Diyarbakır Barosu, öldürülen başkanları Tahir Elçi için her hafta Diyarbakır adliyesi önünde düzenlediği anma etkinliğinin 171'incisini gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, Elçi'nin faillerinin tespiti için çok sayıda talepleri olduğunu, tüm taleplerine rağmen etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade etti. Diyarbakır Barosunun Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümüne faillerin tespit edilmesi için hazırlattıkları raporu soruşturma dosyasına sunduklarını hatırlatan Koluman, uzmanlık raporuna rağmen şüpheli sıfatıyla henüz kimsenin ifadesinin alınmadığını tekrarladı. Savcılığın rapor hazırlanması için bir bütün olarak dosyayı Adli Tıp Kurumu'na (ATK) gönderdiğini söyleyen Koluman, ATK'den rapor bekleniyor gerekçesiyle dosyada herhangi bir işlem yapılamadığını aktardı. Koluman, ATK'nin ivedi olarak raporunu hazırlayarak soruşturma makamına bir an önce göndermesini talep ettiklerini vurguladı.
'MAZBATALARIN VERİLMEMİŞ OLMASI SKANDALDIR'
Konuşmasında, yapılan yerel seçimlere değinen Koluman, propaganda dilinin, ayrıştıran, kutuplaştıran, ötekileştiren, nefret dilinin yaygın olarak kullanılan bir seçim olduğuna işaret etti. Seçim propagandasının eşit olmayan koşullarda yürütüldüğüne dikkat çeken Koluman, muhalif kesimlere eşit propaganda imkanının tanınmadığının altını çizdi. Eşitsiz koşullarda yürütülen propaganda faaliyetine sessiz kalan Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) seçim bittikten sonra adil ve hukuki olmayan kararlara imza attığını ve kendisine olan güveni sarstığını söyleyen Koluman, "Seçim takvimi sırasında seçilme yeterliliğine sahip olduğuna karar verildiği kimi adaylara seçildikten sonra seçilme yeterliliğinin olmadığı gerekçesiyle mazbataların verilmemiş olması hukuk açısından bir skandaldır" dedi.
'YSK DAYANAĞI OLMAYAN KARARI GERİ ALMALI'
Başvuru sürecinde seçim yeterliliğine sahip olduğuna karar verilen adayların seçim takvimi sırasında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gibi tartışmalı bir karara dayanılarak mazbatalarının verilmemesini seçilme hakkının ihlali, o adayları seçen yüzbinlerce seçmenin de seçme hakkının ihlali olduğunu belirten Koluman, "YSK'nın bu kararını tekrar gözden geçirmesi ve OHAL şartları devam ediyormuşçasına aldığı bu hukuki dayanağı olmayan kararı geri alması gerekmektedir" ifadesini kullandı. Koluman, kararın geri alınmaması durumunda hukuk güvenliği ilkesini zedeleyen, hukuk devletine olan güveni ortadan kaldıran bir durum yaratacağı uyarısında bulundu.
ÇÖZÜM ODAKLI REFORMLAR
Başta hükümet yetkilileri olmak üzere herkesi sandıktan çıkan iradeye saygı duyamaya davet eden Koluman, "Bu saatten sonra toplumun tüm siyasi aktörlerinden beklentisi de seçim psikolojisinden çıkıp toplumsal barış, ekonomi, yargı, temel hak ve özgürlükler ile Kürt meselesi konusunda çözüm odaklı reformların hayata geçirilmesi gerekir" diye konuştu.
Açlık grevi eyleminin cezaevlerindeki tutukluların da katılımıyla 7 bin kişiye ulaştığını öne sürerek Koluman, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı uyarılarına rağmen sorunun muhataplarının çözüm üretmediğini ve cezaevlerinde acı haberlerin gelmeye başladığını kaydetti. Cezaevlerindeki 7 tutuklunun söz konusu sebeplerden dolayı yaşamlarına son verdiğini anımsatan Koluman, acı bir haber alma endişesiyle çocukları cezaevinde bulunan ailelerin, seslerini duyurmak için Diyarbakır Barosu'nda 3 günlük açlık grevine girdiğini anlattı.
BARO'DAN ARABULUCULUK ÖNERİSİ
Açlık grevlerinin başlamasından bu yana Diyarbakır Barosu'nun bazı tespit ve önerileri olduğunu vurgulayan Koluman, hukukun üstünlüğü şiarıyla çözüm odaklı arabulucu rolünü üstlenmeye hazır olduklarını sözlerine ekledi. Anma etkinliği konuşmanın ardından yapılan oturma eylemiyle birlikte sona erdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz