Zehir, zıkkım olsun!

Adana merkezli Diyarbakır'ın da dahil oludğu 11 ilde usulsüz reçete düzenleyerek kanser hastalarının kullandığı ilaçları alıp, başka ülkelere satmaya çalışan, devleti 12 milyon 523 bin lira zarara uğrattığı öne sürülen şebekeye ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı.

Zehir, zıkkım olsun!

Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, yapılan teknik ve fiziki çalışmalarla usulsüz reçetelerle kanser hastaları ve organ nakli olan hastaların kullandığı ilaçları alıp, başka ülkelere satmak isteyen, uyuşturucu özelliği taşıyan ilaçların ticaretini yapan şebekeyi deşifre etti. Savcılığın gözaltı kararı çıkartmasının ardından aralarında İl Sağlık Müdürlüğü'nde görevli müdür yardımcısı, 4 doktor, 2 sağlık merkezi çalışanı, 2 biyolog, 11 eczane ve ilaç firması çalışanının da bulunduğu 46 kişinin yakalanması için geçen hafta cuma günü Adana merkezli İstanbul, Bursa, Ankara, Kayseri, Antalya, Osmaniye, Gaziantep, Diyarbakır, Şırnak ve Van'da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, haklarında yakalama kararı bulunan 46 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda, 1 ruhsatsız tabanca, 1 kurusıkı tabanca, 3 ruhsatsız av tüfeği, 36 bin 240 Dolar, 230 Euro ve 17 bin 950 TL para, çok sayıda ilaç, Suriye uyruklu kişilere ait kimlik fotokopileri ele geçirildi.

12 MİLYON 523 BİN LİRALIK VURGUN

Şebekenin kanser hastalarının kullanması gereken ilaçları Azerbaycan, Suriye, İran ve Irak'taki bağlantılarına satmayı hedefledikleri tespit edildi. Polisin 22 aramada ele geçirdiği 9 bin 177 kutu faturasız ve reçetesiz ilaçların piyasa değeri ve şüphelilerin kendi arasında yaptığı para transferinin toplam 12 milyon 523 bin 111 TL olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemlerinin ardından 46 şüpheliden 10’u savcılık talimatıyla serbest bırakılırken, 36’sı ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘rüşvet’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘kamunun zarara uğratılması’ suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden biyologlar İsmail E., Veli T.., doktorlar Zeynep K., Metin D., İflah K., eczacılar Mehmet Naci Ö., Şahin E. ve Yakup Ç. ile bu şüphelilerle birlikte çalıştığı tespit edilen Cevat E., Melih K., Nede O., Mustafa Ö., Eda Z., İsmail S., Yusuf Ü., Ahmet E., Kenan E. ile İran uyruklu Navid K. tutuklandı. İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Y.C.’nin de aralarında bulunduğu 18 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

KANSER İLACI YERİNE AĞRI KESİCİ VE VİTAMİN KULLANMIŞLAR

Gözaltına alınan Bursa’daki özel bir hastanede görevli biyologlar İsmail E. ile Veli T.’nin, kanser tedavisi gören hastaların serumlarına nakletmeleri gereken kanser ilaçlarını kullanmayıp sattıkları bilgisine ulaşıldı. Biyologların bu ilaçların yerine ağrı kesici ve vitamin kullandıkları öne sürüldü. Öte yandan bu biyologların hastanedeki dolaplarında yaklaşık 50 kanser ilacı bulunduğu, Bursa’dan kargoyla İstanbul’daki bir kişiye 450 bin lira değerinde kanser ilacı gönderdikleri ve polisin de bu ilaçlara el koyduğu öğrenildi.

RÜŞVETİN AÇIKLAMASI ‘ZEHİR, ZIKKIM OLSUN’

Operasyonun ardından soruşturma kapsamında doktor ve eczacılar arasındaki rüşvet alışverişine yönelik yeni detaylar ortaya çıktı. Şüpheli eczacılardan birinin, olaya karıştığı belirlenen doktorlardan birine özel araç tahsis ettiği ve sekreterinin maaşını ödediği öğrenildi. Bir eczacının, komisyon ödeme konusunda anlaştığı doktorun banka hesabına havale olarak rüşvet gönderdiği, bunu yaparken de havalenin açıklama kısmına ‘Zehir zıkkım olsun’, ‘Zıkkımın kökünü ye’ gibi ifadeler yazdığı belirlendi.

MİDESİ AĞRIYAN HASTAYA BÖBREK İLACI

Olaya karıştığı öne sürülen iki doktorun, 3 ayda 1 milyon liralık ilaç yazdığı, ayrıca tek bir reçetede bir arada olmaması gereken ilaçları, tek reçeteye yazdıkları öğrenildi. Doktorların Suriye uyruklu hastaları hiç görmeden ilaç yazdığı, midesi ağrıyan bir kişiye de aynı zamanda böbrek yetmezliği ilacı yazdıkları belirlendi.

MÜEBBET HAPİS CEZASIYLA YARGILANABİLİRLER

Konuyu değerlendiren Adana Barosu eski başkanı Avukat Aziz Erbek, "Kanser hastalarının ihtiyacı olan ilacın yerine vitaminin verilmesi görevi kötüye kullanmaktır. Bununla birlikte Türk Ceza Kanunu'na göre 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilirler. Ancak tedavi gören hastalardan biri ve birden fazlasına, kanser ilacını kullandırılmaması ve vitamin yüklemesi yapılması nedeniyle ölümüyle sonuçlanmışsa bu konu 'adam öldürmeye teşebbüs' olarak değerlendirilebilir. Bunun cezası ise teşebbüsün derecesine göre, müebbet hapis cezasına varabilir. Kanser hastasının ağır olmasıyla, vitamin verilmesi sonucu ölümüne neden olması 'adam öldürmeye tam teşebbüs', dolaylı yoldan ölümüne neden olduysa 'eksik teşebbüs' olarak sayılabilir" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler