Kılıcı bulan ekipte yer alan Norveç'in Kültürel Tarih Müzesi'nden Camilla Cecilie Wenn, kabzası altın işlemeli olan kılıcı buldukları mezarın, bölgedeki diğer 20 mezardan çok daha büyük olduğuna dikkat çekti. Wenn, 'kılıcın bulunduğu mezarın önemli ve güçlü birine ait olduğunu düşündüklerini ancak sadece iki gümüş sikke kalıntısı çıkardıklarını' söyledi.
Radyokarbon tarihleme yöntemi, mezarın Knud'ın tahtta olduğu M.S 1030 veya M.S 1035 sonrasına ait olduğuna işaret etti.
HRİSTİYAN SEMBOLLERİ
Wenn, mezarda kılıcın yanı sıra aynı derecede pas içinde kalmış bir savaş baltası bulunduğunu ve her iki silahın tabutun dışına gömüldüğünü söyledi. Altının yanı sıra gümüş ve bakır alaşım işlemeli olan kılıç, henüz deşifre edilmeyen işaretlerle süslenmiş.
HAÇ TUTAN EL
Kılıcın topuzunda haç tutan bir el olduğunu belirten Wenn, 'Viking çağında Hristiyan sembolü taşıyan nadir eserlerden birini bulduklarını' belirtti. Kılıcın üzerindeki işlemeler ve değerli metaller, Norveç'te yaşayan önemli birine değerli bir ganimet olarak getirildiği düşüncesini doğurdu.
SAVAŞ BALTASININ KABZASI PİRİNÇTEN YAPILMIŞ
Savaş baltasının kabzasının pirinçten yapılmış olması ise Vikinglerin İngiltere'deki savaşlarda kullandığı silahlardan biri olduğuna işaret etti. 12'nci yüzyıldan kalan notlar, Sweyn ve Knud'un ordularının, Ethelred ile savaşırken benzer silahlar kullandığını belirtiyor. Thames Nehri'nde de bu tanıma uyan birçok balta bulunduğu biliniyor.
SIRRI ÇÖZEBİLECEKLER Mİ?
Arkeologlar, kılıcın bulunduğu vadinin yakınındaki bir taşın, kılıcın sırrını çözebileceğini düşünüyor. Kayada eski Nordik dilinde, "Arnstein bu kayayı oğlu Bjor'un anısına diktirdi. O, Knud İngiltere'ye gittikten sonra ölümü buldu. Tanrı tektir" ifadesi yer alıyor.
Wenn ve meslektaşları, mezarda yatan kişinin Arnstein olabileceğini ve kılıcın da oğlunun anısını yaşatmak için mezarına konduğunu tahmin ediyor.
Kaynak: Al Jazeera
Kaynak: Diyarbakır Söz