Müslüm baba, (Müslüm Gürses) şahsına münhasır müzede 3. ölüm yıldönümünde saygıyla anıldı

3 MArt 2013 yılında tedavi gördüğü hastaneden gelmişti Müslüm Gürses'in ölüm haberi! Dün gibi ölümünün bugün 3. yıldönümü. Müslüm Gürses'in ölümünün 3. yılı, Müslüm Gürses Müzesinde unutulmadı ve hayralarının akınına uğradı

Müslüm baba, (Müslüm Gürses) şahsına münhasır müzede 3. ölüm yıldönümünde saygıyla anıldı

3 MArt 2013 yılında tedavi gördüğü hastaneden gelmişti Müslüm Gürses'in ölüm haberi! Dün gibi ölümünün bugün 3. yıldönümü. Müslüm Gürses'in ölümünün 3. yılı, Müslüm Gürses Müzesinde unutulmadı ve hayralarının akınına uğradı

Bugün, arabesk müziğin unutulmaz ismi Müslüm Gürses'in aramızdan ayrılışının üçüncü yılı... Usta sanatçıyı sevenleri unutmadı. Sosyal medyada açılan #MüslümGürsesiUnutmadık tag'i altında yapılan paylaşımlarla da Gürses anıldı. 3 Mart 2013'te yaşama veda eden usta sanatçıyı, saygı ve sevgiyle anıyoruz...

3 Mart 2013 yılında tedavi gördüğü hastanede vefat eden Şanlıurfalı sanatçı Müslüm Gürses'in hayranları, Gürses'in ölüm yıl dönümü nedeniyle Müslüm Gürses Müzesi’ne akın etti.

 Sanatçının okunan parçaları eşliğinde sanat yaşamı boyunca sahnede giymiş olduğu kostümlerinin, müzik aletlerinin, plak, kaset ve fotoğraf aksesuarlarının sergilendiği müzede Gürses'in hayranları duygu dolu anlar yaşadı. Sanatçının kişisel eşyalarını yakından inceleme fırsatı bulan Gürses severleri balmumundan yapılmış Müslüm Gürses heykeliyle de bol bol  hatıra fotoğrafı çektirdi.

Gürses'in hayranı olduğunu ve yıllardır Gürses'in adını verdiği iş yerinde kaset sattığını belirten Hüseyin Burkankolu, her yıl olduğu gibi bu yılda Gürses'in ölüm yıl dönümü nedeniyle müzeyi gezdiğini söyledi.

Müslüm Babayı yaşatmaya çalıştıklarını vurgulayan Burkankolu, "Müslüm Gürses'in üçüncü yıl döneminde Müslüm Gürses hayranlarıyla birlikte adının verildiği sanat müzesindeyiz her zaman olduğu gibi Baba'yı yaşatmaya çalışıyoruz, güzelliklerle anlamaya çalışıyoruz Müslüm Gürses müzesinde kostümleri, plakaları, kasetleri her şeyi burada mevcut biz Müslüm Gürses hayranlarını müzeye bekliyoruz" dedi.

"ZİYARETÇİ YOĞUNLUĞU YAŞANIYOR"

Müze sorumlusu Zeynep Yılmaz, ise değerli sanatçı Gürses'in ölüm yıl dönümlerinde müzenin ziyaretçi akınına uğradığını aktardı.

 Yılmaz,"Merhum sanatçımız  Şanlıurfa'da doğup daha sonra ailesiyle Adana'da yaşayan daha sonra müzik kariyerini İstanbul'da devam ettiren Türkiye mal olmuş bir sanatçıdır. Müslüm Gürses ona has olan bir kitlesi var. geçirdiği bir rahatsızlık sonucu vefat eden Gürses'in adını taşıdığı bu müzede hayranları sık sık gelip ziyaret ediyorlar, ölümün üçüncü yıl dönümünde her zamanki gibi ziyaretçi yoğunluğu başladı. 2 bucuk yıldan beri açılan müzemizde yaklaşık 30 bin kişi ziyaret etti" ifadelerini kullandı.

