Kelebek yazarı Ayşe Aral'ın çocukluk yazısı

Hürriyet Gazetesi'nin acı kaybı. Hürriyet Kelebek yazarlarından Ayşe Aral, geçtiğimiz gün hayatını kaybetti. Evinde ağırlaştığı öğrenilen Ayşe Aral2ın hastaneye kaldırıldığı ve akabinde de yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamdığı öğrenildi.

Kelebek yazarı Ayşe Aral'ın çocukluk yazısı

Hürriyet Gazetesi'nin acı kaybı. Hürriyet Kelebek yazarlarından Ayşe Aral, geçtiğimiz gün hayatını kaybetti. Evinde ağırlaştığı öğrenilen Ayşe Aral2ın hastaneye kaldırıldığı ve akabinde de yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamdığı öğrenildi. hayat dolu yazar Ayşe Aral'da kalp pili takılı olduğu öğrenilirken,  yaşında olan usta yazarın ölüm sebebi de sevenlri tarafından merak edildi.

Ünlü karikatürist Tekin Aral’ın kızı olan Ayşe Aral yarın Zincirlikuyu Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek.

AYŞE ARAL'DAN...

Çok seviyorum çocukları, kendi doğurduğumu da, doğurmadıklarımı da.

İçime sokasım var her birini, hepsini...

Geçen gün yürüyüş yapıyorum.

Bebek’te karşıma çıktı 4 çocuk, nasıl tatlılar nasıl...

“Abla” dediler, para vermeye kalktım.

“Yok be abla para verme, bize hamburger al” dediler.

İçim yandı, cebimdeki parayla alabildiğim kadarını aldım.

Suratlarındaki gülümsemeyi, o hazzı izledim onlar hamburgerlerini yerken.

Sonra çak çak yaptık, ben yürüyüşe devam ettim.

Sonra bir kafede bir kahve içtim.

Aklıma annesi tarafından içki ve sigara içirilen 5 yaşındaki çocukcağız geldi.

O nasıl bir şeydi?

Allah’tan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya sahip çıktı, çocuğu aileden aldı.

Birisi camiye girdi, namaz kılan bütün çocuklara tekme tokat daldı!

Bir baba 5 yaşındaki oğlunu kaburgaları kırılıncaya kadar dövdü.

Neymiş, çocuk uyumuyormuş!

Vicdansız çocuk bakıcılarının dehşetini izlerken kanımız donuyor!

Öldürülen, tecavüze uğrayan çocukları yazamıyorum bile, yüreğim el vermiyor...

Çocuğa yapılan kötü muameleyi duyunca kalbim yerinden çıkıyor, nefesim kesiliyor.

Bunlar basına yansıyan, gazetelerde okuduğumuz, televizyonda izlerken sinir harbi yaşadığımız çocukların haberleri.

Peki ya hiç duymadığımız, bilmediklerimiz, kimsenin aklına gelmeyen, unutulan çocuklarımız yok mu?

Ne demek mi bu?

Hapishanede yaşayan, büyüyen çocuklar.

Anneleriyle birlikte cezaevinde yaşayan çocuklarımız.

Annelerinin cezasını birlikte çeken minik bedenler.

Kaçımızın haberi var bunlardan ya da hangimiz merak ediyoruz oradaki çocukları?

Soğuk duvarların arasında, son derece sağlıksız ortamda büyümeye çalışanlar...

Kendi çocuğunuzu nasıl büyüttüğünüzü düşünün lütfen.

Mamasını hazırlarken nasıl özeniyorsunuz, ek gıdaya başlayınca ne yedirsem diye şaşırıyorsunuz değil mi?

Hapishanedeki çocuklar ise büyükler ne yerse onu yemek zorundalar biliyor musunuz?

Siz çocuğunuza özel ağzını dişini acıtmayacak plastik kaşık çatal alırken, onların öyle bir lüksü yok maalesef.

Bebeğinizin gaz sancısı tuttuğunda eliniz ayağınıza karışıyor, onu sakinleştirebilmek için belki de arabayla tur atıyorsunuz.

İçerideki bebekli annelerin durumunu hiç düşündünüz mü peki?

Çocuğunuza özel oda, yatak hazırlarken siz, oradaki çocuklar anneleriyle birlikte yatıyor.

Oyuncaksız büyüyor o çocuklar, hangimiz biliyor bunu?

Bunlar bizim çocuklarımız.

İlla bizim bedenimizden dünyaya gelmesi gerekmiyor!

Kendi doğurduğumuz çocuk gibi sevmezsek, sahip çıkmazsak onlara, nasıl güzel bir geleceğimiz olabilir ki? (HÜRRİYET - KELEBEK)

Kaynak: Diyarbakır Söz