Zonguldak'ı ayağa kaldıran felaket otobüs kazası. ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde 19 yaşındaki Gizem Ergün, yolun karşısına geçerken halk otobüsünün çarpması sonucu ağır yaralandı.
Zonguldak'ta halk otobüsünün çarptığı genç kız ağır yaralandı ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde 19 yaşındaki Gizem Ergün, yolun karşısına geçerken halk otobüsünün çarpması sonucu ağır yaralandı. Yardıma koşanlar, genç kızın bilincini açık tutmak için konuşturmaya çalıştı. Kaza, Müftü Mahallesi Çetin Apatay Bulvarı üzerindeki Göztepe Köprüsü altında meydana geldi. 35 yaşındaki Gündüz Ç. yönetimindeki 67 M 9274 plakalı özel halk otobüsü yolun karşısına geçen Gizem Ergün'e çarptı. Otobüsün ön camına kafasını vuran Ergün, ağır yaralandı. Vatandaşlar, yardımına koştukları genç kızın ambulans gelene kadar konuşturarak bilincini açık tutmaya çalıştı. Bir kişi ise elindeki atkı ile genç kızın kafasında kanayan bölgesine tampon yaptı. Kaza yerine gelen 112 Acil Servisekibindeki sağlık görevlilerinin ilk müdaheleyi yaptığı Ergün, ambulansla ilçedeki özel bir hastaneye kaldırıldı. Ergün'ün hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Genç kızın yola nasıl çıktığını görmediğini ifade eden halk otobüsü sürücüsü Gündüz Ç. ise ifadesinin alınması için polis karakoluna götürüldü. Genç kıza yardıma koşan Burhan Önder, "Bayan buradan karşıya geçecekti herhalde. O anda halk otobüsü vurdu. Yere düşer düşmez yardımına koştuk. Başında kanama var. İnşallah bir şeyi yoktur. Burası insanların çok kullandığı bir yol. Biraz daha dikkat edilmesi lazım." dedi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Zonguldak, Zonguldak ilinin merkez ilçesi ve aynı isme sahip şehri. Karadeniz kıyısında bulunan şehir, özellikle limanıylaTürkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki deniz ticaretinde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Türkiye'nin en zengin taşkömürü madenlerini barındırır.
İlin Antik Çağ'da kullanılan tarihi adı Sandrake'dir. Bölgenin Türkleşmesinin ardından kullanılan Zonguldak adının ise "bataklık" veya "sazlık" anlamına gelen zongalık kelimesiyle ilgili olduğu ileri sürülmektedir.
Ayrıca farklı bir rivayete göre Belçikalı ve Fransızların burada işlettikleri maden ocaklarının çokluğu ve zengin kömür kaynaklarından dolayı Zone Guel Dock adından geldiği sanılmaktadır.
keolojik kanıtlara göre MÖ 2500'lere uzanan bir geçmişi bulunan bölgeye ilk yerleşenler Hattiler, daha sonra ise Hititlerolmuştur. Yörenin ilk sakinleri Frig boylarından oluşan Bithin, Mariandyn ve Migdon adlı göç topluluklarıdır. MÖ 7. yüzyılda başlayan Batı Anadolu'dan Karadeniz'e Yunan kolonizasyonu sürecinde yörede de ticaret amaçlı limanlar kurulmuştur. MÖ 334'e kadar Perslerin egemenliğinde kalan bölge, Büyük İskender'in Anadolu seferinin ardından kısa bir süre için Makedonyalısubaylarca yönetilmiştir. Pers şatrapı Mithridates'in yöre halkının desteğiyle Batı Karadeniz Bölgesi'nde kurduğu Pontus Devleti'ninparçası olan Zonguldak, Roma İmparatorluğu'nun bu devleti MS 1. yüzyılda yıkmasına dek sürmüş, Roma'nın ikiye bölünmesinin ardından sonra da Doğu Roma toprağı olmuştur. Zonguldak Ereğli bölgesi Hristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olma özelliği kazanmış, bu dönemde İsa'nın havarilerinden Adreas bugün de görülebilen Kutsal İbadet Mağaraları'nda ilk ayinleri düzenlemiştir.
Yöreye Anadolu Selçuklu ordusu 1084 yılında gelmiş ve yöreyi fethetmiştir. Daha sonra ise yöreyi Cenevizliler ele geçirmiştir, beylikler döneminde ise Candaroğulları bölgede hakimiyet kurmuştur. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı almasıyla birlikte Zonguldak ve çevresi tamamen Osmanlıların eline geçmiştir.
II. Mahmut döneminde, 1829 yılında bölgede ilk kömür bulunmuştur. 1848'de ise ilk kömür ocakları açılmıştır. Bu ocakları Belçikalı veFransız şirketler işletmiştir.
Zonguldak limanı I. Dünya Savaşı'nda Sarıkamış'a gidecek malzemelere ev sahipliği yapmış, Kurtuluş Savaşı'nda ise SSCB ile ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra 1919 yılında Fransız şirketlerinin haklarını korumak bahanesiyle Fransız askerleri önce Zonguldak’ı, ardından da Karadeniz Ereğli’yi işgal etmiştir; ancak Zonguldak ve çevresindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine bağlı güçlerin karşı koymasıyla tehlikeye düşmüşler, 21 Haziran 1920'de de bölgeyi terketmişlerdir.
Kaynak: Diyarbakır Söz