İnsan ticareti mağdurlarının çoğu kadınlar ve kız çocukları

Dünya genelinde "modern kölelik" şeklinde de adlandırılan, kadınların, çocukların ve erkeklerin sömürü amacıyla kaçırılması, zorla alıkonulması ve çalıştırılması olarak ifade edilen insan ticaretine maruz kalanların çoğunu kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.

İnsan ticareti mağdurlarının çoğu kadınlar ve kız çocukları

Kişi hak ve hürriyetlerine karşı işlenen suç olan insan ticareti, "bir kişinin rızası olmadan ticari bir meta gibi alınıp satılması veya kişi üzerinden gelir elde edilmesi" anlamına geliyor.

Dünya genelinde 40 milyondan fazla insan ticareti mağduru olduğu tahmin edilirken, tüm ülkeler hedef, transit ve kaynak ülke olma özelliğine göre insan ticaretinden etkileniyor.

İnsan ticareti dünyada cinsel sömürü, işgücü sömürüsü, çocuk evlilikler, çocuk satışı, zorla dilendirme, çocuk askerlik ve organ ve doku ticareti biçimlerinde görülebiliyor.

AA Muhabirinin "30 Temmuz İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü" nedeniyle Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisinin (UNODC) "İnsan Ticareti 2020 Küresel Raporu"ndan derlediği bilgilere göre, insan ticareti mağdurları çoğunlukla savunmasız olduklarında hedef alınıyor.

İnsan ticareti, silah kaçakçılığı ve uyuşturucu ticaretinden sonra yasa dışı en fazla gelir getiren üçüncü suç türü olurken, organize suç örgütleri bu suçtan yılda 150 milyar dolar gelir elde ediyor.

 HER 10 KURBANDAN 5'İ KADIN

Rapora göre, 2018'de dünya genelinde tespit edilen her 10 kurbanın yaklaşık 5'ini kadınlar (yüzde 46) ve 2'sini (yüzde 19) kız çocukları oluşturdu. Mağdurların yaklaşık 3'te biri ise çocuk. Özellikle düzensiz göçmenler, zorla çalıştırma için insan ticaretinde savunmasızlar arasında yer alıyor.

Dünya çapında insan ticareti biçimlerinden en çok cinsel sömürü (yüzde 50), zorla çalıştırma (yüzde 38), suça zorlama (yüzde 6), dilenme (yüzde 1,5) ve diğerleri yaygın olarak görülüyor.

Çocuk kaçakçılığında en çok aşırı yoksul hanelerden ve işlevsiz ailelerden mağdurlar veya ebeveyn bakımı olmadan terk edilmiş mağdurlar hedef alınırken, düşük gelirli ülkelerde, mağdurların yarısını çocuklar oluşturuyor ve çoğunlukla (yüzde 46) zorla çalıştırma için kaçırılıyorlar.

Aşırı yoksul hanelerde yaşayan çocuklar özellikle savunmasız olurken, çocuk mağdurlar en çok Batı Afrika, Güney Asya ve Orta Amerika ile Karayipler'de bulunuyor.

Daha yüksek gelirli ülkelerde ise çocuklar esas olarak cinsel sömürü, zorla suç işleme veya dilencilik için kaçırılıyor.

Kovid-19 salgınının getirdiği işsizlik oranlarındaki artışın, özellikle istihdamda en hızlı ve en kalıcı düşüşleri yaşayan ülkelerdeki insan kaçakçılığını artıracağı tahmin ediliyor.

 GÖÇ, MAĞDURLARA KARŞI KULLANILIYOR

Bir ülkede çalışma veya kalma izni olmayan insan ticareti mağdurları, fazladan güvenlik açığı katmanıyla karşı karşıya kalıyor.

Düzensiz göçmen olarak teşhir edilme korkusu, mağdurları daha kolay sömürü koşulları altında tutabilen insan tacirleri için güçlü araç olabiliyor.

Dünya çapında göçmenler, insan ticareti kurbanlarının önemli bir kısmını oluşturuyor.

