Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Polis Özel Harekat (PÖH) timleri, meskun mahalden uçak, araç, bina, gemi, metro ve petrol arama platformuna kadar pek çok alana ilişkin yapay zekayla oluşturulmuş ortamlardaki eğitimlerle "doğrudan operasyon kabiliyeti" kazanıyor.
Özel Harekat Başkanlığı bünyesinde 4 yıldır faaliyet gösteren Sanal Taktik Eğitim Merkezi'ndeki (SATEM) 1085 metrekarelik kapalı alanda PÖH'lere, "algıla, karar ver, uygula" yöntemiyle, tim halinde birlikte hareket etme, refleks geliştirme ve atış kabiliyetlerini artırmaya yönelik eğitimler veriliyor.
"Giyilebilir teknoloji" ile donanan PÖH'ler, uydu haritası ve bina planının yüklendiği yapay zeka destekli bilgisayarlar aracılığıyla oluşturulan sanal ortamlarda düşmanla karşılaşıyor.
Operasyonlarda kullandıkları gerçek silah ve teçhizatla aynı ağırlıkta donanım kullanan PÖH'ler, hedefleri etkisiz hale getirmeyi önce sanal ortamda deneyimliyor.
Yapay zekanın hazırladığı düşmanları bazı durumlarda yetersiz bulan PÖH'ler, zaman zaman meslektaşlarından da yardım alıyor. Böyle durumlarda PÖH'ler düşmanın yerine geçen meslektaşlarıyla sanal ortamda karşı karşıya kalıyor.
AMAÇ, BİLİNMEZLİK İÇİNDE OPERASYON YAPILMASINI ENGELLEMEK
Sanal Taktik Eğitim Merkezi'nde verilen eğitimler hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Özel Harekat polisi Hüseyin Gökdemir, 2018'de kurulan merkezin aktif kullanıldığını söyledi.
Merkezde oluşturulan sanal ortamda, özel harekat timlerine, meskun mahal operasyonları ile uçak, araç, bina, gemi ve rehin alınmış kişileri kurtarma eğitimleri verildiğini anlatan Gökdemir, "Bu sistem sayesinde personelimiz sanal taktik eğitim merkezinde operasyon yapılacak yeri önceden deneyimleyerek tecrübe kazanmış oluyor. Kullanmış olduğumuz sistemin en avantajlı kısmı burası, özel harekat polisinin bilinmezlik içerisinde operasyon yapmasını engellemek." dedi.
Gökdemir, bu sistemin dünya üzerinde 3 ülkede olduğunu ve 1085 metrekarelik kapalı alanıyla en büyüğünün Türkiye'de bulunduğunu söyledi.
Merkezdeki faaliyetlere ilişkin bilgi veren Gökdemir, şöyle konuştu:
"Gerçek ortamları buraya birebir taşıyoruz. Bu bir arazi olabilir, bir tren olabilir, bir uçak olabilir. Personel operasyon yapılacak yeri öncesinde deneyimliyor, çalışıyor, daha sonra burada onun provasını gerçekleştiriyor. Bizzat özel harekat personeli tarafından bütün sistem hazırlanıyor. Burada teknik ve taktik ekip olarak çalışma yapıyoruz. Özel harekat personeli arasında yer alan uzman kişilerin oluşturduğu teknik ekip tarafından bölümler hazırlanıyor ve taktik ekibimizin değerlendirmesinden geçirildikten sonra sanalda operasyon alanı hazırlanıyor. Personel, operasyon öncesi planlamasını yapıyor. Operasyona giriyor ve operasyondan sonra da değerlendirmeyi yapıp bütün aşamayı bitiriyor."
FİŞEK MALİYETİ DAHİ SİSTEM MALİYETİNİ KARŞILADI
Sanal Taktik Eğitim Merkezi'nde eğitim alan PÖH'lerin, sistemin hayata geçtiği ilk günden bu yana yaklaşık 36 milyon sanal fişek kullandığını ifade eden Gökdemir, "Atılan fişek göz önüne alındığında, yapılan bu tasarrufla sistemin maliyetinin de karşılandığı görülüyor. Personel, güvenli şekilde gerçek ortamları deneyimlerken gerçek fişek kullanılmadığı için de maliyetler önemli ölçüde azalıyor. Güvenli ve sürdürülebilir bir eğitim ortamı oluşturabiliyoruz." dedi.
"Virtual Reality (VR)" sistemiyle hareket yakalamanın mümkün olduğunu anlatan Gökdemir, şunları kaydetti:
"Gelişen teknoloji çağında artık buna yöneliyoruz. Operasyonlarımızı bir teknoloji ortamına aldık. Hareketi yakalama teknolojisinde de personel, buradaki alana özel giyilebilen elbiselerle ve sırt çantalarıyla bilgisayarlarla çıkıyor. Sistem içerisinde 152 kamera var. Bu kameralar personelin üzerindeki reflektif toplarla bağlantı halinde ve her hareketi algılayarak gözlüklere aktarıyor. Bu şekilde senaryo içerisinde görünmesini sağlıyor.
Hem kullandığımız tabancalar hem de uzun namlulu silahlar, ağırlığına kadar birebir aynı ve üzerindeki ekipmanlara biz sanal üzerinde eklemeler yapabiliyoruz. Sanal olarak fener olabilir, çeşitli şekilde termaller olabilir. Bunları da silahlarımıza monte edebiliyoruz."
Kaynak: Diyarbakır Söz