MÜSLÜM GÜRSES BİYOGRAFİSİ

Müzisyen, şarkıcı. Gerçek adı Müslüm Akbaş’tır. Hayranları tarafından Müslüm Baba olarak anılmaktadır. Arabesk müziğin en başarılı isimlerinden biri olarak kabul edilen Gürses, özellikle 90’lı yıllarda bir fenomen haline gelmiş, konserlerinde jiletle kendisine zarar veren fanatik hayranları nedeniyle büyük tartışma konusu olmuştur. İlerleyen yıllarda müzikal kimliği değişmiş, farklı türlerde eserler ortaya koymuş olan sanatçı, Teoman’ın Paramparça ve Tarkan’ın İkimizin Yerine adlı şarkısını, Nilüfer’in Olmadı Yar isimli şarkısını, veSezen Aksu şarkılarını da seslendirmiş, ünlü yazar Murathan Mungan’ın sözlerini yazdığı ve tamamı yabancı şarkıların cover’larından oluşan "Aşk Tesadüfleri Sever" isimli albümü çıkarmıştır. 7 Mayıs 1953’te Urfa’nınHalfeti ilçesinin Fıstıközüköyünde dünyaya geldi. Babası Mehmet Akbaş, annesi Emine Akbaş’tı.Zeyno ve Ahmetisimlerinde iki kardeşi olan Gürses’in babası çiftçilikle uğraşıyordu ve bağlama çalıyordu. Müslüm Gürses'in çocukluğunun ilk yılları Şanlıurfa'da geçti. Gürses üç yaşındayken ekonomik nedenlerden dolayı ailecek Adana'ya göç ettiler. Terzi çıraklığı yaptı, kunduracılık yaptı. İlkokuldan mezun olduktan sonra eğitim hayatına devam etmeyen Müslüm Gürses; 14 yaşındayken Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Gürses olan Soy ismini de o zamanlar almıştır. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söyleyecekti;

İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum.

1968 yılında albüm yapmak için İstanbul’a gelen şarkıcının Emmioğlu/Ovada Taşa Basma isimli plağı üç yüz bin satış yaparak o dönem için büyük başarı kaydetti. Gün geçtikçe tanınan Gürses, şöhretinin ilk yıllarında çıktığı Anadoluturnesi sırasında büyük bir kaza geçirdi. Alın kemiği kırılan sanatçı yaşadıklarını daha sonra şu şekilde dile getirecekti:

O kazada şoför öldü… Beni de öldü sanmışlar zaten… Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi birşey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…

Kaza sonrası çıkardığı "Özür diliyorum senden", "İsyankar", "Ben insan Değil miyim" gibi albümlerle çıkışını sürdüren sanatçı, arabesk türünde en çok ilgi gören isimlerden biri oldu.

1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, birçok uzun metrajlı filmde daha hayranlarıyla buluşacaktı.

Çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu sinema oyuncusu Muhterem Nur’la 1982’de çıktığı Malatya turnesi sırasında karşılaşan şarkıcı, 1985 yılında Nur’la hayatını birleştirdi.

90’lı yılların başında gördüğü büyük ilgi üzerine ortaya çıkan ve Müslümcüler olarak anılan büyük bir fanatik kitlesi şarkıcının konserlerinde kendilerine zarar vermeye başladılar. Müslüm Gürses şarkılarındaki yalnızlık, hayata duyulan öfke ve ayrılık acısı gibi temaların dinleyicisinde yarattığı bu etki giderek bir fenomen halini almıştı. Şarkıcının zaman zaman yaptığı uyarılara rağmen konserlerinde birçok dinleyicisi jilet kullanarak vücuduna zarar veriyordu. Arabeskin içinde bir alt kültür olarak kendini var eden bu durum, Gürses şarkılarına olan ilgiyi körüklüyordu.