İnsan ticareti mağdurlarının Batı ve Güney Avrupa'da yüzde 65'i, Orta Doğu'da yüzde 60'ı, Doğu Asya ve Pasifik'te yüzde 55'i, Orta ve Güney ile Doğu Avrupa ve Kuzey Amerika'da yüzde 25'i göçmenlerden oluşuyor.

 BAZI SEKTÖRLERİN "GÖRÜNMEZLİĞİ" ZORLA ÇALIŞTIRMA İÇİN İNSAN TİCARETİNİN GİZLENMESİNE YARDIMCI OLUYOR

İnsan ticaretinin farklı biçimleri arasında yer alan ev köleliği amaçlı insan ticareti, dünyanın her bölgesinde görülüyor.

Rapora göre, ev içi kölelik için insan ticareti mağdurları, diğer insan ticareti biçimlerinde nadiren görülen cinsel, fiziksel ve psikolojik istismar dahil olmak üzere çeşitli sömürü ve şiddet biçimlerine maruz kalıyor.

Ev köleliğinin yanı sıra deniz balıkçılığı ve tarım ve madencilik gibi mesleklerin işçilerin izole edilebileceği meslekler olması nedeniyle, denetimin olmadığı durumlarda suistimallerin tespit edilmesi ve cezalandırılması daha zor oluyor.

 İNSAN TACİRLERİNİN PROFİLİ

İnsan ticareti nedeniyle soruşturulan veya tutuklanan, kovuşturulan ya da hüküm giyen kişilerin yüzde 67'si erkek ve yüzde 33'ü kadın olurken, bunların çok az bir kısmı 18 yaşın altında.

Bununla birlikte, insan tacirlerinin vatandaşlık profili, menşe ve varış ülkeleri farklılık gösterirken, 2018'de mahkum edilen insan tacirlerinin çoğu, mahkum edildikleri ülkenin vatandaşıydı.

Öte yandan, çok çeşitli suçlular ve gruplar insan ticaretine karışırken, tacirler kurbanlarını kontrol altına almak ve sömürmek için farklı taktikler kullanıyor.

 TÜRKİYE'NİN İNSAN TİCARETİYLE MÜCADELESİ

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 2020 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu'na göre, Türkiye insan ticaretiyle mücadele alanında sürecin başından beri var olurken, bu konuda önleme, koruma, kovuşturma ve iş birliği alanlarında istikrarlı ve kararlı bir mücadele sürdürüyor.

Bu konuda ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdümü sağlamak amacıyla Ekim 2002'de Dışişleri Bakanlığı başkanlığında "İnsan Ticareti ile Mücadele Ulusal Görev Gücü" kuruldu.

Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu'nda insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı 2005'te suç olarak tanımlandı, bu suçları işleyenlere 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası getirildi.

Birleşmiş Milletler'in (BM) 2003'te yürürlüğe giren Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadele Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi) ve Sözleşme'ye ek "İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına ilişkin Protokol"ünü ilk imzalayan ülkelerden olan Türkiye, Avrupa Konseyi İnsan Ticaretiyle Mücadele Sözleşmesi’ni de (GRETA) 19 Mart 2009'da imzaladı.

"Mağdur Destek Programı" ve "Gönüllü ve Güvenli Geri Dönüş Programı" da dahil olmak üzere, Türkiye insan ticaretiyle mücadele çalışmaları ve mağdurların desteklenmesine ilişkin çeşitli düzenlemelerde bulundu.

Türkiye, öte yandan insan ticaretiyle mücadele alanında Belarus, Gürcistan, Kırgızistan, Moldova ve Ukrayna ile iş birliği protokolleri imzaladı.

İnsan ticaretinde kaynak konumda olan ülkelerle İçişleri Bakanlıkları arasındaki iş birliği çerçevesinde ortak operasyonlar düzenleyen Türkiye, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile göç konularının yanı sıra insan ticareti ile mücadele alanında da iş birliği sürdürüyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz