Istanbul Photo Awards jürisi Carol Guzy, yarışmaya katılan fotoğrafları değerlendirdi:

Istanbul Photo Awards jürisi Carol Guzy, yarışmaya katılan fotoğrafları değerlendirdi:

Istanbul Photo Awards jürisi Carol Guzy, yarışmaya katılan fotoğrafları değerlendirdi:

Guzy, AA muhabirine, yarışmaya katılan fotoğraflar ve foto muhabirliğinin önemine ilişkin açıklamada bulundu.

Carol Guzy, "Gerçekten çok çok fazla seçilecek güçlü fotoğraf vardı, hangisinin en iyisi olduğunu söylemek zordu, çünkü hepsi çok güçlüydü." diye konuştu.

AA'nın 2023'te 9'uncusunu düzenlediği Istanbul Photo Awards'ın "Yılın Fotoğrafı" ödülünü kazanan European Pressphoto Agency (EPA) fotoğrafçısı Sergey Kozlov'un "Ukrayna-Rusya Savaşı" başlıklı eseri hakkında Guzy, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu fotoğraf geçmiş bir zamandan kalmış hissi veriyordu. Herkesin etkilendiğini düşündüğüm ikonik bir havası vardı. Monoton siyah-beyaz fonda akan kanın kırmızısı oldukça etkileyiciydi ve bunun aklımızda silinmez bir iz bıraktığını düşünüyorum."

Guzy, yarışmayı 3. sırada tamamlayan Reuters muhabiri Alkis Konstantinidis'in Ukrayna'da bir kadının ölen babası için ağladığı anları yansıtan fotoğrafının da "güçlü bir aday" olduğunu belirterek "Bu fotoğraf yürek burkucuydu. Ukrayna fotoğrafıydı. Sivil ölümler Ukrayna'nın hikayesi, bunu yansıttığını hissettim." dedi.

Ukrayna savaşının 2022'nin en önemli başlığı olduğunu ve bunun da yarışmaya gönderilen fotoğrafları etkilediğini vurgulayan Guzy, kendisinin de Ukrayna'ya haber yapmak için gittiğini kaydetti.

Guzy, "Savaş muhabirliği yapmak bile birçok açıdan zor bir karardı. Sağlık konusu bunlardan bir tanesi. Bu nedenle, cepheden haberler değil de özel haberler yapmaya karar verdim. Tabii Ukrayna'nın tamamı cephe hattıydı. Hiçbir yer güvenli değil. Sivil kayıplarına doğrudan şahitlik ettim." ifadesini kullandı.

- Yarışmada kazananların belirlenmesinde "içerik ve anlar" kilit nokta

Yarışmanın kazananlarının nasıl belirlendiği konusundaki deneyimlerini de paylaşan Guzy, karar sürecinde "içerik ve anların" kilit olduğunu belirtti.

Guzy, "Beni etkileyen bir fotoğrafta, teknik kalitenin tam doğru yerinde olmamasını affedebilirim. Biliyorsunuz herkese içgüdüsel, kişisel ve duygusal olarak ulaşmak her zaman hedef olmalı ve özellikle fotoğrafın hikayesi anlatılarak biraz derinlik katılmalı." görüşünü paylaştı.

Fotoğrafın hedef kitlesinin subjektif olabileceğinin her zaman akılda tutulması gerektiğini vurgulayan Guzy, "Yarışmada birinci olamamanız, eserinizin çok güçlü olmadığı ya da değeri hak etmediği anlamına gelmez." ifadesini kullandı.

Guzy, gelecek yıl yarışmaya girmek isteyen foto muhabirlerini "fotoğraf altyazıları konusunda daha dikkatli olmaları" konusunda uyararak, "Fotoğraf altyazısı, fotoğraf ya da haber için çok büyük fark yaratabilir. Fotoğrafın ardındaki anlamı daha iyi anladığımızda, görselin önemini de daha iyi kavrarız." görüşünü paylaştı.

- "Günlük yaşam, portre ve doğa fotoğrafçılığının eşit önemde olduğuna inanıyorum"

Yarışmanın, haber ve spor alanlarında farklı kategorileri olmasının oldukça önemli olduğunun altını çizen Guzy, "Ben, günlük yaşam, portre ve doğa fotoğrafçılığının eşit önemde olduğuna inanıyorum." ifadesini kullandı.

Guzy, bu tarz kategorilerin rutin haberlerin ötesine geçme kabiliyeti olduğunu ve günlük hayatın içindeki konulara daha yakından bakma fırsatı verdiğini belirterek, özellikle çevre kategorisinin dünya için önemine dikkati çekti.

