz. İşte ben de burada bütün millete söylüyorum, artık babam çıksın bu hapisten” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Kaynak: Diyarbakır Söz