90’lı yılların sonlarına doğru şarkıcının konserlerinde gerçekleşen ve ayini andıran bu görüntüler toplumun birçok kesiminden büyük tepki almaya başlamıştı. Gürses, o dönemde çıkardığı albümlerle de eski ilgiyi göremedi ve lüks bir teknenin güvertesinde çekimini gerçekleştirdiği klibi hayranlarının büyük tepki göstermesine neden oldu. Zira dinleyici kitlesi genel olarak kente uyum sağlayamayan, ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü düşünen varoşlardan oluşuyordu. Dolayısıyla bu durum hayranlarında çelişki yaratmıştı. Müslüm Gürses’in o dönemde 15 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elanor plak firmasıyla da yolları ayrıldı.

Az konuşan ve ekranlarda pek fazla görünmeyen sanatçı zaman içinde medyada daha fazla yer almaya başladı. Bu değişim rüzgarları Gürses’in müzisyen kimliğine de yansıyacaktı. Nilüfer’in Olmadı Yar isimli şarkısını yorumlayarak bu değişimin ilk sinyallerini veren şarkıcı, Teoman’ın Paramparça ve Tarkan’ınİkimizin Yerine adlı çalışmalarını da seslendirdi. Gürses kendisini eleştirenlerle ilgili olarak da şu yorumda bulundu:

Son günlerde bir de Arabesk mevzularında ‘’değişime uğradı’’ gibi görüşler türedi! Biz değişmedik… Özümüzde aynıyız… Ufak tefek alt yapı hadisesinde farklılık göründüyse de biz özümüzü muhafaza ediyoruz.Müsterih olsunlar, bir yere kaybolmadık. Tarzımızdan uzaklaşmak gibi bir gayretimiz, çabamız olmadı, olmaz da. Biz o pop şarkıları kendimize has bir şekilde okuyoruz. Herkes müsterih olsun.

1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, toplam 39 sinema filminde rol almıştır.

Gürses’in, 2006’da yazar Murathan Mungan’la ortak projesi “Aşk Tesadüfleri Sever” müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan’ın sözlerini yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendiren Gürses yine çok konuşuldu.

2010 yılında Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza atmıştır.

1982 yılında tanıştığı Muhterem Nur’la 1985 yılında evlendi, ve hala evlilerdir.

15 Kasım 2012 tarihinde kalbine stent takılan Müslüm Gürses'in karaciğer ve böbreklerinde çıkan sorunlar nedeniyle 18 Kasım 2012 Pazar günü durumu ağırlaşmıştır.

Yaklaşık 4 ay Memorial Şişli Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde solunum cihazına bağlı olarak tutulan Müslüm Gürses 3 Mart 2013 tarihinde 60 yaşında vefat etmiştir.

Filmleri :

2011 - Şov Bizinıs - 2008 - Esrarlı Gözler - 2007 - Amerikalılar Karadeniz’de 2 –

2005 - Balans ve Manevra –

2002 - Ömerçip - 2002 - Bir Akıllı Bir Deli –

2002 - Muhabbet Kuşları - 1990 - Dertler İnsanı - 1990 - Dünya Boştur –

1988 - Yalnızlık Korkusu - 1988 - Sevmemeli - 1987 - Oğlum –

1987 - Talihsizler - 1986 - Töre - 1986 - Yıkıla Yıkıla –

1986 - Seher Vakti - 1986 - Çığlık - 1986 - Beleşçiler –

1986 - Küskünüm - 1986 - Kader Rüzgarı - 1986 - Kısmetin En Güzeli –

1985 - Yaranamadım- 1985 - Kul Kuldan Beter - 1985 - Güldür Yüzümü –

1985 - İkizler - 1984 - Garibanlar - 1984 - Bir Yıldız Doğuyor - 1984 - Çare Sende Allah'ım - 1984- Sev Yeter - br> 1984 - Ağlattı Kader - 1983 - Anlatamadım –

1981 - Mutlu Ol Yeter - 1980 - Bağrı Yanık - 1980 - Hasret - 1980 - İtirazım Var - 1980 - Kul Sevdasi - 1980 - Hasret - 1980 - Zeytin Gözlüm –

1979 - İsyankar -

Albümleri :