"Tekil Doğa ve Çevre" kategorisinde İspanya'daki yangınları endişeyle izleyenleri fotoğraflayarak birincilik ödülüne layık görülen Brais Lorenzo'ya ait eser hakkında Guzy, "Bu gerçekten etkileyiciydi. İnsani birçok yönden kendisine çeken çok ilginç bir görüntüydü." yorumunu yaptı.

Macar yaban hayatı fotoğrafçısı Bence Mate'in kuş fotoğrafını da "enfes" olarak tanımlayan Guzy, "Sadece sorunlara odaklanmamız gerektiğini düşünmüyorum. Bazen yaşamanın doğuştan gelen zevkini de göstermemiz gerekir." dedi.

"Tekil Portre" birincisi İran'da Mahsa Amini'nin ölümünün ardından başlayan kadın hareketini ele alan çalışmasıyla Elham Abbasloo hakkında da Guzy, "Bu çok derinden duygulandırıcı ve diğer portreler de inanılmaz derecede çağrışımcıydı." ifadesini kullandı.

- Foto muhabirliğinin gücünü vurguladı

Guzy, belgesel foto muhabirliğinin kamuoyunun dikkatine sunulması gerektiğini belirterek "Bu kadar güçlü haber takibinin dünyayı anlamamız için kritik olduğunu her zaman vurgulayabiliriz. Foto muhabirleri de ister yüksek riskli alanlarda olsun ister kendi çevrelerinde olsun bu önemli işi yaptıkları için takdiri hak etmelidir." diye konuştu.

Foto muhabirliğinin çok büyük bir gücü bulunduğunu ve foto muhabirlerinin dünyanın gözü olduğunu vurgulayan Guzy, "Fotoğrafları bugünün dünyasını değiştirmeyebilir ancak insanların bir konu hakkındaki farkındalığını büyük oranda değiştirebilir, olumlu bir değişim yaratabilir ve insanların gözünü açabilir." dedi.

Guzy, doğrunun kimin doğrusu olduğunun da önemini vurgulayarak, foto muhabirlerinin en doğruları yansıtma sorumluluğuna değindi.

İnsanların buna rağmen medyada doğruyu kaybettiğini ve yapay zekanın artmasının bu durumu daha da kötü hale getirebileceğini söyleyen Guzy, "İnsanları haber takibi konusundaki rolümüz hakkında eğitmek bizim sorumluluğumuz ve bu, eğitimli profesyoneller tarafından yapılınca fark yaratıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Guzy, 6 Şubat depremlerinin ardından yaşadığı duyguları anlattı

Guzy, çatışmalar ve doğal afetleri haberci olarak takip etmenin kişisel riskleri olduğunu ancak bunun yanı sıra duygusal cesaret de gerektirdiğini vurgulayarak, "Bence amaç her zaman, açıklamak istediğimiz olaylardaki sorun ve neden olduğu zararları, izleyici ile empati uyandıracak ve tabii ki farkındalık yaratacak şekilde ortaya koymaktır." dedi.

Türkiye'ye de 6 Şubat depremlerinin ardından geldiğini ve birçok yeri gezdiğini belirten Guzy, "Kendimi mahşerde gibi hissettim. Fotoğraflara sığdıramadığımız şey, olayın büyüklüğü, insanların çokluğu ve etkilenen şehir sayısıydı. Durum gerçekten yürek parçalayıcıydı." ifadesini kullandı.

Guzy, genç foto muhabirlerinin iyi eğitim almadan savaş alanlarına gitmemeleri gerektiğinin, bu durumun sadece onlar için değil onlara yardım etmek isteyen kişiler için de risk oluşturduğunun altını çizerek, "Gazetecilik sadece bir görev değildir. Tabii ki onu sevenler için bir tutkudur. Kelimenin tam anlamıyla kalbimizdir, hayatımızdır. Ben görsel bir hikaye anlatıcısı olamazsam bu bir odada oksijensiz kalır, nefes alamam." dedi.

Düzenlendiği ilk günden bugüne toplam 16 bin kullanıcının dahil olduğu bir platform haline gelen yarışma, dağıttığı ödüllerin yanı sıra kazanan fotoğrafların yer aldığı sergiler ve fotoğraf albümleriyle fotoğrafçılığa katkı sağlıyor.

Bu yıl Nikon, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile Türk Hava Yolları tarafından desteklenen yarışmada toplamda 10 kategoride 29 fotoğrafçı ödül kazandı.

Dünyanın her köşesinden fotoğraf profesyonellerinin başvurduğu yarışmada, geçmiş yıllarda ödül alan fotoğraflara "istanbulphotoawards.com" adresinden ulaşılabiliyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı