Ülke genelinde yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam imkânı sağlayan ve 200’ün üzerinde alt sektör ile toplamda 4 milyon kişiye istihdam olanağı sunan inşaat sektörünün, dünyada ve ülkede yaşanan gelişmeler girdi maliyetlerindeki yüksek oranlı artışlar ile çok zor bir süreç yaşıyor. İstihdamın lokomotifi pozisyonundaki sektör can suyu adımlar beklerken, altyapı ve üst yapı inşaatlarında kullanılan malzemelerde yaşanan beklenmedik fiyat artışı en çok kamuya iş yapan müteahhit firmaları zor durumda bıraktı.
TASLAK YILBAŞI SONRASI TBMM’YE SUNULACAK
Kamuya iş yapan müteahhitlerin temsilcileri yaptıkları yazılı açıklamada, hedeflerinin makul zararlar olmasına bile razı olarak işleri tamamlamayı birinci öncelik yaptıklarını belirtti. Kamuya iş yapan müteahhitlerin, inşaat malzemelerinde meydana gelen fahiş ve katlanılamaz fiyat artışları nedeni ile talep etmiş oldukları ilave fiyat farkı için, ilgili kurumlarca yapılmış taslak çalışma kamuoyu ile paylaşıldığı hatırlatmasında bulunulan açıklamada, söz konusu taslak çalışmanın 4 Ocak 2022 tarihinde TBMM başkanlığına sunulacağı kaydedildi.
“TASARI BİZLERE FAYDA SAĞLAMIYOR”
“Biz kamu müteahhitleri olarak, sadece 2021 yılı Temmuz-Aralık ayını kapsayacak şekilde hazırlanmış tasarının bu hali dikkate alınarak bir hesaplama yaptığımızda; gelecek olan ilave fiyat farkı ile biz kamu müteahhitlerinin yüklendiği işler nedeni ile şuan için uğramış /uğrayacak oldukları zararları mukayese ettiğimizde, tasarının bizlere fayda sağlamadığı, ekonomik olarak uğrayacağımız zarar ve yıkımların çok çok altında olduğu ve bu zararları karşılamayan bir çalışma olması nedeni ile işlerin bu hali ile devam ettirilebilmesi mümkün olmadığını üzülerek bildirmekteyiz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“TEMİNAT YAKMA YOLUNA GİTMEYİ SEÇMEK ZORUNDA KALACAĞIZ”
“Bu nedenle, aynı durumda olan binlerce kamu müteahhidi olarak, hiç istemediğimiz ve düşünmediğimiz halde, bu hali ile işleri yapamayacağımızdan ve devam ettiremeyeceğimizden ve bu sebeple teminat yakma yoluna gitmeyi seçmek zorunda kalacağımızı bildirmek zorundayız. Örneğin, basit bir hesaplama ile anlatmak gerekirse, 100 milyon TL teklif vererek iş yüklenmiş olan bir müteahhitin, malzemelere gelen ortalama %200-300 fahiş zam oranları sonrasında aynı işin müteahhite maliyeti şuan tahmini olarak en az 250 milyon TL gibi bir rakama tekabül etmektedir.
‘BU RAKAM GERÇEK ZARARI KARŞILAMAKTA ÇOK ÇOK UZAK’
Kamuoyuna sunulmuş bu tasarıya göre, müteahhite verilmesi öngörülen ilave fiyat farkı ise, tahmini olarak %10-20 civarında öngörülmekte olup bu rakam gerçek zararı karşılamaktan çok çok uzaktır. Aradaki zararı ise müteahhidin kendi sermayesi ve cebinden karşılayarak işi yapması ve teslim etmesi beklenmektedir. Bu da yüklenmiş olduğumuz işleri yapılabilir olmaktan çıkarmaktadır ve imkansız hale getirmektedir. İnşaat temel iş kalemlerinde meydana gelen %200-300 oranındaki fahiş zamlar sonrası, ekonomik yıkıma neden olacak bu zararı karşılaması ve tolere etmesi mümkün olmayan biz müteahhitler, dayanma gücümüz olmayan bu durum karşısında son seçenek olarak işi bırakıp teminatlarını yakma yoluna gitmeye adeta mecbur bırakılmaktadır.
BİNLERCE MÜTEAHHİT ŞİRKET İFLASA SÜRÜKLENECEK
Her ne kadar tasarı halindeki kararnamede, kamu yatırımlarının devamlılığı ve aksama olmaması için biz müteahhitlere yönelik bir çalışma yapılmış ve bu çalışmada tasfiye hakkı verilmemişse de, gelinen durum itibarı ile biz kamu müteahhitleri, istemedikleri halde tek taraflı mecburi bir tasfiye yapmaya mecbur olacak, sonucunda ise binlerce müteahhit şirket iflasa sürüklenecek, ekonomik kaos oluşacak, aynı zamanda kamu yatırımları duracak ve İdareler çok daha yüksek fiyatlara yarım kalan işleri yeniden ihaleye çıkarmak zorunda kalacaktır.
İHALELERE TEKLİF VERİLMİYOR
Kaldı ki, yaşanan bu fahiş fiyat artışı ve belirsizlik nedeni ile son 3-5 aydır yapılmakta olan üst yapı bina işleri ihalelerine bakıldığında, bu ihalelere ya hiçbir isteklinin teklif vermediği ve katılmadığı yahut da verilen tekliflerin yaklaşık maliyetlerin %20-30 oranında üstünde zamlı teklifler olduğu görülmekte, bu nedenle ihaleler yapılamamakta ve kamu yatırımları yine sekteye uğramaktadır.
İLAVE FİYAT FARKI VERİLMESİ ZARURİDİR
Sonuç olarak, kamuoyu ile paylaşılmış olan kesinleşmemiş taslak halindeki bu tasarının, bu hali ile sadece 6 aylık bir dönem için ve devamı olmayacak şekilde ilave fiyat farkı içermesi, biz müteahhitlerin taleplerini kesinlikle karşılamamaktadır. Şu durumda biz müteahhitlerin hiçbir kar amacı gütmediğini tam aksine tolare edilebilir makul seviyedeki zararları dahi üstlenmeyi göze alarak, işleri tamamlamayı birincil olarak istediğimizi bildiririz. Ancak bunun için biz kamu müteahhitlerine verilecek gerçek zarar ve mağduriyetleri karşılayacak nitelikte bir ilave fiyat farkı verilmesi zaruridir.
İŞLERİN DEVAM EDEBİLMESİ İÇİN ZORUNLU TALEPLER
Taslak kararnamenin bu hali ile meclisten geçmesi halinde, mevcut işlerin ekonomik anlamda devam etmesi ve sürdürülebilirliğinin mümkün olmadığını ve sayısı binleri aşan biz kamu müteahhitleri açısından telafisi imkansız zararlara ve ekonomik yönden çöküntüye uğrayacağını bildirir ve Müteahitlere şu iki seçeneğin sunulmasını talep etmekteyiz;
a-ilave fiyat farkı verilmeli; verilecek fiyat farkı belirlenirken, pandemi süresince TÜİK’in açıklamış olduğu fiyat farkı İle piyasaya gelen reel zam farkının tespit edilerek aradaki farkın ilave fiyat farkı olarak verilmesini
b-Şarta bağlı olmayan tasfiye hakkı” taleplerimiz doğrultusunda gerekli çalışmaların ivedilikle yapılmasını arz ederiz”
Kaynak: Diyarbakır Söz