Bitlis’in Norşin ilçesinde icazet sevinci yaşandı. Erentepe Mahallesi’nde bulunan Şeyh Masum Medresesi’nde düzenlenen icazet merasimine, Güroymak Kaymakamı Ramazan Cankaloğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı Hafızlık Daire Başkanı İbrahim Yılmaz, bölgedeki medreselerin seydaları, kanaat önderleri, STK temsilcileri, Diyarbakır Söz Gazetesinin Başyazarı araştırmacı yazar Mehmet Ali Altındağ, medrese müderrisleri, talebeler ve binlerce vatandaş katıldı.
Seslendirilen ilahi ve ezgilerle devam eden programın açılış konuşmasını yapan Şeyh Masum Medresesi’nin Baş Müderrisi Şeyh Abdülgani Mutlu, medreselerin önemine dikkat çekti. Kendilerini medrese ve ilmi yuvalarda istihdam eden Allah’a kavli ve fiili olarak şükrederek sözlerine başlayan Mutlu, “İster toplumumuzun ister İslam aleminin her türlü fitne ve fesada karşı koymak için alim bireylere hiç olmadığı kadar ihtiyaç olduğu bugünlerde, bu bireylerin yetişmesi uğruna mücadele verip, çaba sarf etmek, onlara sahip çıkmak, destek olmak hem toplumumuz hem de sonraki nesillere karşı hepimize yüklenen bir sorumluluk ve borçtur.” dedi.
“MEDRESELERİN SUİİSTİMAL EDİLMESİNE FIRSAT VERİLMEMELİ”
Medreselerin suiistimal edilmesine fırsat verilmemesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, “Öte yanda ilmi hizmet ve tedrisat işleriyle meşgul oluyorken, gözümüzün nuru medreselerin suiistimal edilmesine fırsat vermemekle fiili şükrümüzün bir parçasıdır. Maalesef son zamanlarda birilerinin medreseleri, birtakım dünyevi hedeflerine alet ederek, konum veya mal sahibi olmak için kestirme bir yol olarak kullandığını müşahede ederek olduk. Medreselerin varlık ve kuruluş gayesine açık bir şekilde zıt olan bu durumun önüne hep birlikte geçmemiz lazım ve elzemdir.” ifadesini kullandı.
ŞEYH MASUM MEDRESESİ BAŞ MÜDERRİSİ ŞEYH ABDÜLGANİ MUTLU
MEDRESELER BÜYÜK BİR YERE SAHİP
Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Hafızlık Daire Başkanı İbrahim Yılmaz, medreselerin tarihi seyrine dikkat çekerek, “Medreselerimizin tarihi seyrine baktığımız zaman, bölgemiz başta olmak üzere, Türkiye’miz hatta dünyamız için gerçekten milli ve manevi değerlerin inşasında ve imarında büyük bir yere sahip olduklarını söylememiz yerinde olacaktır. Tarihe mal olmuş büyük insanları araştırdığımız zamanda, hayatlarını okuduğumuz zamanda, pek çoğunun iktidasında medrese hayatlarının olduğunu, medrese hayatlarına ilave olarak akademik eğitimleriyle beraber pozitif ilimleri idman ettiklerini ve bu sayede insanlığa ışık saçtıklarını, tarihe, İslam medeniyetine mal olduklarını görmekteyiz.” diye konuştu.
“ASIL MUTLULUK MANEVİ HAYATLA ELDE EDİLEBİLİR”
“İlim öğrenmek üzere başımızı eğmiş olduğumuz mesahifi kadimede sabit kalırsak, eski sahifelerden gözümüze yansıyan ilim nurunu insanlığa, dünyaya iletme noktasında etkisiz kalırız.” diyen Yılmaz, mutlaka bu ilmi insanlıkla paylaşılması gerektiğini vurguladı.