Aldatılanlar

Ayrılık Acı Bir Şey

Açık Hava Konserleri 1

Ah Gülüm

Altın Şarkılarım

Anlatamadım

Arkadaş Kurbanıyım, Benim Kaderim

Arkadaşım

Aşk Tesadüfleri Sever

Bakma

Bekle Sevgilim - Nerelerdesin

Benim Meselem

Bir de Benden Dinleyin

Bir Bilebilsen - Zalim

Bir Fırtına Kopacak

Bir Kadeh Daha Ver

Biz Babadan Böyle Gördük

Bizi Kimse Ayıramaz

Canım Dediklerim

Dağlarda Kar Olsaydım

Dertler İnsanı

Dünya Yalan

Düşenin Dostu Olmaz

Esrarlı Gözler

Garipler

Gitme

Gönlünüzdeki Altın Şarkılar

Gönül Teknem

Güldür Yüzümü

Güle Güle Git

Hani Söz Vermiştin

Herşey Yalan

İkimizin Yerine

İsyankar

Kısmetim Kapanmış

Küskünüm

Müslüm Gürses Konseri

Mahsun Kul

Maziden Bir Demet

Meyhaneci - Kırık Sazım

Mutlu Ol Yeter

Müslümce turkuler

Müzik Ziyafeti

Müslümce 92

Nerelerdesin

Öldürdüğün Yetmedi mi

Paramparça

Sadece Türk Sanat Müziği

Senden Vazgeçmem

Sevda Yolu

Sultanım

Talihsizler

Tanrı İstemezse

Topraktan Bedene

Tövbe Etmek - Bir Avuç Gözyaşı

Usta - Ne Yazar

Uyanma Zamanı - Kıyak Bitti

Vay Canım Vay

Vefasız Alem

Yanarım

Yanlış Yaptın

Yaranamadım

Yıkıla Yıkıla

Zavallım

Zincirli Kuyu

Muhterem Nur; gerçek adı Aysel Muhterem Kısa’dır. 31 Aralık 1932 de Eski Yugoslavya şimdi ise Makedonya sınırları içinde olan Manastır şehrinde dünyaya gelmiştir. 16 yaşındaki annesini doğum esnasında kaybetti, babasını hiç tanımadı. "Anne" dediği teyzesi büyüttü onu. Ona olga adını verdiler. Yugoslav hükümetinin müslümanlara yaptığı aşırı baskıları altında kalan Manastır Türkleri arasında başlayan göçle birlikte oda çok küçük yaşlarında ailesinin geri kalanıyla Türkiye’ye göç etti. Diğer göçmenlerle birlikte önce Tekirdağ’a yerleştirildiler. Fakat tüm servetini Manastır’da bırakan ailesi yaşadığı zor şartlara daha fazla dayanamayıp 1942'deİstanbul Eyüp’te küçücük bir eve sığındılar. Yeni nüfus cüzdanıyla adı Aysel Muhterem, soyadı da Kısa oldu. Çocukluğu İstanbul - Eyüp'te geçti. İlköğrenimini Eyüp 36. İlkokulunda yapar.

Uzun yıllar fabrika işçisi olarak çalıştı. Günde 1 lira alıyordu bu çalışması karşılığında. Sinemaya o günlerde tesadüfen tanıştığı ünlü ses sanatçısı ve aynı zamanda dönemin en büyük film yapımcısı Halk Film’inde ortağı olan Suzan Yakar Rutkay’ın desteğiyle 1950 yılında "Yıldızlar Revüsü" filminde figüran olarak oynayarak sinema hayatına başladı. Fabrikadaki işinden ayrılıp günde 5 lira ücretle filmlerde figüranlık yapmaya başladı. Yıldızı parlayıncaya kadar da 20'nin üzerinde filmde küçük roller oynadı.. Derken onu bütün Türkiye'ye tanıtacak olan Üç Arkadaş filminde başrol üstlendi.

