Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde önceki gün teröristlerin açtığı taciz ateşinde şehit olan ve memleketi Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde dün son yolculuğuna uğurlanan Yusuf Ataş'ın ailesine taziye ziyaretleri sürüyor.
Polis memuru baba Necat Ataş, AA muhabirine, şehit oğlunun arkadaşlarına "Ölmesi halinde lösemili bir kız çocuğunun bütün masraflarını hayatı boyunca karşılamaları" yönünde kayda aldığı vasiyetini hatırlatarak, bu kaydı oğlunun şehit olduğunu öğrendikten sonra izlediğini söyledi.
Oğlunun şehadet haberini aldığı ilk anda yüreğinde büyük bir acı hissettiğini ancak sonrasında vatan uğruna şehit olduğunu düşünerek yüreğindeki acının hafiflediğini belirten Ataş, kendisinin de mesleği gereği her zaman vatan için şehit olmaya hazır olduğunu ifade etti.
Vatanını çok seven oğlunun polis olmasını istediğini ancak onun "Yok baba, ben asker olacağım." dediğini dile getiren Ataş, "Birkaç arkadaşımın çocuklarıyla karar vermişlerdi, gittiler, asker oldular. Allah hepsinin canına sağlık versin, benim oğlum şehit oldu. Balıkesir'de okudular, oradan kura sonucu Kırıkkale'ye gitti. Oradan da geçici birliği Çukurca'ya gitti, Irak'ta şehadet şerbetini içti." dedi.
"VASİYETİNİ BİR SÜRÜ İNSAN SAHİPLENDİ"
Oğlunun vatan ve millet sevgisinin yanı sıra inançlı, saygılı, iyiliksever bir genç olduğunu anlatan Ataş, küçük kız kardeşine olan sevgisinden dolayı dezavantajlı kız çocuklarına karşı büyük bir hassasiyet duyduğunu belirtti.
Necat Ataş, şunları anlattı:
"Çektiği videoyu dün izledim. Oğlumun lösemili çocuklarla ilgili bir konuşması olmuş. Onun vasiyeti artık arkadaşlarından çıktı. Vasiyetini bir sürü insan sahiplendi. Dün duyduğum kadarıyla 2 milyona yakın insan bu konuyla ilgili bağış yapmış kendi aralarında. Bahsedilen rakamlar gerçekten çok güzel. Biz kendisinden razıydık, Allah da ondan razı olsun. Devletini, milletini, bayrağını seven bir çocuktu. İnsanları incitmemeye çalışır, hayır işleriyle uğraşmayı severdi. Ufacık bir hayır işi olsun kendisi önde koşardı. Yaşarken bizi incitmedi, hep sevindirdi. Şehit oldu yine sevindirdi. Oğlumuzla gurur duyuyoruz."
Baba Ataş, oğlunun şehit olma arzusuyla askerlik mesleğini seçtiğini belirterek, annesi ve arkadaşlarıyla sohbet ederken zaman zaman şehit olacağını dile getirdiğini sonradan öğrendiğini söyledi.
Ataş, "Görev yerinden bir arkadaşı aradı. Oğlum ısrarla 'Her göreve beni gönderin, ben gideyim.' diyormuş. Onlar da 'Sen yeni geldin, biraz bekle.' diyormuş, 'Yok komutanım, ben gideyim.' dermiş. Benim çocuk cesurdu, tam bir Osmanlı torunuydu. Ülkesini, bayrağını severdi, bu uğurda da şehit oldu. Ne mutlu bize ki öyle bir şehidin babası olmayı Allah bana nasip etti. Bir tane ülkemiz var, başka ülkemiz yok. Bütün millet kardeşiz, yıllarca kardeş olarak yaşamışız. Bu topraklar Türk, Kürt, Alevi, Zaza, Laz, bu insanların ortak kanıyla toprak olmuştur bizim için. Biz parçalanamayız." ifadelerini kullandı.
Normalde kendisini 2-3 günde bir arayan oğlu ile en son şehadet haberini almadan birkaç saat önce görüştüklerini belirten Ataş, sohbet ettiklerini, iyi olduğunu söylediğini dile getirdi.
Necat Ataş, "Saat 14.10'da aramıştı, 14.20'de görüşmemiz bitti. 'Baba, buraya teröristleri bitirmeye geldik, inşallah temizleriz. Ülkemize gelen bu sıkıntıları buradan bertaraf ederiz.' dedi. Aramızda aile içi konuşmalarımız oldu. Sevinci belliydi, kendisinde bir huzur vardı. 'Baba arayacağım seni.' dedi, aramadı. Allah ondan razı olsun, mekanını cennet eylesin. Ölmüşlerimizin tümüne Allah rahmet etsin. Allah ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmasın." diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz