Diyarbakır Tabip Odası (DTO), kentte Kasım-Aralık 2020 dönemini kapsayan Kovid-19 değerlendirme raporunu, oda binasında yaptığı toplantıyla açıkladı. Raporu, açıklayan DTO Başkanı Elif Turan, kentte daha önce 850 bandında yükselen vaka sayısının 100-150 bandına gerilediğini kaydederek, 150 hastanın kliniklerde, 100'e yakın hastanın ise yoğun bakım ünitelerinde tedavi gördüğünü kaydetti.
'VAKALAR ÇARPITILIYOR'
Kovid-19 pandemisinin etkisini sürdürmeye devam ettiğini vurgulayan Turan, alınan kısmi önlemlerin etkisi ile vaka sayılarında azalma eğilimi görünse de, henüz birinci dalganın tamamen bastırılamadığını söyledi. Sürecin başından beri şeffaf bir yönetim biçimi sergilenmediğini belirten Turan, salgına ilişkin epidemiyolojik verilerin algı yönetimi yapılarak çarpıtıldığını belirtti.
'GÜNLÜK 100-150 VAKA'
Diyarbakır’da Ekim ayının sonu ile Kasım ayının başlarında günlük 850’yi bulan vaka artış hızının ve hastane doluluk oranlarının azalma eğilimi gösterdiğini ifade eden Turan, kentte günde ortalama 100-150 hastada PCR pozitifliği saptandığı sözlerine ekledi. Turan, 150’nin üzerinde hastanın kliniklerde 100'e yakın hastanın ise yoğun bakım ünitelerinde tedavi altında olduğunu aktardı.
'17 SAĞLIK EMEKÇİSİ YAŞAMINI YİTİRDİ'
Pandeminin ilk gününden bu yana salgının neredeyse bütün yükünün sağlık emekçilerinin omzuna yüklendiği dile getiren Turan, artan viral yük ve alınmamış önlemler sebebiyle, bugüne kadar Diyarbakır’da 1500’ün üzerinde sağlık çalışanının enfekte olduğunu, 17’sinin ise yaşamını yitirdiği bilgisini verdi.
'KRONİK HASTALAR HİZMETE ERİŞEMEDİ'
Pandemi sebebiyle tanı ve takip süreçlerinde sağlık hizmetine erişemeyen kanser ve kronik hastalıkların durumuna dikkati çeken Turan, şöyle devam etti: "Pandemi başlangıcından bu yana kamu hastanelerinde sağlık emekçileri nerdeyse bütün branşlarda pandemiyle mücadeleye kanalize edildiler. Bu sebeple düzenli takip ve tedavi ihtiyacı olan kronik hastalıkları bulunan hasta grupları bilhassa kamu hastanelerinde 10 aydır yeterli sağlık hizmetine erişememektedirler. Pandemi sürecinin uzaması COVID-19 dışı hastaların sağlığa erişimlerini engellemekte ve sağlık gereksinimlerinin karşılanamaması durumu giderek derinleşmektedir."
‘CEZAEVLERİNDE VAKA ARTIYOR'
Cezaevlerinin özel yaşam alanları olduğunu ve koronavirüs pandemisi gibi olağandışı dönemlerde özel önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Turan, şunları söyledi: "Salgının ilk dönemlerinde siyasi mahpuslar hariç tutularak COVID-19 sebebiyle birçok hükümlü ve tutuklu serbest bırakılmıştır. Fakat Diyarbakır’da siyasi mahpusların yoğunlukta olduğu cezaevlerinde çok sayıda koronavirüs bulaşı olduğu bilgimiz dâhilindedir. Fiziksel mesafenin mahpuslar arasında uygulanamamış olması, uygun havalandırma şartlarının bulunmaması, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olması sebebiyle koronavirüs yayılımı artmıştır. Cezaevlerinde hastalık bulaş kontrolü konusunda yetersiz kalan yetkililer aşılama konusunda benzer hatalara düşmemelidirler. Cezaevlerinin özellikli durumu ön planda tutularak en kısa sürede cezaevlerinde bulunan tutsakların aşılanması için gereken tüm çalışmalar yapılmalıdır."
'AŞI SÜRECİ ŞEFFAF YÖNETİLMELİ'
Aşılama sürecine de değinen Turan, konuya dair şunları belirtti: "Koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli aracı olan aşılamanın; COVID-19’a bağlı ağır hastalık durumunu, yurttaş ve sağlık çalışanı ölümlerini azaltacağını düşünüyoruz. Bugün itibariyle başta sağlık emekçileri olmak üzere yaklaşık Bir milyon kişiye uygulanan aşının ve Türkiye’de uygulanması planlanan diğer tüm aşıların, etkililik ve güvenlilik verileri Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Toplumun bağışıklama programını risk grupları ve farklı yaş gruplarını dikkate alarak, bu gruplarda etkililik ve güvenliliği gösterilmiş aşılar ile oluşturulmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 aşı politikası konusunda kamuoyunu bilgilendirmesi; bilim insanlarının talep ettikleri verileri paylaşması; aşı uygulamalarında her açıdan şeffaf olması gerekmektedir. Bu şartlar ışığında uygulanan her aşı candır, hayat kurtarır."
Kaynak: Diyarbakır Söz