Memduh Ün'ün yönettiği 1958 tarihli artık klasikleşmiş bu filmde Fikret Hakan,Semih Sezerli, Salih Tozan gibi dönemin yıldızlarıyla birlikte rol aldı. Filmde kör bir genç kızı canlandıran Muhterem Nur, bebeksi güzelliği ve naif rol yeteneğiyle bir anda sinema tutkunlarının kalbinde yer etti. Sonra da kariyerinde hızlı bir yükselişe geçti. Bu arada etrafında da epey geniş bir hayran kitlesi oluştu. ... Ve hatırı sayılır bir para kazanıyordu... Ve bir o kadar da korkusuzca harcıyordu kazandıklarını... Bir çok sanatçının düştüğü yanlışa düşmüştü o da...Bu durumun hep böyle süreceğini sanıyordu. Ama öyle olmadı... Sıkıntılı günler yaşadığı dönemde bu durumu "Bütün paramı gece hayatında asalaklarla harcamışım" diye dile getirecekti Muhterem Nur... Para musluğunun hep açık kalacağını sanan Muhterem Nur, yanıldığını anlamıştı.. Biraz geç de olsa... Simit alacak parası bile olmadığı bir bayram günü hissettiklerini şöyle anlatmıştı Muhterem Nur: "Bir bayram günü, herkes bayram yaparken, ben bir simit bile alamayacak kadar parasızdım. 1972 yılıydı.

Kısa sürede başrollere yükselerek bir çok film çevirmesine karşın, dönem oyunculuğuna bağlı kalması nedeniyle iş yapamaz olan sanatçı, şöhretini de yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Maddi sıkıntıları da artık başa çıkamayacağı boyuta ulaşmıştı. Sonunda ödeyemediği borçları yüzünden 1967 yılının Mart ayında 10 gün hapis yattı.

1965 yılından itibaren sinema çalışmalarını azaltarak dansöz olarak sahneye çıkmaya başladı. 1967’de şarkıcı olarak sahneye çıkmaya başladı. 1970 yıllarda daha çok küçük gazinolarda ve turne ekiplerinde şarkıcı olarak çalışanMuhterem Nur, Tekrar sinemaya dönerek aralıklı yıllarla 2002'ye kadar sinemada yer aldı.

1982 yılının Mayıs ayında , ileriki yıllarda arabesk müziğin “baba” lakaplı olanMüslüm Gürses ile Malatya turnesinde tanışarak hayatına yeni bir yön çizdi. İki sanatçı 5 Mayıs 1986 da Beykoz Evlendirme Memurluğu'nda gizlice evlenmiştir.

Türk sinemasının ünü ülke sathına yayılmış ilk ve gerçek starı olan Muhterem Nur, filmlerinde kent soylu kadın tipinin dışına çıkarak daha çok ezilen ve yok sayılan kadın tiplemesiyle tanındı. Yeşilçam’ın en çok ağlayan, en çok ağlatan, mendil parçalatan kadını olarak tanınan Muhterem Nur, 1950’li ve 1960’lı yıllarda her ne kadar kayıt altına alınmamış olsalar dahi hâsılat rekorları kıran filmleriyle Türk sinemasının seyirci profiline en çok katkıda bulunan en önemli kadın oyuncularından biridir.

Evlilikleri : İlk evliliğini 1961 yılında gazeteci-aktör Işın Kaan ile yaptı, bu evlilik 1963 yılında boşanma ile bitmiştir.

Bundan sonra çeşitli birliktelikleri olur ( Memduh Ün, Cihat Aşkın, Yılmaz Duru,Efkan Efekan, Ümit Utku onun hayatına giren ünlülerden bazıları.).

Ve 1982 yılının Mayıs ayında tanışıp, 1986 yılının Mayıs ayında Beykoz Evlendirme Memurluğu'nda gizlice Müslüm Gürses ile evlenmiştir.

Ödülleri : 4. Adana Altın Koza Film Şenliği, 1972, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Kara Gün filmi ile 17.İstanbul Film Festivali - 1998, Onur Ödülü 3.İpekyolu Film Festivali - 2008 - Onur Ödülü

Kaynak: Diyarbakır Söz