Açıklamasının devamında Yılmaz, şunları söyledi:
“Bugün gelişen ve değişen dünyada, insanoğluna baktığımız zaman, iletişim araçlarının çok farklılaştığını görmekteyiz. Her insanın farklı bir dilden anladığını, her insanın farklı meziyetlerinin, farklı özelliklerinin olduğunu, ancak her insanın manevi bir gıdalanmaya ihtiyaç duyduğunu da görmekteyiz. Salt mutluluk, ekonomiyle olmaz. Maddiyatla olmaz. Asıl mutluluk manevi hayatla elde edilebilir. Bunu yapabilmek için başarabilmek için de mutlaka sağlıklı bir kaynaktan beslenmemiz gerekiyor.”
“GENÇLİĞİN KONUŞTUĞU DİLİ İYİ BİLECEĞİZ”
Gençlerin içinde bulunduğu duruma da dikkat çeken Yılmaz, “Bugün gençliğimiz, ötekileştirdiğimiz, suçladığımız, aslında çok temiz birer sayfa olan gençliğimize, Allah nasip ederse sizlerle beraber ulaşmaya çalışacağız. Gençliğin konuştuğu dili iyi bileceğiz. Gençliğin bulunduğu somut alandan soyut alana mutlaka kendimizi de taşımamız gerekiyor. Bugün gençlik artık sohbet meclislerinde birbirleriyle konuşan, birbirlerinin yüzüne bakan, anlaşan bir gençlik değil; daha ziyade sosyal mecrada, sosyal alanlarda kendine huzur arayan, kendini beslemeye çalışan bir gençlik olduğunu görüyoruz. Öyleyse bizim gençliğe ulaşmada birinci kanalımız mutlaka sosyal alanı dizayn etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“DOĞRU BİLGİ, KARŞI TARAFA DOĞRU BİR ÜSLUPLA ANLATILABİLİR”
Doğru bilginin, karşı tarafa doğru bir üslupla anlatılabileceğini dile getiren Yılmaz, “Kendimizi yetiştireceğiz. Kişisel gelişimle alakalı olarak mutlaka usta kalemlerden çıkmış güzel eserleri okumamız lazım. Doğru bilgi, karşı tarafa doğru bir üslupla anlatılabilir. Üslup yanlış olursa, doğru bilgi zarar görür, doğruluğunu kaybeder. Öyleyse doğru bilgiyi, doğru ifadeyi elde edebilmek için bütün alanlarla alakalı olarak kendimizi geliştirecek, bize değer katacak, o güzel eserleri okumamız lazım. Bugün İslami ilimlerle birlikte mutlaka pozitif ilimlerde de önce kendimizi ihya, ondan sonra da insanlığın inşası ve imarında rol almak zorundayız. İktifa ölümdür. Bu kadar benim için yeterlidir demek, eksiye geçtiğiniz mecazi tabirle söyleyeyim ölmeye başladığınız gündür. Çünkü dünya değişiyor, her geçen gün beraberinde farklı yenilikleri getiriyor. Bu yenilikleri tespit etmek, onlara ayak uydurmak, kendimizi güncellemek, bu sayede bütün insanlığı anlayabilmek elbette ki çok çok önem arz etmektedir.” tavsiyesinde bulundu.
Programda Bitlis İl Müftü Yardımcısı Abdullah Temizkan da kısa bir konuşma yaptı. Program, icazet töreninin ardından kılınan namaza müteakip verilen ikram ile son buldu.
ALTINDAĞ TARİHİ MEDRESEYİ ZİYARET ETTİ
Öte yandan, Diyarbakır Söz Gazetesi’nin Başyazarı araştırmacı yazar ve iş adamı Mehmet Ali Altındağ, Norşin'deki tarihi medreseyi ve camiyi ziyaret ederek, Şeyh Masum Medresesi’nin Baş Müderrisi Şeyh Abdülgani Mutlu ile birlikte Uzay Haber Tv Muhabirine açıklamalarda bulundu. Altındağ ve Mutlu, tarihi medresede Şeyh Abdurrahman-ı Tahi'nin müderrislik yaptığını ve Bediüzzaman Said-i Nursi'nin de burada eğitim gördüğünü belirtti.
Kaynak: Diyarbakır Söz